- 10605 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRETMENLİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Herkes bilir ki, bize güç ve kuvvet verecek, aklımızı ve alakamızı iyi ve güzel hedeflere yöneltecek erdemlerden birisi de “derin düşünce”dir. Düşünen, düşündüğünü yaşanılır kılan düşünce sahiplerinin çokluğu, bir milleti düzenli ve sistemli bir şekilde ilerletir. Düşünen insanların azlığı ya da yokluğu geriliği, ilkesizliği, ilimsizliği davet eder, çoğaltır .
Düşüncesizliğin doruklarda olduğu toplumlarda anarşi, ahlaksızlık, haysiyetsizlik alabildiğine çoğalır. Toplum, bir yıkılış ve yok oluş süreci içerisine girer. Eğer bu yıkılışa, yıpranmaya, dejenere olmaya dur denilemezse, toplum çok uzun olmayan bir süre içerisinde tarihin karanlıklarına milletler mezarlığına gömülmekten kendini asla kurtaramaz.
İşte öğretmenler toplumu toparlayan, yıkılışa giden yolu hakka ve hayra çevirmeye çalışan, ilkesizliğe, ilimsizliğe, iradesizliğe ve ümitsizliğe hayır diyen, gayretin, marifetin, kendine ve kendi değer yargılarına güvenin insanlara hâkim olması için çalışan kişiler olduğu için çok önemlidir ve derin düşünceyi geliştirip yaydığı için de ayrıca kıymetlidir.
Öğretmenler aynı zamanda da mutluluk ve huzur habercileridir. İnsanına, idealine, inancına, insani olana bağlanarak, insanlığı iyilik ve güzellik melekelerini yıpratmadan, doğru ve doyurucu olanı koruyarak, yüzleri ve yürekleri ilim, kültür, sanat, ahlak ve alaka sularıyla çiçeklendirerek en büyük değerlerin takipçisi ve taşıyıcısı olurlar.
Öğretmenler, modası geçmiş doğmaların değil, her asırda tazeliğini ve geçerliliğini koruyacak olan ilmi, milli, medeni ve insani değerlerin, doğruların ölçüsü ve savunucusudurlar. Daha doğrusu öğretmenler, ölçülerimizi koruyarak maddi ve manevi bakımdan bize rehber olacak şahsiyetleri yetiştirerek övüncümüz olmak zorundadırlar.
Öğretmenlerini, milletin ve insanlığın ortak değerlerine, ahlak ve iyilik anlayışına göre yetiştiremeyen millet, devlet ve toplulukların bugünü perişan, geleceği hiçbir güzelliği barındırmayacak kadar zifiri karanlıktır. Kafaları aydınlatan, yürekleri serinleten, dizimize kuvvet, gözümüze ışık olan yahut olması gereken öğretmenler; aynı zamanda milletin ruh ibresini ayarlayan solmaz ve pörsümez bir kuvvettir. Bu kuvvetleri nesilden nesile ilim, kültür ve eğitim yoluyla aktaran ve her ihtiyacı olana cömertçe anlatan inanç ve irade kaynağıdır.
Dünyada kalkınmış, ilerlemiş, gelişme ve ilerlemesini tamamlamış devletler seviyesine çıkmış cemiyetlere bakın, mutlaka ve en başta öğretmen ordularının ayakta kaldığını ve birçok faydalı hizmetleri gerçekleştirdiğini görürsünüz. Öğretmen orduları tam teçhizatla donanmamış, sağlıklı sağlam ölçüleri kuşanmamış toplum ve toplulukların dünya milletleri arasında hatırı sayılır bir saygınlığın olmadığını hemen görürsünüz. Çünkü ister barışta masaya hâkim olan ve sözünü dinleten güç olsun, isterse savaşta tetiği çeken el olsun, ikisine de ideal ve istikamet belirleyen, bilgi, kültür, azim ve iradedir. İşte öğretmen, bu vazgeçilmez, terk edilmez, başkalarına tevdi edilemez kuvvetlerin eğitimini, ahlakını ve ahkâmını belirleyen, gösteren, elinde tutan motor güçtür.
Elbette Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenlerimiz, sağlıklı, sağlam ve çağı yakalamış fikirlerle donanan, vicdanını her zaman temiz tutan, kültürünü milletinin gelenekleri ve medeniyetin gerektirdikleriyle kuvvetlendiren, yüzünü ve yüreğini her zaman iyiye, güzele, doğruya, faydalı ve kalıcı olana, ihtiyaç duyana uzatan, aşkla, marifete, medeniyete ve hizmete koşan, vatanını, milletini, devletini, bayrağını canından daha çok seven, nesiller yetiştirmek zorundadır.
Bilgisini ve bildiklerini herkese öğreten, her konunun gerektirdiği ilme ve kültüre vakıf, olayları sentezlemeye yatkın, büyüğünü, küçüğünü, atasını, ahlaki değerlerini, milletini büyük millet halinde tutan erdemlerini, tarihini, töresini bilen öğrenciler yetiştirmeyen öğretmenlerin bugünü aydınlık olsa bile gelecekleri gerçekten karanlık olmaktan kurtulamaz. Onun için öğretmenlerimiz mutlaka kendilerinden sonraki mimarları yetiştirmek, geleceğin öğretmenlerine bugünden vatan, millet, devlet, memleket ve bayrak sevgisini kazandırmak, insanlığa ve ilme saygılı olmayı öğretmek, gerçeklere saygılı olmayı kavratmak mecburiyetindedir. Bir büyük şairimizin “ey dağların, güneşlerin şiiri” dediği gençliğin umut dolu ve topluma uyumlu, dürüst, çalışkan, anlayışlı, azimli, aşk dolu, bilgili, kültürlü ve ileri görüşlü yetişmesi, kuvvetlinin zayıf olanı ezmemesi, uyuşukluğun her tarafta kol gezmemesi için öğretmenlerimizin her zaman örnek ve önder olması şarttır.
Eğer öğretmenlerimiz gönül aynalarının saflığını korurlarsa, her yüzde güzel çiçekler açtırırlarsa, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı kolaylaştıracak ölçüleri yaşatırlarsa, başkasına yük olan değil de başkasının yükünü de gerektiğinde yüklenip yürüyen bir güç ve kuvvet olmayı başarırlarsa, ilimle, bilgiyle, kültürle, ahlakla, iyi, doğru ve güzel olana alakayla, barışla, dolarlarsa; günümüz daha güzel, geleceğimiz daha aydınlık, gönlümüz daha huzurlu, başarılarımız devamlı ve kalıcı olur.
Aksi takdirde gelecek bize bu kadar da hayat hakkı tanımaz.
Durdu ŞAHİN
YORUMLAR
...
Eğer öğretmenlerimiz gönül aynalarının saflığını korurlarsa, her yüzde güzel çiçekler açtırırlarsa, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı kolaylaştıracak ölçüleri yaşatırlarsa, başkasına yük olan değil de başkasının yükünü de gerektiğinde yüklenip yürüyen bir güç ve kuvvet olmayı başarırlarsa, ilimle, bilgiyle, kültürle, ahlakla, iyi, doğru ve güzel olana alakayla, barışla, dolarlarsa; günümüz daha güzel, geleceğimiz daha aydınlık, gönlümüz daha huzurlu, başarılarımız devamlı ve kalıcı olur.
Aksi takdirde gelecek bize bu kadar da hayat hakkı tanımaz.
Değerli Durdu Hocam,
Eğitimle ilgili söylenmesi gerekenler söylenmiş. Bu güzel ve anlamlı satırlar için teşekkürler. Yüreğinize ve kaleminize sağlık efendim. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Emanetiniz Allah’adır.
egitimci38 tarafından 2/24/2009 1:52:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şurası bir gerçektir ki;bir öğretmen olarak hakettiğimiz değeri hiçbir zaman görmedik,göreceğimizi de zannetmem.
Her ne kadar eğitim önemli,öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz vs. dir denilse de, hiç bir zaman ülkemizde eğitim niteliği hakiki manada sorgulanmamış ve masaya yatırılmamıştır.
Eğitimi yenileştirmek ve hakiki manada çağdaşlaştırmak(sözde çağdaşların akisne) isteyenlerin önüne her zaman aşılması mümkün olmayan engeller konulmuştur ve vazifemizi bihakkın yapmamız mümkün olmamıştır.
Yersiz soruşturmalar,sürgünler vs. ile bu eğitim gönüllüsü insanlar herşeyden soğutulmuş ve Allah'tan başka kimseye güvenemez hale getirilmişlerdir..Ama ne şekilde olursaolsun,öğretmenliğimizden gururluyuz,müftehiriz,hem de tüm maddi olumsuzluklarına rağmen..
Değerli Kardeşim;
Öğretmenimizi çağdaş bilgilerle mücehhez kılmak; sosyoekonomik sorunlarına ivedi ve kalıcı çözümler getirmek; başta siyaset olmak üzere, her açıdan, saygınlığına gölge düşürebilecek olumsuz dış etkenlere karşı dirençli ve muhkem kılmak elzemdir.
Öncelikle; ‘öğretmen yetiştiren’ öğretmen ve eğitim birimlerimizin ulusal ihtiyaçlarımıza çağdaş bağlamda cevap verecek tarzda yeniden yapılandırılmalı; bunun için geçmişte uygulanan yöntem, teknik ve stratejilerden mutlaka yararlanılmalıdır. Diğer önemli bir husus; yurt içi ve yurt dışındaki bilgi birikimi ve eğitsel deneyimi güçlü beyinlere itibar ve iltifat edilmelidir.
En büyük öğretmen, hem de başöğretmen ATATÜRK’dür. Büyük kurtarıcımız, Cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder, Gazi Mustafa Kemal, "Hayatta en hakikî mürşit ilimdir!" diyerek yüce milletimize hedef göstermiş ve "Muallimler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!" veciz sözüyle de öğretmenlere ne denli önem verdiğini dile getirmiştir.
Güzel ve anlamlı paylaşımınız için teşekkür eder; saygı, sevgi ve selamlarımı sunarım.