- 554 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şüphe
Şüphe
Şüphe, ilim ile dengelenebilir. Bilinmezlikte olan ya da yeterince ortada olmayan, açık olmayan bir şey konusunda "Şüphe" kolay kalkmaz! İlim nasıl "Ben" alanında hükmeder ise "Şüphe" de ancak "Ben" alanında ilim ile dengelenebilir! Yoksa irdelemeden ya da ezbere veya geleneksel taklit inanç ile edinilen kanaat eğreti olur ve "Şüphe" ile karışık olması kaçınılmaz! Zaten "Şüphe" mutlak manada kaldırılamıyor! Bunun nedeni izafiyet! Evreni izafi algılayan insan, 3. Boyutta hiç bir şeyi mutlak olarak kapsayamaz, algılayamaz! Bu nedenle "Şüphe", mutlak manada kalkmıyor! Göreceli olarak azalabilir, genel görecelilikte sorun çıkarmayacak şekilde "Şüphe", pek çok bilimsel buluşlar ve tehlikelerden de insanları koruyabilir. Bunun için de "Denge" gerekli.
Bir konuda “Şüphe” var ise o konu, yeterince bilinmiyor yani bilinmezlik perdesindedir ya da bilinmemesi istendiği için perdelenmiştir! Mesela, “Küçük, ne kadar küçük; büyük, ne kadar büyük” bilinmezlik perdesinde! Henüz bu konuda kesin bir gözlem yapılamadı! Yani bir “Bilinmezlik” var bir de “Bilinmesi istenmeyen” var! Bilinmesi istenmeyen bir şeyin perdelenmesi ise “Setretmek” gibidir; “Tesettür” gibi! Bu ilmi, ticari, askeri, siyasi alanda da olur! Genel olarak toplumun her kesimi tarafından bilmesi istenmeyen ilmi konular setredilir, saklanır! “Gizli ilimler” şeklinde derinden işletilir! “Arif” olandan saklamak o kadar kolay olmasa da “Avam” kesimden saklamayı başarabilirler!
Sonuçta şüpheye sevk edecek iki durum var: Birisi “Bilinmezlik”, bu insanların bilimsel ve ilmi açıdan ulaştıkları yani bildikleri-bilmedikleri alanın sınırı! Diğeri “Bilinmesi istenmeyen” bu da insanların setrettikleri, sakladıkları alana dair! Bilinmezlikte olan zaten “Şüphe” ile etiketlidir ve üzerinde çalışılır! Yani bilinmezlikte olandan şüphe etmek, bilimi geliştirmesi açısından doğal karşılanır! Buraya dikkat! “Bilinmesi istenmeyen” yani “Setredilen” hakkında “Şüphe” hoş karşılanmaz! Bir şey saklanıyor ise o saklanan şey hakkındaki şüphenin giderilmesi için perdenin kaldırılması hoş karşılanmaz! Hatta bu perde kaldırmak, askeri ve ticari sırlarda veya bireysel hukuk açısından “Suç” kapsamında olabilir! Madem her “Şüphe”, perde kaldırılarak izale edilemiyor! Bu durumda “Şüphe” edip etmemek de tamamen bireyseldir! Yani “Şüphe” eden için ya perde kaldırılacak, her şey ortaya serilecek ya da şüphesi hak sayılacak! Ortada “Bilinmesi istenmeyen” bir şey var ise “Şüphe” de olacaktır! “Şüphe etmemek” sadece temenni veya aldatıcı olur! Seçme imtihanlarını bilirsiniz! İmtihana giren tüm katılımcıların kopya çekmesinden peşinen şüphe edilir! Bu nedenle bazı yasaklar getirilir! Bu “Şüphe”, giderilsin diye üst araması yapılır hatta bazı örtülerin de kaldırılıp altında alıcı verici olma ihtimali kontrol edilir, takılar ve kemerler bile çıkartılır! Demek ki “Şüphe” ancak bilmekle yani saklı şeylerin açığa çıkarılmasıyla ancak giderilmeye çalışılır! Küpesini veya kemerini gizleyenin, şüpheden kurtulması imkansız!
Buradan şöyle bir duruma bakalım; “Bilinmesi istenmeyen” şeyler konusunda “Şüphe” etmek, ayıplansa ya da bir şekilde engellense ne olur? Yukarıdaki örnekteki gibi imtihana girenlerin küpe ve kemeri konusunda görevlilerin şüphe etme hakkı olmasa veya bazılarının “Güvenilir” bazılarının da “Güvenilmez” olduğuna dair bazı bildirimler, duyumlar ve kanaatler geçerli olsa! Yani biri küpesini ve kemerini yoklatmıyor çünkü “Güvenli” etiketi var; diğeri, tam bir “Şüphe” taramasından geçiyor çünkü “Güvenilmez” olarak etiketlenmiş! Bu durum, hukukun eşit uygulanması ilkesine zaten aykırı olur! Buradan bakışla, tarihsel ulular ve kahramanlar ve öğretiler için benzer durumu düşünelim! Tarihsel bir ulu kişi veya ırkın öğretisi veya ideolojisi hakkında şüphe duymak ayıplanır veya engellenir ise ne olur? Şüpheyi ortadan kaldıracak perdelerin aralanması bir şekilde mümkün olmadığında “Şüphe”, derinden devam eder! Ve sürecin devamında biriken bir şüphe, gürültüyle açığa çıkar! Bin yıllar sürdürülebilir olsa da sonuçta “Bin yıllık” imparatorluklar da çöküyor!
Son tahlilde; şüpheye sebep olan perdedir! Bu perde, “Bilinmezlik” perdesi olduğunda bilimsel gelişimle devamlı aralanır! “Bilinmesi istenmeyen” perdeler ise zaten aralanması da istenmeyen perdedir! “Şüphe”, aralanmayan perde için hep olacaktır! Şüphe istenmiyor ise ya perde kaldırılacak ya da “Şüphe” konusunda “Şüphelenme hakkı” kabul edilecek! Hem perdeleyip hem de şüphelenenleri ayıplamak ise zaten abes olacak! Çocuklardan bir şeyi saklarsanız merakı ve şüphesi artar ve saklanan şeyi bulmak ya da görmek ister; perdeleri kaldırmak ister! “Ce” oyunu bile perde kaldırmayla alakalı! Daha bebeklikten başlar “Şüphe” ve yakın çevre ve toplumsal alanda şekillenir, dengelenir! Bir şeylerin üzeri kapatılır ve şüphe etmek de engellenir ise yüzeysel bir eğreti, taklit durum kaçınılmaz olur! Dengelenemez ve salınır; bu salınım bazı gereksiz fazla şüphe şeklinde olabilir bazı da “Şüphe edilmesi istenmeyen” şeylerden şüphe etmiyormuş gibi davranarak durumu idare etmeye çalışmak şeklinde olur! Her iki durumda da sorun çıkar! Fazla şüphenin kaynağı da bilgisizliktir! Bilgi olsa ya da şüphelendiği şeyin perdesini kaldırabilse zaten bir derece dengelenecek! Bu da o toplumun gelişimini engeller! Denge her zaman önemli!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.