Doğruluk Üzerine Konuşmalar
Dün savurduğum tümcelerimi topladım ve sızlanmayı bıraktım.Bir geleceğin ilk temel atışlarına başladım.Gördüklerim kaostu ,gafletti ve sefaletti.Dünyanın bir uçurumdan gittiği ve karşı çıktıklarımın bile 2 defa doğruyu gösterdiği zamanların doğru olduğu zamana denk gelmişti saatim.
Bu kesimin içinde bile doğruluk payı çok azdı.Duraksadım ve kendime sordum ben bu yanlışlığın neresindeyim?Doğruluğun kaçıncı katındayım ?Ne hakla diyorum kendi kendime.Ne hakla yargılama gücünü kendi ellerime alıyorum.Hakkım olmayan bir yargılama ile soruyorum.Yargılamak doğru olmuyorsa en azından doğru soruyla başlamak gerek hem imtihanda hem yargılamada .Saf tuttuğumuz cenaze namazlarını düşünüyorum.Neden diyerek sordum kendime?
Ölüm bizi yakınlaştırıyor.Neden?
Gerçek bu .Ya yaşam ya sevgi ya kardeşçe yaşama biçimi?Dünyada ölümden sonra kıymetini yaşarken bulamamak.Üzülesi bir durum.Ölenlerin baş tacı yaşayanların köşe taşı olma durumu.Aslında en çok tartışılması gereken konu bu doğruluk.Kimin doğru olduğu?Çıkarsız,menfaatsiz ve adil bir şekilde.
Özlüyorum o namazlarda saf tutan halimizi.Dağılmadan saflaşmadan ,sırtlaşmadan birbirimize kardeşçe ve güvenerek baktığımız o tatlı tebessümleri özlüyorum.Herkesin birden birbirini suçlamayı bırakıp gerçek suçlunun peşinden koştuğu .Doğrunun gerçekten hak için yapıldığı kimse için kendi ayıbını örtmek için bir kılıf olarak kullanılmadığı bir doğruluk özlemi ile duraklanıyorum.Sonra vazifelerimi hatırlıyorum .Önce kendime ve sonra çevrene ve son olarak evrene Özdemir Asaf’ın sözleriyle bitiriyorum:
-Ne para istiyorum ne de pul. Tek istediğim yalansız bir kul. »
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.