KARARMIŞ MASA
“kararmis, tahta masamizda bir şişe şarap
gecelerden bir gece, bezginiz
üstelik,adamakıllı sarhoşuz……………….ellerin ellerimde...”
Radyo mu açık” İspanyol meyhanesi mi çalıyor” diyor kadın. Evet diyor uzaktaki.
Şerefe diye ekliyor, kadın buğulu sesiyle şerefe diyor. Birinin bardağında rakı, diğerininkinde su.
Sohbet başlıyor. Ne meze geliyor akıllarına ne de sigara dumanı. Öksürüyor kadın , ta oradan duman geldi diyor gülüyor..
Sanki gözleri değiyor gibi ısınıyor elleri, şaşırıyorlar.Ellerine bakarken diğeri görecekmiş gibi saklıyorlar masanın altına.
Masa kara falan değil. Tahtada değil aslında. Yok çünkü.
Kilometrelerce uzağa sesleniyor kadın “biliyormusun …..” diye başlayan cümlelerle. Adam tutuyor kelimeleri, önce cebine koyuyor, sonra çıkartıyor birer birer bağlıyor birbirine. “Ne güzel yaratmış seni yar yar seni yaratan” türküsünü ,mırıldıyor dudakları adamın.
Mırıldanması bitince; dur sana bir şey anlatatım diyor adam .Kadın dinlemede kalıyor.
“Adamın biri diğerine öfkelenmiş karnını yumrukluyor , yumruklanan ah arkam diye bağırıp duruyor ;yumruklayan kesiyor vurmayı. Be adam ben senin karnına vuruyorum neden arkam diyorsun diyor. Öbürü arkam olaydı sen bana vuramazdın diyor.” İşte ,kardeş yokluğu bana bu duyguyu hissettirdi diyor adam.
O da bir şey mi diyor kadın. Benim çok kardeşim var ama benim de arkam yok ki .Ne zaman arkama baksam kimse yok.Ben sağlamsam onlar dayanır. Aynı duyguda buluşuyorlar.
Kadın kendi kendine “Böylemi esecekti son günümde bu rüzgar” diye mırıldanıyor diğer uçtan devam ediyor adam “bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar”…..kesmeden birbirlerinin sesini, üst üste bindirmeden cümleleri sürüyor şarkı.
Hüzzam hüznün en koyu hali. Hüzün üzüntü değil her zaman diyor biri ,belki ciddiyet bence. “Hüzün deli dalgalarla gelir gönlümün kıyısına vurur” diyor kadın.Ne çok şarkı biliyorsun diyor adam.
Öyle çok radyo dinledim ki diyor kadın. Sevgiyi şarkılardan öğrendim. Evde sevgi yoktu bizde. Hırgür vardı, yoksulluk vardı ama sevgi yoktu. Ayıp bir şeydi sanki sevgi. Ailede ana baba kavga ederdi de orta yerde, hiç birbirlerine yaklaştıkları belki bir öpücük kondurdukları görülmezdi.
Bizde de öyleydi nedense. Sevgiyi belli etmek hele hele dile getirmek günahtı. Severler miydi acaba beni diye hala düşünürüm…
Birdenbire bir sessizlik oldu herkes kendi sevgisizliğine daldı bir süre.Sevgi boşluklarına neler sığmıştı kimbilir.Kelimelere dökülmeyen, dillendirilmeyen.
Sustun dedi kadın. Sustu adam. Sustular. Uzadı gece….soğudu koyulaştı…aysız yıldızsız bir gece . Aynı göğün altında farklı cepheden bakıyorlardı birbirlerine.
Sen orada ben burada akşamdan beri dizinin dibinde, şarkılar söyleyip duruyorum. Usanmadın mı dedi kadın. Yok dedi, ama bir iki dakika izin. Burada içersem öksürüyorsun. Bir cıgara içimi mola.
Serinlik çöktü, gece rengini belli etmeye başladı.Gözleri kapanıyordu ama sesleri öyle sarmaş dolaştı ki ayırmaya kıyamıyorlardı.
Ah dedi kadın üşüyeceksin çeketin düşmüş ;usulca uzandı örttü omzunu. Adam çoktan uyumuştu. Rüyasında yok canım diyordu, gelmez. Laf olsun diye söylüyor. Ne yapacak benim gibi yolu çoktan yarılamış birinin yanında.O kadar genç ki.
Kadın rüyasında aman sende diyordu. Belki ters yüz geri çevirir gitsem yanına. Çocuksun sen der. Belki de sen baştacımsın diyerek karşılar, yüzünde geniş bir gülümseme ile.
Zaman zaman bunun gibi kilometrelerce uzaklığın ortasına masa kursak. Bir başında ben diğerinde o. O rakı bardağını benim su bardağıma tokuşturup şerefe dese, iki lafın belini kırsak olmaz mı ? Kimse kimsenin alanına dokunmadan paşa paşa felekten bir gece çalsak
Gülümsüyor rüyasında adam. Olmayacak bir şey değil aslında . Her şey mümkün. Yeterki gönüller istesin. Yeter ki seslerimiz ayrılmasın birbirinden.
Masamız kararmasa da ,bir kadın çığlık çığlığa şarkı söylemese de olur. Biz söyleriz şarkımızı nasılsa.Üstelik daha bize benzer haliyle.
Hadi içelim ,hadi içelim……. içelim içelim içelimm …….. içelimmm
YORUMLAR
Bir adam ve bir genç kadın. Bazen aralarında mesafe de olsa bir şarkının ilhamında bir araya geliverirler. Hayallere sınır, mesafe yoktur ki... Rüyalara da... İnsan ne arzu ediyorsa onu hayal edip rüyasında yaşar... Ben bu yazını okumakla çok mutlu oldum. Harika bir yazıydı. Yüreğine sağlık saygıdeğer hemşerim. Saygıyla
“Sürekli bir karamsarlık hakim yazına.” İlk intiba kaleme alınsa, böyle bir hüküm çıkabilirdi. Oysa satır aralarından sızan çocukça bir sevinci de hissedebiliyor okur. Yoktan bir sebeple küsüp oyunu terk etmiş ama tekrar dönebilmek için ufacık bir fırsat kollayan çocuğun yaşama sevinci gibi.
Kalemine sağlık Ayşe.
Sağlıcakla,