ÖTEKİ BOYUT
Ölümle son hıçkırıklarını bırakan insanların varlığını baltalayan gizemli sisler, refah içindeki toplumun büyükçe bir kısmı hayatın “Zevk adrenalininde” mutlu yaşamaklarına devam ederler. Savaş- barış karşıtlığına denk duran “bir yanımız cennet bir yanımız cehennem” li bir dünyada birlikte nefes alıyor olsak da hayat, çifte standartlığına devam etmektedir! Oysa hepimiz bu dünyadan, ahrete birer yolcuyuzdur.
Kaza geçiren bir arabada ki yaralı veya ölenleri n yakınları, o anda birlikte üzüldükleri gibi ülkemizin bir başka yerinde yaşanan olumsuzluklarına, savaşına toplum olarak üzülüp ve olanları bitirtmek için hep beraber hareket etmeliyiz çünkü Ülke veya dünya bir gemidir ve bizler bu geminin yolcularıyız. Öyle ise ırk, din demeden insani olarak bu yaşanmazlıklara kısık da olsa bir ıslık çalmalıyız.
Hayatta beklentilerimiz içinde başkaları düşünmek, yardım eli uzatmak ve duyarlı olmak da olmalı; Olmalı ki paylaşımlar yerini bulsun ve maddi-manevi duygular ormanlarcasına yeşersin…
Çağ, artık yeni bir ihtiyar değil; çocukların, gençlerin çabuk yaşlandığı; hırs, çıkar egemen bir dünyanın modern esirleriyiz!
Zenginlerin aşırı varlıklarına, yoksulların ise yokluklara yenildiği, köle olduğu dairsel bir zaman tünelinden geçiyoruz.
“İdeal modern” bir zaman içindeyiz fakat ideal bir adaletle yönetiliyor muyuz?
İdeal bir çağda ideal bir yönetimle, adaletle yönetiliyor olmalıydık fakat “yöneten- yönetilen” arasındaki uçurumsal çelişki, binlerce bilim adamlarının aklını karıştırmağa devam etmektedir. Bu dünyanın her yerinde neredeyse aynıdır.
Dünya yönetimleri asla adilane olmamıştır; çünkü yönetenler kendi çıkarları yüzünden doğayı ve doğa üzerinde yaşayan her canlıyı tehdit ediyor, üzerinde ağır tahribatlar bırakarak sadece kendi yaşamına önem vermektedirler. Bunu yaparlarken bir yandan da erozyona uğrattıkları doğayı kazanmak için büyük çözümler arayışlarına girerler tabi bu da bir başka amaçla, kendilerinin insani olduklarını kanıtlamak içindir.
Yönetenlerin insanlar üzerinde yaptıkları en büyük tahribatlar “Diziler, spor, eğlence, magazin, yarışmalarla ve sosyal medya kültürüyle” insanların kendi vicdanlarıyla baş başa kalmasına müsaade etmezler. Dünya üzerinde bazı bölgeleri insanlılaştırmayla bazı yerlerde de vicdansızlaştırmayla dünyayı sürekli kaos içinde tutmayı başarmışlardır.
Öyle ise çarpık yönetim egemen bir dünyada biz toplum olarak, bir birimizin acılarına, sevinçlerine, olumluluğuna, olumsuzluklarına ortak olup insanca yaşamanın yollarına bakalım. Doğu, Batıda burnu kanayan birinin acısına , Batı da, Doğudaki birinin acısına ortak olmalı
“Refah, aşk gibidir paylaştıkça güzeldir”
Ve unutmayalım “insanlar doğarken ve ölürken de çıplaktır!”
"Bir kimsenin ne söylemesi gerektiğini bilmesi yeterli değildir; nasıl söyleneceğini bilmesi de gerekir.
Aristo
RÜZGAR/ 5-03-2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.