- 1275 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
TERÖR MÜ? HİÇ SORUN DEĞİL ASLINDA…
Terör yine devletin kalbi Ankara’da can aldı. ( 13.03.2016 )
İlk yapılan resmi açıklamada ölenlerin sayısı 27 olarak verilmişti. Bu sabah itibariyle sosyal paylaşımlarda 127 den tutun da 357 ye kadar değişik rakamlar ifade edildi. Bu akşam TRT 1 yani devletin resmi kanalında ise 37 kişinin hayatını yitirdiği söylendi. ( 14.03.2016 )
Bizler de vatandaşlar olarak daha önceki terör saldırılarında ne yaptıysak bu gün de aynı şeyleri yapıyoruz. Yani kınıyoruz, lanetliyoruz, birlik ve beraberlik mesajları yazıyoruz, üzüntülerimizi dile getiriyoruz, şiirler, yazılar yayınlıyoruz.
Her terör saldırısından sonra yaptığımız bir başka şey daha var: O onu suçluyor, bu bunu suçluyor.
Ve sonra oturup bu terör belasından kurtulmanın formüllerini arıyoruz. Bulduğumuz çareler içinde en fazla dillendirilen de hükumetin istifa etmesi. Çünkü dünyanın gelişmiş her ülkesinde bu tip terör eylemleri olduğunda o ülkelerin hükumetleri istifa etmişlerdir(!)
Mesela 11 Eylül saldırılarından sonra ABD Hükumeti, dünyanın en güçlü haber alma teşkilatına sahip olduğu halde böyle bir terör eyleminin önüne geçemediği için istifa etmiştir (!) Fransa’da, İngiltere’de, Rusya’da, Almanya’da meydana gelen terör olayları sonrasında bu devletlerin hükumetleri hemen istifa etmişlerdir(!) Japonya’da Tokyo metrosuna yapılan saldırıyı önceden haber alamayan Japon hükumeti topyekun harakiri yaparak intihar etmiştir (!) O halde Türkiye’de aynısı yapılmalıdır. Ama gel gör ki bizim hükumetimiz oturdukları koltuklara adeta çivilenmiş olduğu için bir tek istifa bile olmamıştır. Oysa bu terör belasından kurtulmanın en etkili çaresi hükumetin derhal istifa etmesidir.
Yani teröre karşı en önemli ve etkili birinci çözüm hükumetin derhal istifa etmesidir.
Resimde de görüldüğü gibi. ‘’Bu gün artık bu kadar patlamadan , yitip giden candan sonra ‘’Hükumet İstifa’’ Diyemeyen her kim olursa olsun vatan hainidir(!)’’ ( Resim 1)
İşin ilginç tarafı pkk nın yayın organı Dicle Haber Ajansı da üç aşağı beş yukarı aynı şeyi söylüyor ve diyor ki: ‘’ İstifa yoksa huzur da yok ! ‘’ ( Resim 2 )
Peki hükumetin istifası gerçekten de bir çözüm olabilir mi? Yani hem pkk, hem de bazı vatandaşlar çözümü hükumetin istifasında gördüğünde göre bir hikmeti olsa gerek değil mi?
İyi de hükumet istifa ederse ne olur? Dahası hükumet istifa ederse yeni bir hükumet kurulabilir mi?
Gelin irdeleyelim.
Eğer hükumet istifa ederse ne olur? Önce buradan başlayalım.
Hükumet istifa ederse başkanlık sistemi düşüncesi rafa kaldırılır. Böyle bir düşünce rafa kaldırılınca da terör kendiliğinden şıp diye durur. Nasıl mı? Terörün amacı zaten başkanlık sistemine dur demek değil mi? Başkanlık sistemi meselesi tamamen kapatılırsa terörist artık silahını toprağa gömecek ve daha önce askere, polise, sivil vatandaşa kurşun, molotof, taş, bomba, mayın vs. sunarken bundan böyle lokum ve şeker dağıtacak(!)
‘’Madem öyle, başkanlık sisteminin hiç gündemde olmadığı yıllarda niçin terör saldırıları yapıyorlardı?’’ Kısmını karıştırmayın. Teröristler o zamanlar çok kaka insanlardı. Bu gün aslında hepsi de cici çocuklardır. O cici çocukların da tek bir derdi vardır : Başkanlık sistemi olmasın. Hükumet bir istifa etsin, bakın terör merör kalıyor mu?
Fakat sorun terör değil ki? Sorun bizzat hükumetin kendisi. Yani ortada terör olsa da olmasa da istifa etmeli.
Hükumet istifa edince netice olarak bu memleket hükumetsiz kalacak değil ya. Yeni bir hükumet kurulacak elbette.
Şimdi gelin yeni bir hükumet kuralım:
Ak Parti dışında herhangi bir siyasi partinin tek başına hükümet kurması mümkün mü?
Kesinlikle hayır.
Üç parti birleşerek bir hükumet kurulabilir mi ?
7 Haziran seçimlerinden sonra gördük ki bu da kesinlikle mümkün değil.
Hükumet istifa etsin. Cumhurbaşkanı da istifa etsin. Sonra yeni bir cumhurbaşkanı seçilsin öncelikle… Öyle halkın oyuyla filan da değil. Çünkü Atatürk 1924 Anayasası hazırlanırken demiştir ki:
‘’Efendiler ! Cumhur reisinin halk tarafından seçilmesi mahsurludur. Vekillerin seçmesi en iyisidir. Nedenine gelince: Yarın birisi çıkar ‘’ Beni halk seçti.’’Diyerek krallığını ya da diktatörlüğünü ilan ederse demokrasi tehlikeye girer.Tarihte örnekleri çoktur’’
Yani cumhurbaşkanı yine milletvekillerinin oylarıyla seçilecek.
Ak parti dışındaki üç parti ( Bir araya gelse bile ) bir cumhurbaşkanı seçmesi mümkün mü? Hayır Çünkü Ak Partinin toplam sandalye sayısı 317, buna mukabil diğer partilerin millet vekili toplam sayısı : 233 tür.
Bu durumda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
Bu gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunan hükumet,onurlu bir davranış yaparak istifa edecek…Fazlaca saçma oldu değil mi? Hem gaflet, dalalet, hıyanet içinde olduğunu söyleyeceğiz hem de onurlu bir davranış olarak istifa etmesini bekleyeceğiz.
Neyse…’’ Yahu tamam anasını satayım. İstifa ediyorum. Buyurun siz halledin’’ Dedi diyelim ki. Sonra?
Sonra bu gafiller, dalalet içinde bulunanlar, hatta hainler kendilerinden olmayan, kendileri ile aynı kafa yapısında değil de tamamen zıt düşüncede birinin cumhurbaşkanlığı için ‘’ Evet ‘’ Diyecekler ki yeni bir cumhurbaşkanı seçilsin.
Bu hainler(!) diyelim ki onurlu bir davranışta bulundular ve ‘’Tamam, destekleriz’’ Dediler. İyi de ortada çok önemli bir sorun var: Kim olacak yeni Cumhurbaşkanı?
Eh , memlekette ismi bile telaffuz edilemediği halde iki siyasi partinin birden ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin Bey gibi pek çok aday bulunabilir tabii ki. Buluruz bir Ekmeleddin daha, kimimiz ‘’Emsaleddin’’ Deriz, kimimiz ‘’Ekmeloğlu’’ ama neticede o bizim cumhurumuzun başı olabilir pek âla.
Sonra?
Üç siyasi parti bir araya gelip bir hükumet kuramadığına göre bir azınlık hükumeti kurulacak.
Yani?
Yani ya başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu bir CHP azınlık hükumeti.
Ya başında Devlet Bahçeli’nin olduğu bir MHP azınlık hükumeti
Ya da başında Selahattin Demirtaş’ın bulunduğu bir HDP azınlık hükumeti.
Başka bir alternatif var mı? Yok.
Ak Parti dışındaki bir hükumetin meclisten güven oyu alması için:
Diğer iki partinin tüm milletvekilleri ‘’Evet ‘’Dese dahi
276- 233= 43… Evet, 43 Milletvekilinin daha ‘’Evet’’ demesi ve güven oyu vermesi lazım. Yani hangi hükumeti kurarsanız kurun ( Bu ister koalisyon, ister azınlık hükumeti olsun ) en az 43 tane gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde yüzen (!) Ak Partili Millet vekilinin oyuna ihtiyaç var.
Evet…Hükumetin istifa etmesi durumunda ortadaki tablo bu. Yani ısrarla ‘’ Hükumet istifa’’ Diyenlerin önümüze koydukları çözüm önerisi işte bu. Dönüp dolaşıp ‘’ Hain ‘’ dedikleri bir siyasi partinin desteği ile yeni bir hükumet kurmak. Böyle bir hükumeti kurarken bir diğer hain olan HDP nin vereceği (!) güven oyunu içine sindirmek. Ya da HDP desteklemezse 59 Ak Partili hainin(!) daha güven oyuna ihtiyaç duymak…
Ya da hükumet istifa etsin. Derhal erken seçime gidilsin ama istifa etmiş Ak Parti bu seçime katılmasın, aday filan da göstermesin ( Diğer partilerden herhangi biri ancak bu yolla iktidar olabilir. )
Terörü kökünden halletmenin bir başka alternatifi yok mu peki?
Olmaz mı? Sevgili vatandaşlarımız uzun uzun kafa yormuşlar ve bir alternatif daha bulmuşlar: İktidar da muhalefet de istifa etsin. Nasıl fikir ama? Harika değil mi? ( Resim 3 )
Bir başka alternatif peki?
Ooooo. Denizde kum, bizim vatandaşta alternatif.
Abdullah Çatlı adını kullanan biri de teröre karşı çözüm önerisini şöyle açıklamış:
‘’Tam bombanın patladığı yere idam sehpasını yerleştir. İmralı’ya askeri helikopteri gönder. Getir o köpeği as. Meclisteki terörist köpeklere kelepçeyi tak. Tüm ülkede bir ay sokağa çıkma yasağı ilan et. ülkemiz emniyet güçlerinin tamamına (asker, polis ) yetki ver,her ilde eş zamanlı operasyonlar yapsın. Taş üstünde taş pkkya destek veren omuz üstünde baş kalmasın. Çözüm bu başka arama ! ‘’ ( Resim 4)
Her ne kadar Abdullah Çatlı adını kullanan biri desem de direkt Abdullah Çatlı’nın kendisi de olabilir bu. Burası Türkiye, olmaz diye bir şey yok. Olur mu olur.
Bir başka etkili çözüm önerisi:‘’Sürekli ‘’ İstikrar, istikrar’’ Diye diye mevcut hükumeti %49,5 oyla iktidara getirenler var ya. Hah..İşte onlar şimdi bu istikrarı alıp münasip bir yerlerine sokacaklar, böylece memlekette terör merör kalmayacak.( Resim 5 )
Şimdi herkes bir çözüm önerisi sunar da hükumet yanlıları sunmaz mı? Onların da var önerileri.
79 Tl verip altında ‘’Tek Millet, Tek Bayrak, tek Vatan, Tek Devlet- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’’ yazan bir R4BİA biblosu alıp evinizin uygun bir yerine ya da ofis masanızın, çalışma masanızın üstüne koyarak duruşunuzu gösterdiğiniz takdirde terör yine şıp diye bitiyor. ( Resim 6 )
Evet…Başlıca çözüm önerileri bunlar.
Tabii ki bir çözüm önerisi daha var: Yönetimi orduya bırakmak.
Sonra?
Ordu sıkı yönetim ilan edecek.
Sonra?
Sonra ‘’ Bir sağdan, bir soldan ‘’ Dönemi başlayacak.
Daha sonra memlekette terör, anarşi vs. mel’anet kalmayacak.
Ve daha da sonra, yıllar sonra, memleketteki anarşi ve terörü bitirmiş olanlar idamla ya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak.
Peki başka bir ihtimal yok mu?
Var.
Söz ve müziği Osman Nihat Akın’a ait olan şarkıda dendiği gibi:
‘’ Bir ihtimal daha var. O da ölmek mi dersin?’’ Şu anda o ihtimali yaşıyoruz zaten.
YORUMLAR
Çözümsüz çözüm üretilmesinden sıkıldı bu halk .. bence artık .. konuş/ ma zamanı.. sağım solum sobe terör .. olunması kaçınılmaz .Sona ermeli bu ikili kör ebecilik.'
Her daim doğruları yazan kaleme saygılar efendim günaydınlar selamlar..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
terörü birlikteliğimiz çözer kavi kalem....en derin saygılarımla yazmayı bilen adam
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Hikayenin bir kısmı Cesur Yürek filminde var.
İskoçyanın bağımsızlığı için mücadele eden Wallace 23 Ağustos 1305 günü duruşmadan sonra mahkeme salonundan çıkarıldı. Üstsüz bir şekilde Smithfield pazarında at tarafından çekildi, elleri iplerle bağlı, ayaklar atın arkasında bağlı bir şekilde darağacında asıldı, fakat ölmek üzereyken bırakıldı. Hareketsiz, bitkindi. Asıldıktan sonra henüz ölmeden bağırsakları çıkarıldı,bütün bu işkençelere rağmen yine de kraldan af dilemedi ve kafası gövdesinden ayrıldı ve vücudu dört parçaya bölündü. Kafası daha sonralardan kardeşi John ve Sir Simon Fraser'ın da kafasının asıldığı Londra köprüsüne asıldı. Kol ve bacakları, Newcastle, Berwick, Stirling ve Perth'de ayrı ayrı sergilendi
William Wallace'un son sözü ise 'ÖZGÜR İSKOÇYA' oldu. İskoçya kendi parlamentosuna sahip bağımsız bir ülke olmayı başarmış, ancak yine parlamento kararıyla 1707 yılında Birleşik Krallık'ın kuruluşunda yer almıştır.
Yani sonuçta tekrar en başa dönüldü...
Selam ve sevgilerimle.
Birlik beraberlik olacağımız bu acı günler de bile kendine rant çıkarmaya çalışan ahlaksızlar dolu.Ne diyelim?Allah hepsine akıl fikir versin de şu nalet siyasetten biraz uzak durarak yorum yapsınlar.Teşekkürler Sami Hocam.
sami biberoğulları
Söylemesine söylemiş ama yine de siyasetten uzak kalamamış.
Bütün parti bayrak ve amblemlerini yakıp sadece ve sadece vatan dediğimiz gün çözülmeyecek sorunumuz kalmayacak. Bu gün için zor ama tamamen imkansız değil.
Selam ve sevgilerimle.
Konu üzücü.
Yorumlar da enteresan.
Ne demeli?
Böyle acı bir olay üzerinden dahi siyaset üretmeye çalışmak ne adice bir davranış.
Biz,
böyle bir günde birlik olamayacağız da, ne zaman olacağız?
Dört bir yanımızı düşman sarmış,
biz hala basit siyasi çıkarlar peşinde koşuyoruz.
Lanet olsun böyle dünya görüşüne.
Lanet olsun böyle siyasete.
Acımız büyüktür hocam.
Masum insanlar öldü gittiler.
sami biberoğulları
Şu an itibariyle kim ne derse desin bir iç savaş yaşıyoruz. Bunu en az kayıpla ortadan kaldırmanın yolu da birlik ve beraberlik. Ama siyaset damarlarımıza o kadar işlemiş ki el ele, omuz omuza veremiyoruz bir türlü.
Allah yardımcımız olsun. Diyebilecek başka söz bulamıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Sami hocam; Doğrudur, ben de hükumetin istifa etmesiyle başta terör olmak üzere ülkemizin kangren halini almış temel sorunlarının çözülemeyeceği kanaatindeyim. Hele bugünkü meclis aritmetiğiyle buna teşebbüs bile edilmesini dahi doğru bulmam. Ancak şu var; Bir ülkenin başkentinde ardı ardına bombalar patlıyorsa ve kimse üzerine sorumluluk almıyorsa bunda bir sorun var demektir. Bunun siyasi ve hatta vicdani bir sorumluluğu olmalı. Yoksa "sorumlu durakta bekleyen gencecik çocuklar ve evine ekmek götürme derdinde olan anne ve babalar mı?" sorusuna muhatap kalınır. Bakın olayın üzerinde neredeyse 48 saat geçti, Devletin işleyişi ve kurumları arasındaki koordinasyonu sağlamakla görevli makamdan bir teklif veya bir öneri var mı? Neden tüm partilerin genel başkanları yuvarlak bir masa etrafında toplantıya çağrılmıyor? Neden ortak bir mutabakat metni hazırlanıp, terör denilen lanet olası şey kınanmıyor. Neden Milli Güvenlik Kuruluna Ana muhalefet ve hatta yavru muhalefet partisi genel başkanı da davet edilmez? Dışlayarak ve görmezden gelinerek daha nereye kadar? "Ben yaptım oldu veya ben yaparım olur" mantığının artık bu ülkeye zarar verdiğini muktedir olanlar ne zaman görecek? Güvenlik ve İstihbarat gibi kurumların başına neden liyakat esasına göre atama yapılmaz da partizanca atamalar yapılır? Bu tüm iktidarlar için de böyle değil mi? Bu gün bu, yarın bir başkası...
Başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükumet, ana muhalefet ve diğer partiler bir an önce kendilerini yeniden sorgulamalı ve nerede hata yaptıklarının farkına varmalıdırlar. Dış politika yeniden gözden geçirilmelidir. Beş yıl öncesine kadar gerek Ortadoğuda ve gerekse Avrupa' da ciddi politika değişiklikleri oldu. Şartlar ve saflar değişti. Artık bunun farkına varılması lazım. Kaldı ki, hatadan dönmek erdemdir. Bunun gururu ve kibri de olmaz. Ve son olarak olur olmaz şeylerde birilerine yaranmak için ortaya çıkan ortak akıl, ne yazık ki bu günlerde kafasını kuma gömmüş durumda.
Yazık, bu vatana yazık! Ölen masum ve savunmasız insanımıza yazık!
Erdinn tarafından 3/15/2016 10:42:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Çözüm için sunulması gerekenler belirttiğiniz hususlarken vatandaş olarak bizlerin talebi de bu doğrultuda olması gerekmez mi?
Ve tabii ki duyarlık dediğimiz şeyin sadece böyle elim olaylar yaşandığı günlerde değil, her gün, her saat, her dakika var olması gerekir diye düşünüyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Sami Ağabey!!!
Söylediklerinin hiç birine katılmıyorum...
Haaa Abdullah ÇATLI nın dediklerini de tasdikliyor ve çözümün onda olduğuna inananlardanım!
Başımdan geçen bir sürü olayı burada anlatmayacağım.
Sadece Napolyon un sözünü hatırlatayım yeter.''Bir Ülkede her şeyi affederim! Ancak Polise sıkılan kurşunu affetmem. Çünkü O kurşun hedefine vardığı zaman Devletin Temeline sıkılmış ve Devlette zaafiyet başlamış demektir'' Meâlen bu!!!
Kaldı ki kurşun sıkmanın ötesinde adamlar Sivil Vatandaşların canlarına kast ediyor, yine Vatandaşın malına mülküne zarar veriyorlar.
Devlet olmanın gereği nedir???
Hükumet olmak ve cukkaları sağlama almakmıdır??
Adalet mülkün temeli değilmidir?
Yahu ağabey şimdi burada uzun uzun anlatmayacağım.
Otorite nedir?K,m tarafından nasıl sağlanmalıdır.
Vatandaş bunlarla uğraşmayacak!!! Vatandaş vergi verdiği devletin koruması altında refah bir yaşam istiyor.Bunu ne sen sağlayacaksın ne de ben.Bunu oyları alan Hükumet yapmayacak mı?
Tamam İstifa etmesin! Kimse Hükumeti eleştirmesin onlar istediği şekilde at koştursunlar.Yazık!!!
Tamam istifa etmesinler de 5 ay önce Ankara da patlayan o bombanın hesabını daha soramamışlar halen başkanlık maşkanlık...
Güneydoğu da devam eden başkaldırı halen varken onlar başka işlerle ilgilensinler.
Olan bizlere oluyor vatandaş kan ağlıyor.Ne oaranın vatandaşı rahat ne de oraya evladını gönderen aileler.Onlar halen Boydak koydak...Paralel maralel..
Mecliste çoğunluk onlarda, isteseler at koştururlar ama Mecliste uyumaya devam etsinler.Kanunları ben çıkartacağım ya.Onlar halen şunu yaptık bunu yapacağız desinler.
İlk öncelik Terör olmalıyken uğraştıkları işlere bak.Yazık!!!
Çözüm mü? Onların Âkilleri var!!!
Yahu ağabey bak asabım bozuldu en iyisi ben yorumu keseyim.
Siz en iyisi beni seçin!!!
Meclisi lağvedin.
Ben hepsini hallederim.
Selam ve dualarımla...
sami biberoğulları
Söylediklerinin hiç birine katılmıyorum demişsin ya. Ben bir şey söylemiyorum ki. Ben söylenenleri yazdım sadece. Çözüm diye önümüze konan şeyler bunlar maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli Sami hocam yazdıklarınızın hepsi doğru,kaldı ki sunduğunuz çözüm önerilerinizin hepsini yaşadık ve gördük.Derler ki kötünün iyisinden se,iyinin kötüsü daha efdaldir.Memlekette cumhur başkanlığına aday olacak adam mı yok,olmaz Pidelettin Ekmekoğlu da,olur Gevşelettin Seksekoğlu ne var yani.
Haziran seçimlerinden sonra adamların oyunu %49.5 yükseltiler.
Var sayalım hükümet istifa etti başlayacak bekleme süresi.
Meydanı boş bulan başlayacak at koşturmaya.
Sahrada ölmüş ceylan leşini paylaşamayan,sırasıyla bir cimcik et koparmaya çalışan yabaniler gibi.
Gene bir bocalama devresi kulisler entrikalar derken CumhurREİS'i hadin koşun sandık başına diyecek.
Eğer o zaman %75 olmazsa ki (mhp kenar kenar yanaşıyor zaten) ben adam değilim.
Al sana başkanlık al sana yeni anayasa,kim duracak karşısında.Ha asker mi? O eskidendi paşam.
EEEEE geri ne kaldı.Ben söyleyeyim: KÖTÜNÜN İYİSİNDEN SE,İYİNİN KÖTÜSÜ YEĞDİR..
OLDU DA BİTTİ MAŞALLAH
SAYGILARIMLA SAMİ BİBEROĞULLARI.
Bak biber dedimde aklıma bir şey geldi:Bunların ağzına seni sürmek lazım yandım anam diye bağırsınlar.
sami biberoğulları
İşin dorusu çözüm nedir ben de bilemiyorum ama bu öne sürülen çözüm önerileri hiç de akılcı değil.
Selam ve sevgilerimle
Kolay kolay bir çözüm görünmüyor,Allah yardımcımız olsun,kutlarım Sami hocam,selamlar.
sami biberoğulları
Dediğin gibi, Allah yardımcımız olsun.
Selam ve sevgilerimle.