- 490 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN GÜNÜNÜN AZ BERİSİNDE OLAN YİNE KADINDIR...
Zamanın, insanın, insanca yetişmesine yetersiz olduğunu düşünmüyorum.
Neticede gelişim, teknik hemde, teorik olarak cılız kaldığını ;bazende çok hızlı ilerlemesi fikir yayını fırlatır kazaran önünde mi? yada arkasında mı? olduğunu bilemesin.
Burada asıl olan ise, ne ? neyin önüne geçtiğine dair inceden bir seviye belirleme çabası .Kıvranışın ana kaynağı ise olanakların kendi içinde katı bir o kadar da ters düzünden zorlaştırılan ,kesik çizgilerin çokluğu.
Göz hakkı ,el alem hakkı ile ben bildiğimin arkasındayım.Ve belirsizlik bayrağı ile mecnun arşınladığı çöle rol kesiyor isek :benzeşme huylarının kendi alanında aynı kapıya çıkmamasına şaşırmamak lazım.
Bunun en başında olanı din, siyaset ikilemidir. Sonrasının akabinin de ise, yanlışının hükmü girer devreye yanık hangi noktanın bitimin de olduğunu ararken. Ne yapsan. doğru oda senin doğrun karşındakine asla görünmez .
fikren ise değerin yerinden az ilerisine kaydırılan ise insanın insana davranış biçimi .Koca bir kentin yarı akılı ve içi kara o bireyi olu veri vermişsin.
kimin umurundasın;kimler senin umurunda.???
Yüksek umutlar merdiven altı düşüncelerin,Her gün boy boy gazete sayfalarında. Çok rahat kendine uygun bir ilan bulup sahibinden satılık yaşanmışlığın acil alıcısını arıyorum demiş bile.
ah!, o Korkuların nohut ,leblebi evresi kadarken.Konuştukların ,yazdıkların sen farkında bile olmadan .Genelde seçenek çoğul bir alana dağılır.
Hani ev hanımları vardır.Bidon ve salça kutusunu kaç hektar araziye rakip tutarlar.
Yetiştirdiğini lüzumsuzluğunun daniskası olduğunu bilir de..Emek, su, toprak ve göz hakkı da var . helal bize küçük takıntılı olduğumuzu her davranışımıza değil mi ama?
Eğriye doğru cehalete sürüklen kadın var. birde kabul eden var.çoğul bir ses yüklediğini duyarım."Hadi, canım kadın kendi haklarının arkasında yiğit gibi durmakta." sözü yenilir yutulur bir kadınım. Onlar milyonlar gibi .
Soruyorum milyon çığlığın az berisine de .
Eyle ya! nasıl duruyor ? nasıl durmaktayız?...
Ben, söyleyeyim: Tarih boyunca iki cinsin arasında birebir bir savaş var.
Velhasıl haklarımızı kendimiz yağmalanmasına izin veriyoruz. Vermekteyiz.
Tek neden ise insani yaradılışı farkımız dan dolayı, bunlar oluyor.
Ne yapa biliriz fikrine gelince.Aynı görülen artı eksileri bizde mi onlara karşı yapalım?. bu çözüm değil. ve içi pamuk doldurulmuş bir beynin ilk belirtisi aynen şu olur
Kadınım, kök erkek; ben ise dalı mantığı oluşur.kızgınlığın kadını kadında uyarmanın tam sırası
Evet, Oy! senin mor gözünü seveyim hemcinsim . Toprak hava bilemedin güneşin varlığı seni hangi kökte canlı tutmaya yeteneksizliğini de.Varoluşunun altın kurallarını. İlk başta düşünmen gereke,sona niye bırakıyorsun.
Düşüncelerinden ödün vermeden sevgi saygı ilk harekettir. Doğurgan olduğun kadar öğretici kimliğinde var.Oğul eğitimin içine alıp, kızını da tutsaklığı ezberinde çıkaran da olmalısın.Pasif bir anlatım beraberinde şiddeti, adı karalanası cinayetleri sıralar bir bir...
Payelik söz konusu olunca her şey kadının kendi ekseninde döndüğünde düşmek yanlış tabi ki.Erkek kadın değişim içinde olmanın ortak noktasını bulunanları içinde eğitimi evde başlatıp sokakta uygulanması çok kötü olayların oluşmasına engeller...
Kadın haklarımız bir bütün olarak görünse de asılında çok geniş bir yelpazeye yayılır.Önce insan hakkı,düşünce hakkı,buda aralarında yine bölünür. Duygu en önemlisi duygunun duygudaki o yüce hakkını unutmamak lazım...
Ve günün anlamı kutlama değil asılında anmadır...Eğer Türk kadını kendi özgürlüğü için kutlama yapacaksa Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk!ün 5 aralık 1934 tarihinde armağan ettiği seçme seçilme haklarına sahip çıkmalı...
BÜTÜN KADINLARI GÜNÜN ANMASI ÇERÇEVESİNDE SELAMLIYORUM...
07-03-2016
ist
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.