- 451 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÂSIM’IN NESLİ, ÂKİF’İ ANLIYOR!
KAZIM ÖZTÜEK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
ÂSIM’IN NESLİ, ÂKİF’İ ANLIYOR!
İster “Âsım’ın nesli” diyelim, ister; “Dindar nesil”, isterse de; “Şuurlu nesil”…. Hepsi aynı kapıya çıkar. Dinamik toplumların oluşmasında, temiz toplumların meydana gelmesinde, gençliğin payı büyük!
Hayatımızı, dün, bugün ve yarın olarak anlayabilir, düne; yaşlılık, bugüne; gençlik, yarına da; bebeklik veya çocukluk diyebiliriz. Yarınımız bugün oluyor, bugün düne dönüyor. O halde bugünü iyi değerlendirmek, bugüne anlam kazandırmak ve boşa geçirmemek için; Kur’an’dan ilham alarak, İslam’ı zamanın idrakine söyletmek, asra damga vurdurmak zorunluluğu kaçınılmazdır.
Zamanın Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Dindar gençlik” dediği, “Âsım’ın nesli” gençliktir. Türkiye, gençlere önem vermelidir. Bu açıdan bakılınca, Cumhurbaşkanımızın; ilk defa olan; “gençlik sohbetleri” ni önemsiyorum. Zira bugünün gençliği, dünü bilmiyor, koalisyonlardan, darbelerden, 12 Eylüllerden, 28 Şubatlardan…haberi yok. Yine bugünün gençleri; Türkiye’nin nereden nereye geldiği hakkında fikir sahibi değil. Bu gençlere, tarihi en yalın ve en doğru şekilde aktarmak hepimizin boynunun borcudur.
Hiçbirimizin ihmal etmeye, savsaklamaya ve işi geçiştirmeye hakkı yoktur; gençlere el uzatmak, onlarla, kültürel, edebi, tarihi, dini ve milli konularda hasbihal etmek, dündeki yanlışların bugün ve yarın yapılmasına göz yummak için mutlaka, “yarınlarımızın umudu olan gençlerimizin” yanında olmak durumundayız.
Değerli dostlar, buradan; mutlu olduğumu, gençlerimizde, “Âsım’ın Nesli” şuurunun uyandığını söyleyebilirim. Zira TYB Konya Şubesi, “Âkif Okumaları” adı altında sürdürdüğü çalışmalarının ilk meyvesini, 19 Mart 2016 tarihinde, 2016 yılının ilk kültürel etkinliğinde ortaya koydu! Katılımcı ve panelist gençlerimizin gözündeki o; milli, dini, ahlaki… pırıltı bendenizde umut ışıkları yaktı!
Dedim ki; “Korkma!” evet Âkif de öyle diyordu;
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak,
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak,
O, benimdir, o, benim milletimindir ancak!
……………………………………
……………………………………
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’d ettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri ’’toprak!’’ diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
………………………………..
…………………………………
…………………………………
İstiklal Marşını anlamak, Âkif’i anlamaktır. Âkif’i anlamak, yurdu anlamak, Müslümanların, haçlılarla nasıl mücadele ettiklerini, bu hususta ne gibi badirelerden geçtiklerinin idraki içinde olmak, yurdun; “yokuşlarda susatılmak” istenmesini anlamaktır! (22 MART 2016)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.