- 383 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
21 Mart’ın Hayatımdaki Yeri
21 Mart Pazartesi günü baharın müjdecisi olan 21 Mart Nevruz Bayramı, 21 Mart Dünya Şiir Günü, 21 Mart Halk Ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nun 43’üncü ölüm yıldönümü, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü olduğu gibi benim ve arkadaşlarım içinde ayrıca Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinin feshinin 1’inci yıldönümüdür…
Evet, bundan tam bir yıl önce 21 Mart 2015 Cumartesi günü yapmış olduğumuz 10.Dönem Olağan Genel Kurul Toplantısında almış olduğumuz karar sonucunda 26 Nisan 1994 tarihinden itibaren 21 yıldır büyük bir özveri ve fedakârlıkla haklı ve onurlu mücadele vermiş olduğumuz derneğimizi fesih ederek son vermiştik…
Bundan 22 yıl kadar önce 26 Nisan 1994 tarihinde ilimizde yaşayan engelli insanların sorunlarını araştırıp, çözüm bulmak ve toplumun bir parçası olan engelli insanları dört duvar arasında yaşamak yerine onları gün ışığına çıkararak toplumla bütünleştirmek, hastalıkları ve hakları konusunda bilgilendirip bilinçlendirmek, tüketicilikten kurtararak üretici bir insan bilinci içinde sosyal ve kültürel faaliyetlerin içine çekerek yaşamlarına renk katmak amacıyla kısıtlı imkânlarla kurduğumuz ve büyük bir özveri ile çalışmalar yaparak, her türlü ortamda engellileri en iyi şekilde temsil ederek sorunlarına çözüm getirilmesi için tüm olumsuzluklara ve imkânsızlıklara rağmen mücadele ettiğimiz Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinin hayatımda ki yerini ifade edecek kelimeler bulamıyorum…
Yoktan var ettiğimiz, ellerimizle kurduğumuz, tırnaklarımızla kazıyarak ilimizde ve ülkemizde saygın bir yer edindirdiğimiz, çatısı altında olmaktan gurur ve onur duyduğumuz, engellilerin sorunlarına çözüm arayabildiği ve aradığı çözüme de kavuşabildiği tek yer olan ve aradan bir yıl geçmesine rağmen halen insanların sevgi ve saygı ifadeleriyle andığı bir dernek olan TSD Malatya Şubesini ne benim ne de mücadele arkadaşlarımın unutması, unutmamız mümkün değildir…
Aradan geçen bu bir yıl içerisinde karşılaştığımız, konuştuğumuz yüzlerce insandan, “Keşke kapatmasaydınız, sizin haklı ve onurlu mücadelenizi herkes biliyordu, her zaman sizin verdiğiniz mücadeleyi sevgi ve saygıyla takdir ederek takip ettik, keşke herkes sizin gibi dürüstçe sorunları dile getirmiş olsaydı engellilerin sorunları kısa sürede biterdi, hep dik durdunuz, hiç boyun eğip yalakalık yapmadınız, sizin yokluğunuz Malatya için, engelliler için büyük bir kayıptır” gibi sözlerle çok karşılaştık…
Bu sözleri duymak benim için onur verici bir duygudur… Her insanın, her STK’nın duyamayacağı sevgi ve saygı sözleridir bunlar… Bu güzel sözleri hak ettiğimize de inanıyorum…
Mücadele vermeye başladığımız ilk günden son güne kadar hiçbir zaman prensiplerimizden, ilkelerimizden ve kişiliğimizden ödün vermeden ve din, dil, renk, ırk, cinsiyet, siyasi, mezhep, sosyal, kültürel ve etnik engelli veya engelsiz vb gibi ayrım yapmadan sadece ve sadece engelliliğimizden dolayı yaşamış olduğumuz sorunlarımıza çözüm üretmek amacıyla kısıtlı imkânlarımızla ayakta durmaya çalışarak faaliyetlerimizi yürüterek sorunlarımıza çözüm aradık…
TSD Malatya Şubesinin kapanmasından sonra ilimizde değişen ne oldu diye soranlar ve merak edenler olmuyor değil elbette… Değişenlerden bir iki tanesini kısaca belirteyim, olumlu veya olumsuz olduklarına sizler karar verin…
Bizler TSD Malatya Şubesini kapattıktan sonra ilimizde açılan dernek sayısı 8 tane ve bizim dışımızda ise kapanan 2 tane daha dernek olmuş. Şu an itibariyle ilimizde engellilerle ilgili faaliyette bulunan değişik isimlerde ve değişik engel gruplarından 21 tane dernek ve 14 tanede spor kulübü olmak üzere toplam 35 tane dernek bulunmaktadır.
Aradan geçen 365 gün içerisinde engellilerin gerek yerel gerekse de genel olarak yaşadığı sorunlarla ilgili spor kulüplerini bir kenara bırakın ilimizdeki herhangi bir dernek adıyla olumlu ya da olumsuz olacak şekilde yerel veya ulusal medyada en ufak bir açıklama yapıldığını görmedim… Yapıldıysa da sürekli internet başında bulunan ve sosyal paylaşım siteleri ile haberleri takip eden biri olarak ben duymadım…
Düşünüyorum bu bir yıl içerisinde ilimizde ve ülkemizde engellilerin yaşamış olduğu yerel ve genel sorunlar bitti her şey güllük gülistanlık mı oldu acaba? Eğer sorunlar bittiyse bir engelli vatandaş olarak ben neden halen sorun yaşamaya devam ediyorum? Yok, bitmediyse neden bunları kamuoyuna açıklamıyorlar? Yaşanılan sorunları dile getirebilecekleri gibi çözüm üretilenleri de getirebilirler aslında… Bu tür soruları birbiri ardınca yazıp uzatabilirim aslında… Ancak gerek yok, yetkilisi de yetkisizi de kısacası kamuoyu neyin ne olduğunu görüyor ve biliyorlar…
Sözün özü olarak, yeri doldurulamayacak bir mücadele odağıydı derneğimiz… Burada bir gerçeği de belirtmeden geçmek istemiyorum… Aslında tek başına derneğimiz o seviyeye gelmedi elbette… Eğer dernek olmasıyla o seviyeye gelinmiş olunsaydı şu anki diğer derneklerde bu seviyeye gelebilirdi… Sonuçta onlarda bir dernek… Derneğimizi o seviyeye getiren saygın bir yer edinmesini ve güzel faaliyetler yaparak engelli sorunlarına çözüm getirilmesi amacıyla güzel mücadele verilmesini sağlayan ilk günden son güne kadar işin mutfağındaki yani yönetim kurulundaki benim, arkadaşlarımın ve üyelerimizin bir aile gibi ilkeli ve prensipli oluşumuzdan kaynaklanmıştır… Dernekten öte iyi günde kötü günde birbirine kenetlenen bir aile ortamı yaratmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuştuk…
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.