Adam Olmak
Sekiz yaşında çelimsiz bir çocuktum. Köy ilkokuluna gidiyordum niye gittiğimi bilmeden. Babam "gideceksin "demişti ya yeterdi.
Bahçe içindeki iki katlı evimizin tahta basamaklarından koşarak çıktım o gün. Anam ocağın başındaydı. Sarıldım arkasından "anne bu gün neden okula gittiğimi anladım" dedim. Git başımdan dedi önce. Sonra nedenmiş oğlum dedi. Az sonra" nedenmiş oğul "dedi. "Adam olacakmışım anne " dedim. Annemin yüzünde sevinç arıyordum. Osman ağa gibi, baban gibi mi dedi çarpık bir gülümseme ile.....döndü ocaktaki yemeğin başına.
Ara yerde durdum bir süre. Anamı sevinirken, gülerken gördüm mü diye. Bulamadım.
Zayıftı. Gözleri içe doğru. Parlarlardı ama kendine gibi. Dışa vurmazdı. İnce dudaklıydı. Hep bir sır saklar gibiydiler.Yapacak işi yokmuş gibi sakindi. Sabah namazında kalkar, yıkanır namazını kılardı. Babamın homurtularıyla başlardı gün. Kardeşlerimin hazırlanması derken acaba biz yokken ne yapar diye merak ettim.
Evin bahçenin temizliği derken hayvanların bakımı.Sağımı. Tütün zamanı tütün kırmak, fındık zamanı fındık. Çay zamanı çay toplamaya gitmek. Toplamanın yanı sıra sırtında küfeyle onları taşımak. Sahi babam nerede dersiniz. Pişpirik oyunu ne güne duruyor.
Akşam yemeği hazırlamak, yemek tuzlu olmuş diye dayak yemek te anamın işleri arasındaydı. Bizim büyümemize seyirci kalıyordu bazen.
Bir de akşamları babamın keyfini tamam etmek gerekiyordu. Bu saatlerde bile içeriden tokat sesleri duyduğumuz olurdu.
Ben adam olursam böyle mi olacağım korkusu boyumla birlikte büyüdü. Ben adam olmak istemiyordum. Anam gülsün istiyordum
Adam olmamanın yolu okumamak mıydı ? Kafam karışmıştı.
Bir gün derdimi öğretmene açtım. Benim de ilk okul öğretmenim ilk sevgilimdi. O kadar yumuşak. Kumral saçları öyle parlaktı ki. Hiç üşenmeden oturttu karşısına beni.
Adam olmak önce insan olmaktır. Erkeksen kadına el kaldırmamaktır. Senden güçsüze merhametli olmaktır.Onları koruyup kollamaktır. Adam olmak çocuklarını, karısını ve diğer bütün insanları sevmektir. Adaletli olmak, çalışkan olmak, yalan söylememektir.Adil olup vatanını sevmektir. Kendini yetişyirmek, çalışarak ailesini geçindirmektir. Okumak ileriyi görmek, hakkını aramaktır.
Ağzım açık dinliyordum öğretmenimi. Bunları bana yazar mısınız ? Babama okutacağım dedim. Peki dedi.
şam babama kağıdı uzattığımda kaşlarını kaldırıp şöyle bir baktı. Sonra oturduğu yerden doğruldu. Tamam dedim dayak geliyor. Annem de hissetmiş gibi mutfaktan geldi. Hışımla oturdu yerine babam. Size bunları mı öğretiyorlar diye gürledi. Yarım gösteririm ben o öğretmene deyip soktu kağıdı cebine.
Yüzüm karmakarışık bin pişman oldum. Ağlamak da yasak erkeklere bizde, ağlayamadım da. Ya öğretmenime bir şey olursa diye bütün gece döndüm durdum.
Ertesi gün okul dönüşü sedirde oturan babama görünmemeye çalışarak öbür odaya seğirttim. Yemekte de kimse konuşmadı. Ben adam olmakla olmamak arasında gidip geliyordum.
Bu konu hiç açılmadı bir daha. Benim kumral saçlı güleç yüzlü öğretmenim derse girmeye devam etti.
Yine bir akşam babam anneme veryansın ederken kolunu havada yakaladım. "Bir daha anneme vurma" dedim. Adam olmaya karar vermiştim.
YORUMLAR
merhaba yazar arkadaşım, belli kara deniz bölgesindensiniz. ne diyelim kültür öyle o yerlerde. ben de bilirim o bölgelerin kadınlarının çileli yaşamını. kadın evin tüm işlerini yapar erkek yazın gurbet, kışın kahvehanelerdedir genelde.
şimdi durumun biraz değiştiğini duyuyorum. kadınlarımız adına daha güzellikler olduğunu işitip seviniyorum. lakin babanıza biraz fazla yüklenmediniz mi?
yazınızı ekonomik bağımsızlık kazanıp annenizi korumaya alarak neticelendirseydiniz daha ilginç olmaz mıydı?
çünkü babanıza karşı sizde kaba kuvvetle karşı çıkıyorsunuz.
saygımla...