Baskı ,şiddet ve kan hangi "ulvi gayeler" için olursa olsun seçilen bir yol ya da yöntem olamaz,olmamalı da...
Ülkemizin ağırlıklı olarak Güneydoğu Bölgesinde yaşanan bu "yanlış ve çıkmaz sokaklar" ülkece küçük mutluluklarımızı ya da değişiklikleri de gözden kaçırmamıza sebep olmakta özellikle demokrat,özgürlükçü,muhafazakar kadın ve kızlarımızın çok daha mutluluk duyacağı küçük uygulamalar da şiddetin gölgesinde "güme gitmektedir!"
İsterdim ki 8 Mart gününde bu önemli ve ilk uygulama burada da gündeme gelsin,paylaşılsındı ama sanırım olmadı böyle bir yazı veya paylaşım.
Bu hafta başında yani 7 Mart günü ilk başı bağlı yani başörtülü bayan Eskişehir-Sarıcakaya İlçesinde Kaymakam olarak göreve başladı.(www.saricakaya.gov.tr)
Haberi okudum ve benden tam 40 yaş küçük olan bu genç kızımızın başarısıyla gurur duydum.
Çok değil,8-10 yıl kadar önce ülkemizin basınında ve gündeminde yer alan başlıklar halen aklımdadır/çoğumuzun da hafızasındadır:
-411 El Kaosa Kalktı.
-367 Kararı pardon garabeti.
-Cumhuriyet Mitingleri.
-İranlaşıyoruz pardon Malezyalılaşıyoruz...
-Başı bağlılar Arabistan’a...
-İkna Odaları.(Biraz daha önceleri.)
Ve daha neler neler.
Hayatım boyunca bir insanın istediği gibi giyinmesinin onun en insani hakkı olduğunu savundum,kamu hizmetinde de başı açıklar hangi işleri yapabiliyorlarsa başı bağlılar da onu yapabilsinler dedim.
Önemli olan uygulayıcının giyimi değil,sunduğu hizmetin kalitesi olduğunu düşünüyorum.Bu bağlamda kamu hizmeti yapan her sorumlu gibi "tarafsızlık" esastır.
Daha önce burada yazdığım "Ç-d- e Üçgeni" adlı yazımda da belirttiğim gibi hizmetin çabuk,doğru ve eşit olarak vatandaşlara sunulmasıdır.
Şiddetin gölgesinde kalan ama bence çok önemli olan bu "küçücük mutluluğu" paylaşmak istedim/istiyorum.