ŞİİRDE İMGE / NEO SÜRREALİZM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kalitesini konuşturan bir şiir nasıl tasarlayabiliriz? Öncelikle bu sorudan başlama gereksinimini duyuyorum. Aslında düşsel klasta şiir mentalitesi üst düzey bir literatür poetikasına sahibiz.
Nedir iyi bir şiir yazmanın maddeleri?
- Öyle edebiyatın güçlü şairlerine gitmeye gerek yok bir nevi şiir yazmak için uzak düşlere ve klişe hayal kavramlarını okumaya da. Şiir zekası; defterde güçlü kalemleri okuyup onların duygularından çok şiiri nasıl tasarladığı üzerinde duymalıyız.
Örneğin; "ağaca astığım çığlıklara ne oldu?" diyen bir zeki çelik
veya bir başka örnek ile; "ağır bir imanla dindi yağmur" diyen bir sema güler şiirsel zekalarını etkileyici bir üslup ile okuyucuyu adeta şiir yazmaya zorlayan düş kaynağı sunmuşlardır.
ve kimi zaman ferhad gülsün’ün az söz dizini ve çok imge oyunu ile kısa şiirler ile müthiş bir ambiyans yakalaması onu okurun hayli ilgisini çeken bir şair hâline getirmiştir. Bunun en somut örneği; "el fatiha" adlı şiirinin altında gizlidir.
- iyi bir şiirde bir diğer önemli husus soyut ve somut kavram ilişkisidir.
bunlar kendi aralarında 4 ’e ayrılır.
■ somut + somut
Örneğin; ellerin gözlerimi hapsetti.
diye bir çağrışım oluşturalım. Bilindiği üzere el ve göz somut kavramlardır. Somuttan somuta yapılan çağrışımlar basit gibi görünse de şiirde işlevine göre etkinliği değişir.
■ soyut + somut
Örneğin; ruhumu bir hırsız gibi çaldın sevgilim.
ruh bilindiği üzere soyuttur. Ama hırsız somut ve görülebilir bir kavramdır...
bu tür imge yapısı şiiri hep diri tutar ve okuyucuyu sürükler.
■ somut + soyut
Örneğin; yaralı bir umut gibi çarptı yüzüme gelişin.
yara hissedilen bir duygudur. Umut ise düşseldir. Bu örnek de nitekim şiirde yüksek potansiyel oluşturabilir.
■ soyut + soyut
Örneğin; kötülük korkunun babasıdır.
Diğer maddelere nazaran soyuttan soyuta girift bir imge oluşturmak yüksek bir imge yeteneği ile kıstastır.
Yazımın başlığında neo sürrealizm (vislodizm) diye not geçmemin sebebi aslında soyutun soyutla olan kuvvetli bağıdır. Soyutluk asıl gücünü doğadan alır.
Örneğin; Yeryüzü büyülü elleri ile yağmuru avuçlarına çekiyordu.
Bir başka örnek ile; vampir bir çilek kendi kanını emip, olgunlaştı.
Yukarıdaki örnekler zihinde resmedilip kağıda dökülebilir olduğundan birer vislodist düş hâline gelmiştir.
- Bir diğer husus ise; Maddesel çağrışımlar yığınıdır.
Basit bir örnek verelim; Üzüm olmaya toy bir yeşilken gözlerin, asmanda o bıyıkları kıskandım.
Nitekim üzüm ekşi iken bıyık görünümlü ince dallar çıkar asmada sevgilinin gözleri yeşil ve onu bıyıklı adamlardan kıskanan bir erkek.
- Bir Diğer husus ise kelime oyunlarıdır.
Birkaç örnek ile;
sağırlaşan zamanda
ağırlaşan bir roman
yüz üstünde suyun
toprağa sızan gölgesinde
gül yüzün uyusun
gibi daha da çoğaltılabilir bu tür kelime oyunları...
- Şiirde paradoks (celişki) ifadeler ve rücu sanatı barındıran ve yer yer leff ü neşr ile ikili dizelerde can alıcı vurgular da ayrı bir önem taşır.
Birer örnekler ile sunacak olursak tezimizi
@ En çok bir çift yeşili seveceğim
hiç aşık değilken zümrüt gözlerine (çelişki:paradoks)
@ ağır ağır yaklaşıyordu
Saçların ellerime
Bir at yelesi gibi salınıp
bir atın yelesiydi oysa yaklaşan
Saçların değildi... (rücu sanati:cayma, önceki söylenileni çelişir kılma, sanma gibi...)
@belki de güldü dikendi karanfildi ömrüm
................ soldu battı kanadı öldü can özüm (leff ü neşr: üst dizedeki kavramların alt dize ile bağlantısı; gülün solması dikenin batması karanfilin mecazen kan’aması ile ilişiği...
- Son olarak değineceğim bir diğer önemli husus; Şiirde klişe ve alışıla gelmiş kişi zamirleri ve yer yer aynı kelime kalıbı şiirin anatomisini bozar.
Nedir bu ifadeler; ’sol yanım’ ’esrik’ ’sen-ben’ gibi ifadelerdir...
İyi bir şiir, şairin aynasıdır. Düşler ise şairin oyun bahçesidir.
Işıkla kalınız...
YORUMLAR
n e. m
yazının güzelliğini ve öğreticiliğini tebrik etmezsem ustalara ve şiire saygısızlık etmiş olurum.
güzel bir anlatı.
kutluyorum.
saygımla.
Xanthi
her türlü eleştiriye
teşekkür ederim ilginize
Xanthi
Hoş geldin güzel insan
Tebrikler böyle yazılara çok ihtiyacımız var Çocuklara, gençlere şiiri sevdirdiğimiz gün sevginin nerelere kanalize edilmesi gerektiği savıyla bu gerçeği kabul edenler önder olmaya namzet olacaklardır Gönülden kutluyorum daha çok şiir ve daha çok mak'alelerinizi görmek umuduyla sevgiler baki selamlar gönderiyorum
yukapel tarafından 3/21/2016 9:55:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Xanthi
ilginiz çok mutlu etti beni
sağolun
Bu yazıyı okurken aşırı derecede şiir yazasım geldi; mutluluk hormonlarım salgılandı :))
çok tebrik ediyorum güne de yakışmış :)
nice güzel şiirlerde buluşmak dileğiyle; Dünya şiir günümüz kutlu olsun :)
Xanthi
mutlu ettiniz beni
Allah bu şiir davasından bizi caydirmasin
hayırlı akşamlar dilerim
Xanthi
güzel düşüncelerin mutlu etti beni
saygılarımı sunuyorum güzel gören yüreğinize
Merhaba genç adam
Bu yazı bir harika olmuş hayran oldum bu zengin yüreğinize
Ben çok şey öğrendim ve tekrar tekrar okuyup anlayamadıklarımızda çözmeye gayret edeceğim
Bu yaşta bu kültür müthiş bir zeka ve öğrenme azmi beni çok şaşırtı
Bir şiirde yorumunuzu okudum hayran oldum ve sayfanıza konuk olma ihtiyacı duydum
Iyi ki gelmiştim
Iyi ki sizi tanıdım başarılarınızın devamını diler çok tşk ederim hoşça kalın
Xanthi
güzel bakan gönlüne Allah'ım zeval vermesin.
Saygılarımla her daim
Minos
Benim bir tek erkek kardeşim vardı, onu da trafik canavarı elimden aldi
Onun yerine geçer misin?
Çok sevinirim hoşça kal
Xanthi
severek kabul ederim elbette değerli ablacığım
Ben Türkiye'de okumadigim için aslinda Türkçesiyle sürrealizm sözüyle pek fazla karsilasmadim.
Hollandaca olarak daha çok duydugum bu kavramin aslinda siiri içerdigini de bilmiyordum.
Meger siiri de içeriyormus, benim gibi hayalgücüne sahip, hamasetten hoslanan bir çeyrek sairin, ay yani sair aday adayinin ilk seçimlerde alacagi oy ile, yani ilerde sair olursam sürrealizm ile ilgilenecegim.
Ki nerden bileyim Andre Beton'un manifestosunu bile okurum, ki Türkçesi bile yayinlanmis baktim arama motorundan.
Ben seni Felix diye hatirliyordum, nikini degistirmissin, hatta hatirlarsan sana da yakismadigi gibi durduk yere gereksiz bir söz etmistim sen de beni kibarca kalaylamistin.
Hem yeni nikin, ki çok daha güzel olmus, hem de günün yazisi seçilen yazini tebrik etmek isterim.
Saygilarimla,
Xanthi
her şey gönlünce olsun.
kimseye kötülüğüm asla olmaz ben kötü şeyleri hep çöpe atarım.
Saygılarımla güzel düşüncelerine ve şahsına ağabeyim
Kuralıyla yasamak sıkar bazen,
şiir elbette ciddi bir husus saygım sonsuz ama bazen insanlar duygu ile hırpalanmışlık ile yazar ve içindeki ağrı dağı kadar ağırlıktan kurtulduğunu zanneder, bu durumlar da şu olur;
illaki her şiiri kuralı ile okuyacağım kanaatinde başlarsan şiiri okumaya elbette sarsılırız,o yüzden temkinli dokunmak gerek dizelere, ben şahsen şair değilim ama şairleri okudum, okuyorum az çok bilirsin.
ama insanların duygularını ve kalplerini de okumayı severim, her hüzün her acı yahut sevinç başka bir çiçeğin tohumu gibidir toprakta.
Hasat önemli..
Yazılandan alınacak çok şey var diyorum.
Payıma düsene eyvallah dedim elbette.
Bir not:
Şiir yaşamayı öğrendiğimizde(ki bu mümkün değil) cennetin harfleşmiş hali olacak.
Selam ile.
Xanthi
mutlu ettin kalemimi
ışıkla kal.
ne yapmaya çalışıyorsun...anlayamıyorum sizi...her şeyi hallettiniz de bir de eleştirmenliğe mi soyundunuz...size gerçekten helal olsun...sizdeki cesaretin binde biri bende olsaydı edebiyat dünyasını sallardım :)))))))hep bir yerlerden esinleniyor ve allahına kadar çalakalem saldırıyorsun konulara...bu yazının hiçbir düşüncesine katılmıyorum...EdebiyatDefterinin hatırına yazıyı sonuna kadar okudum...yoksa şu cümlelerden sonra asla getirmem sonunu böyle bir yazının:''''''Aslında düşsel klasta şiir mentalitesi üst düzey bir literatür poetikasına sahibiz. Nedir iyi bir şiir yazmanın maddeleri? '''''''
niye inadına okumaktan kaçıyorsunuz...ya da okuyormuş gibi yapıyorsunuz...bence okuyorsan da mış gibi yapıyorsun sanki...kırıyor muyum seni bilmiyorum ama ben yalakalık yapamam..tarzım değil...ne düşünüyorsam o...genel kanaatim...üç beş ahbapçavuşun bir araya gelip çıkardığı piyasa dergilerinden sallama bir yazı gibi duruyor...budur.....................................AMEN!
DEVRİM DENİZERİ
Kara Güldürü tarzında da olsa gülemeyecek kadar yorgunum!..Aman ya Rabbim ne günlere kaldık. Kalite görgü iz' an ve hazım. İşte bütün mesele. Edebiyat defteri hatırına, demeni sevmedim. Hatıra gönüle itibar eden değil, vakur ciddi önemli kalemlere ve değerli insanlara saygı duyan önemseyen oluşumları ciddiye almak gerekmez mi.
Yeni bir bayan üye katılmış deftere. Evlere şenlik! Defterin yarısı peşinde adeta. Onun gibi daha neler. Akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan bir toplumdan söz ediyoruz sonuçta.
Canımm İyi ki varsın..
beren yılmaz
Sevgili dost Xanthi ;
Belirtmiş olduğunuz çoğu husus yerinde ve isabetli. Ama gelir görün ki; bu yazıdan nasiplenecek kişi ya da kişilerin sayısı yorum yapanlar kadar azdır...
Aynı bizim memleket mes'eleşi gibi yani anlayacağınız...
Şiiri,kendi kapasitesine hapseden-
Şiiri,sadece yaşayan canlılara armağan eden-
Şiiri,belli bir sistemde kaldırabilen-
Şiiri, kendi düşünce dünyasıyla yargılayan-
Şiiri,bilindik kelimelerle kavrayan-
Şiiri,sadece bir kadına kiralayan-
Şiiri,belli bir estetik içinde gören-
Şiiri,sadece arabesk,
Şiiri,kendi şizofren hislerinden zanneden
Dahası,bitmek dinmek bilmeyen gözyaşı pınarından halk eden...
Yani vb-
Yani vs...
Yazıyı, anlatmak istediği konuya ışık tutmuş bir fener gibi gördüm. İyi de oldu...
Kalanlarını bilahare ben yazayım.
Teşekkürler ...
Xanthi
ne mutlu bir pay alana ne mutlu pay verecek bir mahsül ortaya çıkartmayı başarabilmişsem dost
Saygılarımla hep
...
Neruda :' Şiiri kim öldürebilir ki .. Ona işkence ederler, sokaklarda sürüklerler , üstüne tükürürler, alay ederler , etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar ama şiir bütün bunları yaşar tertemiz bir yüzle gülümseyerek ortaya çıkar sonunda .'
Bazı Şiirler Hiç oyuna gelmiyor gerçekten kelimelerle.
Bir Şiir ; Kendini sonsuza kadar ifadece edebilecek okurları olursa yaşar
Bildiğimiz kelimelere yüklediğimiz imgelerin daha ötesinde ,Yaşayan ve yaşatan kelimelerin gizemli bir gücüdür Şiir. İnsanı en yalın bir duygu hâliyle evrimleştiren. Zamanın ruhunu yansıtanbir ayna.
Şiire nakşedilen sonsuz imge ötesi bir algı, his , dil içinde başka bir dil ile Kalemin kendine özgün yenilenmesiyle hiç eskimeyen yeniden diri bir Ruhun var olma başarısıdır gerçekten şiir
Varla yok arasında usulca kanatlanan evrensel bir nefestir Şair sadece algı ötesi
Yoksa ;
Bizden önce yazanları düşünmek, okumanın bir başlangıcıdır yeniden tekrarlanan
Yazının tarihçesini anlamak gerekiyor gerçekten yaşarken kelimesiz .
Işıl ışıl
Gülümseyen bir dizenin kıvrımlarında gezinirken
zamanla iyileşen ve iyileştiren şiirlerde vardır insanı
Şiir yaşamın tümüdür aslında
Sevmenin özüdür Şiir
Gerçekten faydalı bir sunum okudum .
Elbette herkesin gerçeği farklı veya rengarenk bir algıda olabilir düşler bahçesinde oynarken
Özgündü .
Teşekkür ediyorum
Saygımla
.
YAŞAYANKELİME tarafından 3/20/2016 6:28:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yazınızı çok beğenerek okudum.
Okudum ve ilk işim şiirlerinizi okumak oldu. Xanthi nasıl bir Şair ve bugüne dek nasıl şiirler yazmış? Bunu öğrenmek istedim. Çünkü doğru söylemek isterim ki, sizin şiirlerinizi okuduğumu hatırlamıyorum.
Okuduğum zaman baktım ki, (özellikle bazı şiirlerde) kesinlikle öğretici özellikleri olan mükemmellikte.
Devrini tamamlayan Şairleri hepimiz biliriz; bu Şairlerin şiirlerinin beğenilme sebepleri hep bu yüzdendir. Yoksa bugün nasılsa, o dönemlerde de Şair çoktur muhtemelen.
Lafı daha fazla uzatmadan, şiirlerinizde olduğu gibi, yazmış olduğunuz yazıyı da gayet öğretici buldum.
Tebrik ve teşekkür ederim.
Xanthi
geceme ışık kattı değerli düşünceleriniz
saygılarımla her daim
Hayranlıkla ve ilgiyle okudum değerli paylaşımını sevgili kardeşim. İmgesel tasartıların iç özlerine ilişkin, soyut - somut ilişkilerinden kaynaklı çeşitlemelerle verilmiş olan somut örnekler öylesine güzeldi ki. Bugün postmodern şiir ya da serbest müstehazat, yada imgesel ağırlıklı şiirlere anlamsızdır yaftasını mübah gören güruha güzel bir cevap gibi okudum.
Yazında nitelikli olarak bahsettiğin hususlara ek olarak ben de diyeceğim ki, imgelerin oluşturumu kadar imgelerle birlikte kullanılan dil ve uslup da çok önemlidir. kullanılan sentakslar, dış kaplamada biçim de en az özdeki mananın dış kapısını oluşturan imgelerinde avlusunu oluşturur. Kocaman bir sarayın bahçesi cılız, sararmış otlarla çevrili olamaz değil mi... ya da tam tersi bir kulübenin etrafını çevreleyen babil bahçeleri gibi olmamalı. Birbiriyle uyum içerisinde. Özün dışı, dışın da içi kapsadığı bir gerçeklikte ve estetik dizaynda ilerlemeli.
Soyut - somut ilişkisi... imge tasartımı, biçimin uygunluğu yeterli mi elbette bunlarda yeterli değil. Bunları meydana getirir iken kullanılan dilde meydana getirilen sessel olgular, aheng, ritm olayları ve mantıksal çerçevede dil ile yapılan deformasyonlar, yaratıcılıklar da en az bu söylenenler kadar gerekli ve büyük önem taşıyan unsurlardan. Cemal Süreya' nın " göz değil gözistan" tamlamasını bu çerçevede rahatlıkla söyleyebiliriz.Ya da Üvercinka .. kelimesini.
Böylesi şiire dair nitelikli yazılarının devamını özellikle beklediğimi bilmeni isterim. Harikuladeydi gerçekten. Şiire değer veren yüreğin var olsun. Sevgiyle.
Alp Aldatmaz
Ya da iste yillarca aruzcu, vezinci, hececi olduktan sonra... aaa kaç tane ayak var ki zaten dilimizde diyen çeyrek Ozan'larimizin varoldugu bir dönemde elbette siz haklisiniz.
Ben yine de o çeyrek Ozan'lara kaç tane ayak var ki sorusunun cevabi olarak diyorum ki, : sonsuz... sonsuz ayak var Türk halk siirinde...
Bertolt Brecht'in sabah uyanipta ayna karsisinda kendi kendine konusurken söyledigi kendi dilindeki seyleri, Türkçeye tercüme edip... hiçbir uyum yansimasi yoksa dahi tercümesinde.... aaa harikulade diyenlerin serbestçi, aaa kaç tane ayak var ki Türk siirinde diyenlerin de Ozan geçindigi bir zamanda, elbette haklisiniz, siz haklisiniz. :)
Saygilarimla,
Şükran AY
Alp Bey Kardeşim öncelikle sana da merhaba !
Yorumumdan cımbızladığın cümleyle direkt kendini hedeftekiler kitlesinin içine koymuş olman beni şaşırttı açıkcası. Orada yer edinmenden çok bahsetmiş olduğun istikamet farklı iken direkt burada yer almış olman. Burada ben klasik şiir serbest nazım şiir karşılaştırması yapmadım bu bir farz-ı muhal öyle olsa bile direkt divan ya da hece yazan edebiyatçı arkadaşları hedef almadım bu da iki. Serbest nazım yazarken postmodern , örtülü kapalı anlatıma karşı çıkan arkadaşlar da biliyorum ben. Eğer benim genel tavrımı yoklar nitelikte bir çıkışsa söyleyeyim ben hece de yazıyorum, aruz da yazıyorum. Divana aşık biriyim. Yunus da tasavvufu, NefÎ de ciddiyeti ve sertliği, Nabi de babacan Filazofluğu , Karacaoğlan da yaradanın verdiği nimetlerle dolu dünyada yaşama sevinciyle dolmayı da sevdim. Ben klasik ya da serbest şiir ayrımı getirmedim ki... Neden böylesi bir tavır sergiledin anlamış değilim. Kendimce de şiirimde gerek ses olsun, gerek içerik olsun klasik şiiri benimseyen bir tavrı her daim destekledim. Sana Cevrî divanından bir beyitle hoşçakal diyorum. Selam, sevgi ve saygılarımla.
Tâ ceşm-i ütan kalenderîdir
Dil töhmet-i ârdan berîdir...
Alp Aldatmaz
Elleriniz dert görmesin.
Ben Pakistanlilara kizdim, onlara sitem etsem dinlemezler diye, size size sitem ettim. Beni siz anlarsiniz diye Sükran abla.
Edebiyatta ben minicik bir damla bile edemem, ben edebiyatin icinde degilim, disinda olup, içinde yer almaya hevesli olanlardanim sadece, ben bilgiye ve sevdigim abla ve agabeylere saygi duyarim. Bazen de nazlanirim.
Yazdiginiz hersey de haklisiniz efendim.
Selamlar, sonsuz saygilar...
Şükran AY
Canımsın. Estağfurullah. Yazdığın şiirlerin incelikli, nitelikli ve özge oluşlarından belli ne kadar dışında olduğun kardeşim. Eğer yanlış anlaşılmışsam ben de özür dilerim. İnan öylesine çok kez böylesi cümlelerle karşı karşıya kaldım ki .Epey yaralıyım bu konuda .Sanırım bu yüzden kullandım ben de. Yoksa kimseyi ne hedef tahtasına koymuşluğu düşünürüm ne de karşıma alırım. Sonuçta sevgi, saygıdır bizleri birlikte tutacak olan. Şiir sonra gelir. Esenlik dileğiyle. Selam ve saygılarımla.
Şükran AY
Canımsın. Estağfurullah. Yazdığın şiirlerin incelikli, nitelikli ve özge oluşlarından belli ne kadar dışında olduğun kardeşim. Eğer yanlış anlaşılmışsam ben de özür dilerim. İnan öylesine çok kez böylesi cümlelerle karşı karşıya kaldım ki .Epey yaralıyım bu konuda .Sanırım bu yüzden kullandım ben de. Yoksa kimseyi ne hedef tahtasına koymuşluğu düşünürüm ne de karşıma alırım. Sonuçta sevgi, saygıdır bizleri birlikte tutacak olan. Şiir sonra gelir. Esenlik dileğiyle. Selam ve saygılarımla.
Şükran AY
Canımsın. Estağfurullah. Yazdığın şiirlerin incelikli, nitelikli ve özge oluşlarından belli ne kadar dışında olduğun kardeşim. Eğer yanlış anlaşılmışsam ben de özür dilerim. İnan öylesine çok kez böylesi cümlelerle karşı karşıya kaldım ki .Epey yaralıyım bu konuda .Sanırım bu yüzden kullandım ben de. Yoksa kimseyi ne hedef tahtasına koymuşluğu düşünürüm ne de karşıma alırım. Sonuçta sevgi, saygıdır bizleri birlikte tutacak olan. Şiir sonra gelir. Esenlik dileğiyle. Selam ve saygılarımla.
beren yılmaz
Şükran Hanım, sizinde bu yazıya yaptığınız şu yorum ile şiirden anlamadığınızı büyük bir hayranlıkla okumuş oldum.
Sizede bravo !
Xanthi
ha bunları yorumunuzdan dolayı yazmıyorum. yorumunuza dair düşüncelerim saygıdan öteye gitmez bilmenizi isterim. özelllikle ve hatta yakalalık ve pohpohlama gibi tabirlerde bulunmanıza rağmen size yine saygım sonsuz.
bu ilk ve son düşüncem bu yazım altında.
kırdım ise incittim ise birilerini affola
Saygı ile.
Şükran AY
Sevgili Mehmet, lütfen incitme yüreğini bilirsin eleştirinin şiire de yoruma da yapılanı, öncelikle savunulan düşüncenin ispatıyla meşruluk kazanır. Ötesi ...
iyi gecelerin olsun.
şiir parçalanmışlığın ruhudur.. bütünlüğün değil. öyle olsaydı yazma gibi bir derdimiz olmazdı..her şairin kendi dilidir yaslandığı imgeler. sen kül rengi bir saçı, veya kahverengi saçları başka görürsün. bir başka şaire göre ölümü çağrıştırır yani ölümdür saçlar onda..bir ölüm fügü
senin altın saçların margarete
senin kül olmuş saçların sulamith / paul celan
..
yarı uykunun güneşleri mavidir saçların gibi sabahtan
bir saat önce
onlar da çabucak büyür bir kuşun mezarındaki ot gibi / paul celan
..
sadece özgün olalım kendi dilimizi yaratalım.. hepsi bu.
Xanthi
teşekkürler değerli Aysu.
ÇOK KORKUYORUM....
Bu kenti seninle tanıdım ben
Seninle yaşadım
Şimdi; Istanbulu
Böyle sensiz görmek
Böyle hüzünlü görmek
Böyle bomboş görmek
Beni ürkütüyor
Acımı dahada katlıyor...
Ayrılık;
Hiç böylesine acı vermemişti bana
Kaçıp gidesim geliyor buralardan
Nereye gideceğimi,
Ne yapacağımı
Bilemiyorum
Ve;kör kurşun gibi
Dönüp kendimi vurasım geliyor....
Sensizlik;
İçimde büyüyor
Bir uğultu oluyor
Kulaklarımı kapatıyorum
Ve.....
İlk kez itiraf ediyorum
Çok korkuyorum....
16 / 5 / 2005
IŞIK Mehmetali
................................. Saygı ve selamlar...
Xanthi
saygılarımla ağabeyim