- 900 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cemali Yare Bakarken Fehmi Tevhid Hançerini Duymadı Canda
Cemal-i yare bakarken Fehmi
Tevhit hançerini duymadı canda
Hasan FEHMİ KUMANLIOĞLU
H.Fehmi Hz.leri.bu harikulade beytinde ciltlerle kitaplara sığmayacak enteresan bir hakikatten bahsediyor; burada bir çok insanın bilmediği
manevi ruhani şehitlik mertebesinden bahsediyor, Bilindiği gibi şehitlik iki türlü olur.Birincisi,Allah yolunda vatan uğrunda kılıçla,topla,tüfekle bedenen can vermektir.
Buna zahiri şehadet mertebesi denilir.Elbette Allah yolunda yapılan cihat ve sonucunda gazi olmak da,
şehitlik te çok yüce herkese nasip olmayacak kadar eşsiz ele geçmez bir mertebedir.
Hakikat şehitliği ise yaşanır,anlatılmaz,bilinmez.H.Fehmi rumuzla da olsa bu hale işaret ederek çok değerli bir
hizmet yapmıştır.Burada anlatılan hal,tasavvufta fenafişşeyh,fenafilresul,fenafillah olarak üç safhada gerçekleşen kulun Hakkın varlık potasında eritip fani varlığından arınması olayıdır.Seyr-i sülukta “
Mürşidini Hak görmeyen insan olası değil.”denilmiştir.Mürşidini Hak olarak görmeye çalışır,Hasan Fehmi Efendisinin cemaline bakarken, görünmez bir el tarafından şehadet halini yaşadığını,tevhit hançeriyle
can verirken,o ebedi ve zevalsiz cemale bakmanın tarifi imkansız zevkiyle tevhit hançerinin acısını duymadığını anlatıyor.Bedeni şehitlikte benzer bir zevke erişilmesi nedeniyle şehidin ölürken hiçbir acı hissetmediği söylenir.Hz.Peygamber bu hali şu hadisiyle ifade etmiştir.
’Ölmeden önce ölünüz.’Dikkat ediniz kendinizi öldürün,diri diri toprağa gömün demiyor.Tasavvuf erbabı bu hale ’ihtiyari mevt’ adını vermiş, ’ihtiyar-ı mevt olanlar,nur ile defin olundu’ diyerek bu işin manevi bir hal olduğuna dikkat çekmişlerdir.Bu hal,anlatılmaz ancak yaşanır kabilinden derin bir hakikat olsa da dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalışalım.Kula; akıl irade ve ihtiyar yani seçim hakkı verilmiştir.
Fakat,bu hasletler kendisini Hak ve hakikat sahiline ulaştırana kadar verilmiş kutsal emanetlerdir.
’Emanet’i yere göğe teklif ettik yüklenmekten kaçındılar,insan kabullendi,insan zalimdir cahildir.’
Ayetinde bildirildiği gibi insan emaneti yüklenmekle aynı zamanda şirk yükü altına girmiştir.Zira;
irade güç kuvvet Allah’ındır.Kula emaneten verilmiştir.Kul; bu emanetlerin farkında olmadığından cahil,
emanetleri sahibine teslim etmemekle nefsine zulmettiği için zalim sıfatlarıyla zikredilmiştir.Bu konuda
Hz.Muhammed şöyle buyurmuştur bir hadisinde; ’Ben ümmetimin açık değil,gizli şi,rke düşmelerinden
korkarım,,zira bilmiyorlar görmüyorlar.’
Yine peygamberimizin bir hadisinde şöyle buyurmuştur;
’’Emanetleri ehline veriniz.’Kul; bu şi,rkten; Efal,sıfat ve zat mertebelerinde ef’ali,sıfatı
ve zatı zat-ı Ehadiyete vermek suretiyle üç aşamada kurtulur.Bunlar; bir hakikat evliyasına intisap etmekle
birer manevi ameliyat sonucunda aşama aşama gerçekleşir.B u makamda aşağıda verilen kutsi hadisin
hakikati gerçekleşir.
’Ben bir kulumu sevdim mi onun,gören güzü,tutan eli,söyleyen dili olurum.’
Yani senden işleyen sadece o olur.Bu nasıl olur,dersen hakikat haldir giyilir zevktir yaşanır.Ehli ancak
rumuzlarla anlatımıştır,
’Sen çekil aradan görünsün yaradan.’ANONİM
’Ete kemiğe büründüm Yunus deyu göründüm.’ Yunus EMRE
’Ben sanırdım alem içre hiç yar kalmadı,ben beni terk eyledim cümle ağyar kalmadı’ Niyazi MISRİ
’Riyazat makamında otuz yıl bekledim,bir de baktım ki Allah la aramdaki perde kendi varlığımmış.
Beyazidi BESTAMİ
’El ayak senin olursa günahı da sevabı da sen işlersin,bunlar Allah’ın olunca Allah senden işler.
Fakat; bu ayakların kaydığı çok tehlikeli bir makamdır.Hiç bir kul hangi makamda olursa olsun,
İlahi irade karşısında sorumluluktan kurtulamaz.Yüce Allah Kur’anda şöyle buyurmuştur
’Sana yakin gelene kadar Hakka ibadet et.
Yakin ölümdür.Bu ölüm ister manevi isterse zahiri ölüm olsun her halü karda kul mükelleftir.
Tam fena haline ermeden kişi çeşitli günahları işlemek suretiyle şerre bulaşır,Allah dilerse hayır işletir ben mesul değilim derse bu kişi dinden çıkar Allah korusun.Hz.Ali bu tehlikeye şöyle işaret etmiştir.;
’Kul tam fena haline ermeden fiilini Hakka isnat ederse bu zındıklıktır.
Hz.Peygamberin; çocukluk safhasında Cibril’ A.S’in gelerek kalbini çıkarıp yıkayıp yerine takması olayı aynı manevi ameliyatın zahiri ifadesi olsa gerekir.En doğrusunu,gaybı ancak Allah (c.c.) bilir.
Nihat Gülle
Şair ve yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.