- 879 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TESADÜF
Resim : Muhip Erdener SOYDAN (babam)
20/10/1943- 15/10/1986
Üç beş defadır tesadüf ediyordum.Yürüyüşü, duruşu, bakışı dikkatimi çekmişti.Bu gün de gördüm onu. Yanımdan geçti. Arkasından bakakaldım.Tüm cesaretimi toplayıp, peşinden gittim. Yanına yanaşarak dedim ki :
- Afedersiniz, merhaba,sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Sizi çok sevdiğim,çok değer verdiğim birisine benzettim. Hiç kimse bu kadar çok benzemezdi, yanılmamışım, tıpkı siz...
Tedirgin olmuştu, hissetmiştim. Kim olsaydı yerinde ’ Nedir ki bu durum? Ne demek istedi acaba? ’ sorusunu sorardı. Ben, yanlış anlaşılmamak için cümlelerimi en başta kurmuştum. Bir süre sessiz kaldık...
- Ortalık, malumunuz kötü niyetli insanlarla dolu. Beni de tanımıyorsunuz. Rahatsızlık vermek istemezdim.Bir an kendimi o kötü niyetli insanlar gibi hissettim. Ama ben o kötü niyetli insanlardan değilim, dedim.
Yüzüme dikkatli dikkatli bakarak :
- Kime benzettiniz? dedi.
-Uzaktan, siz gelip geçerken de bakardım. Bir kez daha size yakından bakayım. Sizi yıllar önce genç yaşta rahmetli olan babama benzettim, dedim.
- Genç yaşta öldü demek babanız, başınız sağ olsun, dedi.
-Siz sağ olunuz, evet çok genç yaşta öldü hem de. Daha 43 yaşındaydı. Siz sağ oldukça babamı görmüş kadar mutlu olacağım, dedim.
- Şimdi mutlu oldunuz mu? dedi.
Çok mutlu oldum, anlatamam sevincimi, dedim.
- İyi bak o zaman, gördün mü babanı, benziyor mu bana? dedi gülümseyerek.
Baktım... baktım... baktım...
Sohbet ettik kaldırımda. Tekrar özür diledim kendisinden.Çünkü zamanını almış, bir de ayakta sohbet etmek zorunda bıraktığım için kendimi suçlu hissetmiştim. Asker emeklisi olduğunu, üniversitede çaresi olmayan hastalıklarla ilgili araştırmalar yaptığını ve şu anda da üniversiteye gitmek için otobüs durağına yürüdüğünü söyledi. Demek ki, bu nedenle zaman zaman kendisini bu yolda görmüştüm.
Adımı, soyadımı,nerede çalıştığımı söyledim.Her zaman kendisini beklediğimi, gelirse çok mutlu olacağımı da söyledim.
- Komutanım, çok teşekkür ederim, sağ olunuz, dedim.Mutlu bir şekilde ayrıldık.
Konuşması, nezaketi,yürüyüşü, duruşu, bakışı tıpkı babam gibiydi.
’Gibiydi.’ kelimesi fazla oldu. O amcada babamı görmüştüm. Yıllar önce uykusunda ölen çileli, garip babamı...
Yaşasaydı babam, bu amcayla aynı yaşlarda olurdu, onun da saçları beyaz, alnı derin çizgilerle ve yüzü kırışıklıklarla dolu olurdu.Yaşasaydı babam, o da tıpkı bu amca gibi bana sevgiyle, tebessümle bakardı. O amcada hayatın yorgunluğunu, yılların yüzüne yansıyan ağırlığını ve yaşamış olduğu sıkıntıları, acıları gördüm. O amcada babamın gözlerini, muhabbetini gördüm.
Ne zaman bir arkadaşımın babasını görsem, ya da ne zaman babamın arkadaşlarını görsem, babam geliyor aklıma.Onların ellerini öpmek isterdim, babam niyetine.Şimdi de öyleyim. Babamın arkadaşlarını gördükçe ellerini öpüyorum.Son yıllarda o kadar azaldı ki sayıları, bizler de yaşlanıyoruz galiba.. Allah mekanlarını cennet etsin.
Babamın muhterem arkadaşlarına diyorum ki; " babam" diyorum, sizin arkadaşınızdı, konuştunuz, birlikte çok şeyler paylaştınız, babam elinize değdi, tokalaştı sizinle. Ben sizin elinizi öpmeyim de kimin elini öpeyim." diyorum.. Defalarca kereler öpüyorum. Babam niyetine... Gözlerim her defasında doluyor... İçim ise kan ağlıyor, sessizce ağlıyorum, kimseler bilmiyor...
Bu yazıyı kaleme alırken o kadar çok zorlandım ki, ne siz sorun, ne ben anlatayım, en güzeli ağlamak...
Şunu bir kere daha anladım ki; içten dökülen gözyaşları, sığındığımız tek sağlam kalemizdir.Çünkü o gözyaşlarında riya bulunmaz.
Galiba, ağlamak isteyip de ağlayamadığım zamanlarda bu yazıyı okuyacağım. ’ Galibası ’ fazla oldu. Mukakkah...
Vecdi Murat SOYDAN
17/03/2016, Isparta.
YORUMLAR
sessizce ağlıyorum, kimseler bilmiyor...
en sevdiğinin yokluğuna alışmanın tarifi yok gibi..işte özlemle anarak özlemek bu duydu.duygulandım
kimseler bilmesede sessiz sessiz..göz yaşları hep aynı akıyor. ne de acıtmaktan vazgeçiyor....
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Nazik ve anlamlı güzel dilekleriniz beni çok mutlu etti.
''Baba olunca anlarsın '' diyoruz ya çocuklarımıza. Baba olunca bizler, içimize öyle işliyor ki baba özlemi, bunu kelimelerle anlatmak imkansız.
Evladı öldüğünde de babanın yüreği yanar. Yüreği yanık babalara, annelere sabırlar diliyorum.
Bazı değerler, elmas misali zamana bağlıdır ve o zaman bizleri olgunlaştırır.
Sağlıcakla kalınız değerli ağabeyim.