- 1138 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNAYDINLAR
GÜNAYDINLAR
Yaşamınız boyunca sizler, hep akıllı yaşadınız ya, bir kez olsun aklınızı küçümsemediniz! Oysaki fiziğinizi, görünümünüzü, şansınızı, kısaca yaşama dair olan her ne var ise küçümsediniz. Çünkü azıyla yetinmediniz, kanaat etmediniz, tefekkür etmediniz. Yaşama dair güzel olan her ne var ise, aklınıza getirmediniz. Ama olumsuzluklar söz konusu olduğunda, kendinizi o yaşadığınız ve ya gördüğünüz olumsuzlukların tam da merkezinde gördünüz! Dolayısıyla küçücük beyinleriniz hep olumsuzluklara, hep mutsuzluklara kodlandı.
Bu da yetmedi. Çevrenizdekileri kendinizden uzaklaştırarak kazanacağınızı sandınız. Çünkü tek derdiniz vardı, daha çok kazanmak, daha çok ben merkezine oturmak. Ne var ki çevrenizden her uzaklaştırdığınız kişi sizi bir adım daha yalnızlığa yaklaştırdığını göremediniz. Çevrenizde size ne kadar dost diyen, arkadaş diyen, kendini sadece sizin varlığınıza adamak isteyen, dost elini uzatarak, korkma düştüğünde ben elimi uzatır kaldırırım diyen insanlar tamamen uzaklaştı yok oldu ve siz de yalnızlığa mahkum oldunuz. Düşlediğiniz sadece ben merkezine oturtulmuş bir mutluluktu. Ama kendinizi yalnızlığa mahkum etmekle şimdi mutsuzluğa sarılıyor, sarıldıkça mazoşist, mazoşist tavrınızla da mutsuzlaşıyorsunuz.
Oysa, mutlu bir yaşam elde etmek için çok daha fazlasını yapabilirdiniz.
Mesela; benim bir deli olduğumu düşünün. Ve yaşamınız boyunca dikkate almadığınız, delidir ne yapsa yeridir, gerizekalıdır, aklı kıttır deyin ve bir kez sadece bir kez benim dediğimi dikkate alın ve uygulayın.
Ne mi?
Yeni uyandıysanız ve hala yataktaysanız ve gözlerinizi güne açtıysanız ne demek istediğimin çok daha iyi farkındasınız demek. Oturuyor iseniz, oturduğunuz yerde lütfen arkanıza yaslanın. Derince bir nefes alın. Olmadı bir kez daha ve de çok derin bir nefes alın. Olmadı gözlerinizi kapatın ciğerlerinizi patlatacak kadar derin bir nefes alın ve o anda çok hızlı düşünün. Şimdi patlamadan nefesinizi bırakabilirsiniz.
Farkettiniz mi?
Hayır mı?
Kusura bakmayın, ben deliyim ama siz de aptalmışsınız! Neyi olacak tabii ki yaşıyor olmanızı farkettiniz mi? Diye sormuştum.
Öyleyse bir kez daha düşün. Senden öncekiler şu an nefessizdir! Soluklanamıyor! Beden bütünlüğünüz tam mıdır? Evet o zaman tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayanları düşün! Ya da yatağa mâhkum olanları! Renkleri, doğayı, kuşları, gökyüzünü göremeyen amaları. Ne bileyim gırtlak kanseri olup ta gırtlağı delindikten sonra gırtlağından soluyanları! Kol ve bacakları olmayanları düşün.
Tabi sizler bu türden olumsuzlukların yaşamadığınız için ne demek olduğunu daha iyi bilemezsiniz.
Hadi gelin mutlulukta karar kılın.
Nefes alıyor olmanızdan dolayı şükredin mutlu olun. Bazı yetilerden mahrum kalmadığınız için şükredin mutlu olun.
Azıyla yetinin, kanaat edin, tefekkür edin mutlu olun.
Değer verin.
Değer vererek kendinizi de değerli kılın.
Paylaşın.
Paylaşmanın hazzı size yetecek te artacakta. Paylaşarak çoğalın mutlu olun.
Aşık olun.
Aşk tanrının kayıtlara geçmeyen ama en önemli sıfatlarından biri olduğunu unutmayın aşık olun.
Sevin.
Sevgi göstermenin bir bedeli yoktur. Sevmek kişiyi çoğaltır. Bu sebeple hep Sevin sevin sevin.
GÜNÜNÜZ AYDINLIKLAR, YOLUNUZ AŞKLA SEVGİ OLSUN.
Efkan ÖTGÜN