- 656 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ÇÖLDEKİ ORMAN
Şeriatçı bir iş adamı Aziz Nesin’i öldürene 250 bin dolar vaat etmişti.
Nesin’in buna cevabı şöyle olmuştu.
"O parayı kimsesiz çocuklar için kurduğum vakfımıza ver, ben intihar ederim."
Yıllar öncesinden ülkenin neler yaşayıp göreceğini o bilge kişiliğiyle bir kahin gibi sezip uyarılar yapan. O olağanüstü Kara Mizah öğretilerini toplumun uyanıp aydınlanması için ciltlere döken. Birçok dünya ülkesinin çeşitli ödüllerle ödüllendirdiği ancak ülke yetkililerinin ülke dışına çıkışınını engellediğini bilenler bilir. Yatılı okuduğu askeri okulda hafta sonları verilen tatlıyı derslerinde başarılı olmadığı gerekçesiyle yemeyi ret ettiği bir Ataist!
Hem sönmeyen bir meşale yakacaksınız. Hem kendinizi halkınıza adayacaksınız. Sonra kalkıp:
“Bin Azizler olsa yetmez aldığımı vermeye/ Utanırım hakkını helal et demeye/ Dünya durdukça durasın halkım” diyecek kadar halkınıza borçlu kaldığınızı düşüneceksiniz.
Ey koca Aziz NESİN
Nasıl da yüce gönüllüsün
Sen bu millete değil
Millet sana borcunu nasıl ödesin?
Aynı anlama gelen bir cümle ters yüz edildiğinde algı farkı da değişebiliyor.
Buna bir de söyleyiş biçimi ses tonu vurgu eklendiğinde fark daha çok barizleşiyor.
Biri itici gelebilirken diğeri sevimlilik kazanabiliyor.
Örneğin: Bir insan neden sevilmez? Cümlesi. Bir insan neden sevilir? Cümlesiyle yer değiştirdiğinde. Birinde yüzler gölgelenir yüreklere kasvet basarken. Diğerinde yüzler aydınlanır yürekler gülümser.
Aman sende! Bırakalım o sevimsiz insanın neden sevilmediği nedenlerini sayıp dökmeyi. Bunları düşünüp kendimi negatif enerjiye maruz bırakmak istemem.
Öteki öyle mi ya.
Oo ne çok güzel neden vardır onları sevmek için. Saymakla bitmez. Al sana gün boyu yetecek pozitif enerji kaynağı.
Günümüzde ise dünyanın bazı ülke ve toplumunda az da olsa olumsuz tablolar gözlenirken.
Yaşadığımız bu ülke coğrafyasında ise ülkeler ve toplumlar ve tarihler kavramı var olalı beri böylesine eşi benzeri görülmemiş adı konulamaz tüyler ürperten bir manzaranın varlığını ters yüz de etsek de. Mevlana diyarının hoş görüsüyle yorumlayıp. Yunusun sevgi ve gönül çağlayanında yumsak da NAFİLE.
Hayır! Bunlara benim kalbim kapalı.
İlahi bir tını var havada: Kalbini açanların duyabildiği…
Görmedim. Duymadım. Konuşmadım. Diyemem. Demem de.
En acı gerçeği, ruhumu okşayan beni hayallere salan yalanlara yeğlerim.
Beni sevsinler. Benim kendimin dahi inanmadığım tatlı sözlü yalanlarıma kansınlar diye başta kendimi kandıranlardan olmadım.
Sevgi merhamet vicdan. Hak adalet diyen. İhtiras hırs sahibi şarlatanların gösterisine kanan aşağılıkların alkışlamadım.
Sokakta köpeklerini gezdirirken dışkısını toplayan kraliçeleri çok sevdim.
Bir parti döneminde belediye yardımı alırken bu gün yurt dışında mağaza kapatanlara inat.
Halkın büyük bölümü açlık sınırının altında yaşarken altından saraylarda oturanları nefretle kınarken. Rahşan Ecevit’in bir kilo kıymayla bir hafta İdare ettiğini kendi ağzından dinlemenin güzelliğini yaşamıştım.
Ve bütün herkesin bildiği zehir zemberek gerçekleri haykırmak yerine. Susarak mutluluğu kendi küçücük yalan dünyalarında arayan sürüngenlerden tiksindim. Böyleleri tarafından lanetleneceğimi bile bile hayal kurmayı sürdürüyorum yine de.
“Hayalperestler olmasaydı; Hiçbir realist yerden ayrılmazdı. Ben de bir hayalperestim işte! Sonlu bir yolda sonsuz adımlar atarak sonsuzluğa varmaya çalışıyorum…”
YORUMLAR
sayın Devrim Denizeri, şunu bilmenizi isterim, yalnız değilsiniz, betimlediğiniz hayalperst listenizde umarım bana da yer vardır. böylece bir eleman daha sizlerle beraber.
yaşamım boyunca okuma-okutma, aydınlanma-aydınlatma çabası içinde oldum,olmaya çalışıyorum. Az okuyan, okumayan toplumların yazgısı bu. bu yazgı kader değildir. inançla ilgilide değildir.
gerçekler acıdır, saplanır ve kanatır. Aziz Nesinler, Nazımlar, Yaşar Kemaller, Ecevitler halk adamıydılar. Hakk'ça ve halkça paylaşımdan yanaydılar. Çalışıp üretmekten ve adil paylaşımdan yanaydılar. E adil paylaşım olunca saraylar yaptıranların, lüks yat ve katlarda yaşayanların pastadan aldıkları pay küçülecektir. Onun için dar ağaçları kurdular Denizlerimize.
sözün özü dünya durdukça mücadeleden, insanca yaşama çabamızdan ödün vermeden okuyacağız, yazıp çizeceğiz.
başarılı ve özgün yazınızı kutluyorum. saygılarımla.
DEVRİM DENİZERİ
SEVGİLERİMLE
EdebiyatDefterinde ilk kez bir yazıya yorumsuz kalıyorum…Sadece susuyorum… Sadece susup, tekrar tekrar okuyorum…
Ve demişti ki:
‘’Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca kimse oy atmaya gitmez. Öğleden sonra yağmur durunca, saat tam dörtte, seçmenler sanki emir almışçasına sandıkların başına koşarlar. Ama sandıklar açıldığında, kullanılan oyların yüzde 83'ünün boş olduğu ortaya çıkar. Bunun bozguncu bir grubun, dahası uluslararası bir anarşist örgütün işi olduğunu düşünen hükümet olağanüstü hal ilan eder. Yıllar önce kenti saran "körlük salgını"ndan kurtulan tek kişinin bu olayla bağlantılı olduğundan kuşkulanılır. "Beyaz veba"nın öteki kentlere de yayılmasını önlemek için başkent abluka altına alınır, bir polis komiseri "suçlular"ı bulmakla görevlendirilir.’’
Siz, ey insanlar ! Sakın gözlerinizi açmayın…!
sevgiler
DEVRİM DENİZERİ
Bazı şeyler için geç olsa da..Orman yağmurları hep huzur verir..
SEVGİLERİMLE..
ne güzel bir hayal perstsiniz ..dünya gittikçe başkalışıken biz ötekiler olmak için kendi içimizde kan dökmek için savaşıyoruz ne yazki .insanların değil sevgi barış anlayışı ne için kimin için öldüklerini dahi bilmeden yok olup gidyorlar ..ve içimizde hala inançtan' insan sevgisinden bahseden'sırça saraylarından halka el sallayan öteki dünyanın krallrı ve ona eşlik eden soytarıları olarak hızla bir hezimete doğru yol alıyoruz.
sokakta köpeğinin dışkısını tolayan krakçleri gördükçe' kendi ülkemdeki açlık sınırındaki işçi emekçi zulum ve kıyım' içindeki insanların çırpınışı her hangi bir canlıdan daha değersizleşen kimlklermizin sahipsizliğnden edişe duyamkatyım . kaldıki zaten kendisi gibi düşünmeyen herkes' ya ataist yada vatan haini .. ne desem ki ' sonumuzu yazmış kesin yukarsı..
içimde derin kan kaybı .!!
. çölde bir orman kadar sessizim umut etmek için. çok mu geç !
saygılar..
DEVRİM DENİZERİ
sevgilerimle.