- 743 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TOPLUMSAL KANIKSAMALAR
Aydınlık bir güne uyanmanın umuduyla kendime “Günaydın!” dedim.
Ardından sosyal medyadan İstiklal Caddesi’nde bir canlı bombanın kendisi patlatarak yine birçok masum yurttaşımızın hayatlarını aldığını öğrendim ve aydınlanmasını umut ettiğim günüm karanlığa gömüldü.
Anladım ki yine aydın bir güne uyanamamıştım ve uyanamamıştı Türkiye’m.
Daha birkaç gün önce Ankara’daki patlamanın acısını unutamamışken bu yeni kanlı saldırıyla ülkemdeki yurttaşlar gibi ben de kedere ve karamsarlığa sürüklenmeye devam ediyorum.
Ülkemin her yeri savaş alanına döndü, Reyhanlı’da, Suruç’ta, Ankara’da ve İstanbul’da canlı bomba adını verdikleri intihar komandoları yurdum insanına korku ve endişe veriyor ve yüzlerce can alıyor.
Siyasi iktidarın aldığı yayın yasağıyla ne olduğunu bile anlamayan bir toplum haline getirildik. Acun’un fantastik adasında hayal âlemlerinde ve onlarca saçma dizi ve yandaş medyanın yalanlarıyla uyutuluyoruz.
Sosyal medyada ölüm, bir espri haline getirildi ve terör, topluma kanıksatıldı.
Siyasi iktidarın sosyal medya neferleri kan gölüne dönmüş ülkemin kurtuluşunun “başkanlık”ta yattığını topluma kabul ettirmeye çalışıyor.
Bu karamsar düşüncelerle arkama yaslandım ve “kanıksamak” sözcüğünün TDK’daki sözlük anlamına baktım.
Kanıksamak, çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak, bıkkınlık getirmek, usanmak.
Aklımın anormal gördüğü neleri kanıksadım son on yılda diye bir yolculuk yaptım zihnimin derinliklerine.
Yolsuzlukların ve yoksulluğun nasıl da normalleştiğini gördüm toplum nazarında.
Ülkemin kurucusu M. Kemal Atatürk’e hakaret etmenin nasıl da moda olup övünülecek bir ahlaksızlığa dönüştüğünü bir kez daha fark ettim.
Andımızın kaldırılışı, Ziraat Bankasından TC’nin atılması, Ergenokon iftirasıyla onlarca komutanın hapse atılıp değersizleştirilmesi.
Tüm Müslüman komşularımızı yıkarken ABD, bizim ise ABD’nin yanında yer alışımız.
Ağzına Türk milletinin adını almayan bir Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Eski dostların terörist, teröristlerin yeni dostlar oluşu ve sonra birden siyasi rejimin yanında yer almayan herkesin ve her kesimin vatan haini ilan edilmesi.
Özelleştirme hikâyesiyle tüm kamu kuruluşların yandaşlara peşkeş çekilmesi.
Ayakkabı kutularında saklanan ve ne olduğu bilinemeyen milyonlarca kirli dolar.
Yargının siyasallaştırılıp toplumun hukuka olan inancının yitip gitmesi.
Siyasi iktidarla aynı görüşü paylaşmayan herkesin devlet kademelerinden uzaklaştırılarak ötekileştirilmesi.
Onlarca yıldır tek başına iktidarda olmasına rağmen kaldırılmayan milletvekilliği dokunulmazlıkları.
Her geçen gün artan işsizlik ve istikrarsızlık.
İleri demokrasi masalıyla uyutulup demokrasiden uzaklaştırılan bir Türkiye.
…
Daha örnekleri artırmak mümkün, sizin de kanıksadığınız ya da ekranlarla size zorla kanıksatılmaya çalışılan onlarca kahpeliği fark etmişsinizdir.
Yukarıda kanıksamalar olarak saydığım onlarca maddeyi, aklım ve vicdanımın kabul etmedi ve etmiyor da.
Bütün bir toplum kanıksasa tek başıma kalsam bile asla saydığım alçaklıkları kabul etmiyorum ve etmeyeceğim de.
Milletini çapulcu gibi gören bu çapulcuların hiçbir dayatmasını kabul etmiyorum, etmeyeceğim de.
Dünya unutmamalıdır ki, karamsarlığı ve umutsuzluğu bu millet Kurtuluş Savaşında genlerinden bir daha geri gelmemek üzere çekip fırlattı.
Patlayan bombalar ancak sizin korkak yüreğinizin sesleri olacaktır.
İnsanlığa, hukuka ve demokrasiye olan inancımızı yitirmeden aklın, bilmin ve M.Kemal’in önderliğinde ulusumuz için mücadeleden vazgeçmeyeceğim ve vazgeçmeyeceğiz de.
Sözlerimi bağımsız Türkiye’nin mimarı Ulu Önder Atatürk’ün sözleriyle sonlandırmak istiyorum:
“Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.”
19.03.2016-İstanbul
Abdulkadir Güngör
YORUMLAR
Abdulkadir Güngör
Saygı ve hürmetlerimle...