- 1219 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Mahşere yakılan mektuplar II
Sevgilim, nisan yağmurum, ay yüzlüm...
Bırak geçsin zaman, boş ver unuttum say vedasız gidişini. Gözümü kapamadan gömüldüğüm tek karanlık sen kal. Gül yüreklim, güneşe yenik düşen kardelenim...
Gece çok sessiz, odamın duvarlarında dökülen anılar dört dönüyor etrafımda. Yenik düşüyorum geçmişe. Gülümsüyorum, içim acıyor oysa.
Keşkesi yok; yaşadıklarımızın, ne çok şey yaşamışız senle, ne çok gülmüşüz gül yüreklim. Ömre değer sevdam, senden kalan yaralarımın kabuğunu kaldırmak ve alışmak acısına...
Saniserim, cümle yaşanmışlıklarımızı yarım bıraksa da, eksiltmedi hiç bir duygumu gidişin.
Senden sonrasını yazmak çok zor, kelimeleri seçmek en zoru sevgili... Büyüsü geçmiyor seni sevmenin, gidişin unutturmuyor, küstürmüyor hiç geçmişe...
Göz göze atılmıştık bu ateşe, gidişin mahşere yürümek olsa da hâlâ seviyorum seni sevmeyi.
Hâlâ gözbebeğisin gecenin ay yüzlüm.
Karanlığını içine sığdıramayan gecenin şafağı doğurmasıydı senle sevdaya b/akmak. Dört mevsim üşümek dört mevsim yanmaktı senle aşkı yaşamak.
Birlikte uyuduğumuz ve uyandığımız günün çığlık çığlığa sokakları doldurmasıydı biz olmak. Nefessiz kalıp, savrulmaktı içindeki yangının külleriyle zirvelerden. Rüzgarın kırdığı dalların kırıldığı yerden yeniden hayata direnmeseydi seni sevmek.
Mahsunum, çocuk yanım... En çok senle şımardım ben, en çok senle gül oldum dökerek dikenlerimi.
Diyeceğim o ki; kök saldığımız sarplarda bittik biz, dört mevsim masmavi tutunacağız, uçurumlardan bakıp okyanusların rengini ç/aldığı gökyüzüne...
sude nur haylazca
12 mart 2016
22:48
YORUMLAR
aslında bundan çok iyi şiir olur. telif hakkı almak istiyorum.
saygılarımla ben beğendim.
şimdi adını hatırlayamadığım ancak 1940 lı yıllarda yayınlanmış iki sevgilinin mektuplaşmasındaki kadının yazdıkları gibi içten ve özenli geldi.
-Sude Nur Haylazca-
teşekkür ederim
not; benim bütün düz yazılarım şiirseldir aslında, yanii genelde bana neden şiir bölümüne eklemediniz diye uyarılar geldiği için cevap yazma gereği duydum. Yıllardır sitede üyeyim ve hala bu yönde uyarılar almak kendi adıma üzücü. Olsun aşina olan da var.
Sevgilim, nisan yağmurum, ay yüzlüm...
Sonra satırlar yayılıyor sadırdan, mevsimlere, gökyüzüne, duygulara...
Çoğalıyor yağmur...
Sahi, nisana ne kaldı şunun şurasında.
Yine derin bakıyor yazı...
Çok saygımla.
-Sude Nur Haylazca-
renk kattınız teşekkür ederim...