ÇAPRAZDAN SEVGİYLE
Bir sonbahar akşamı değil, kışın orta yerinde ben gidiyorum dedin.. her zamanki kararlı halinle böylesi iyi olacak dedin.
Yüzünde göçmek istemenin gerçek nedenlerini aradım. Bulduğum çizgiler yüreğime battı. Çaresi z boynumu büktüm. Anladım gidecektin bu şehirden. Hafta sonlarını, kahvaltılarımız cebime dolduracaktım umarsızca. Gözyaşlarım…ya gözyaşlarım …..onları nereye koyacaktım güzel gözlüm.
Giderken kamyonun bir köşeciğine ilişmeyi ne çok isterdim. Sığamadım karton kutunun birine.
Kaldım koca şehirde yalnız başıma, kalabalıklar ortasında. Ayaklarıma söz geçiremedim akşamları, sana doğru yöneliyorlardı. Gözlerim ne metrodaki kızı görüyordu, ne de sırtı kamburlaşmış adamı. Neden gülüyorlar diye kızıyordum birkaç gence. Gülmeyi uzaklara fırlattım. Sensiz gülmeler acayip çarpık bir hal alıyordu. Neden demekten ve nedenini bilememekten içimi kuruttum.
O Pazar sahile eli bomboş indim. Sen gideli ellerim fazla geliyordu bana. Onları nereye koyacağımı bilemiyordum. Ellerim üşüyordu yüreğimden sonra.Her defasında söylendiğin sigaramı yakarken sesin niye çıkmıyor diye bakınıyordum. Boşlukta sigaramın dumanı sensiz eğri büğrü boynu büküktü.
Pazar kahvaltılarının tadını da kamyona yüklemiş olmalıyım. Ne tadı var ne tuzu zeytinin, peynirin. Yumurta yavan. Sen balı cevizle yemeyi severdin bir de habire yesene derdin ya onları gözüm bile görmüyor.
O adam diyorum o adam çelmiş olmalı aklını. Benim üzülmem bir şey değil de sen yine üzüleceksin. Güneş yüzlüm. Gözyaşlarından haberi bile olmayacak o adamın.
Deli deli şeyler geliyor aklıma. Sancho Panza gibi hayali düşmanlarla savaşıyorum geceler boyu.Elime ne geçiririsem savuruyorum hiç biri yerini bulmuyor.
Bazen içleniyor hıçkırıklarımı yastığa gömüyorum. Sabah şaşırıyorlar bu yastık neden ıslanmış diye. Terledim diyorum.
Peşinden gelesim geliyor. Yola çıkacakken vazgeçiyorum. O isteseydi deyip huıçkırıklarımı boğazıma düğümlüyorum.
Sonra arıyorsun “nasılsın “ diyorsun. Herşeyi çektiğim acıları unutuyorum. Sesinde hangi duygu var diye yine dikkat kesiliyorum. Umut seziyorum. Seviniyorum. Sen gidince telefonun ucuna da gelmeyeceksin sanıyordum. Geldin ya sesin kulağıma değdi ya ,bu bile yeter.
“İyimisin alıştın mı o şehre diyorum “ gitmemişsin, yanımdaymışsın gibi cevap veriyorsun. Anlıyorum ki bu şehirden gitmişsin ama benden gitmemişsin.
Kanatlanıyorum. Tüm kuruntularım yerle bir. Ellerim ısınıyor.
Buradaymış sın gibi yanında olduğumu hissettiriyorum. Biliyorum sen yalnızlığı sevmezsin. İlaçlarını soruyorum , düzenli almanı tembihliyorum. Yine çocukça “ tamam “ diyorsun. Anlıyorum bana ihtiyacın var.
Atlayıp otobüse geliyorum bir hafta sonu kahvaltıya. Eskisi gibi tatlanıyor zeytin, peynir. Sohbetimiz kaldığı yerden sürüyor.
Seni çok yoruyorum , hakkını helal et diyorsun ya hani zaman zaman , inan bana gülüşünü gördüğümde her şeyi unutuyorum. O zaman zaman endişelerim, üzüntülerim var ya hepsi çekip gidiyorlar. Gülüşünde her şey anlam buluyor yeniden başlıyorum hayata.
Sen öyle farklı öyle başka, öyle çocuk,öyle savunmasızsın ki…..bir gün düşüp kırılmandan çok korkuyorum. Parçalarını toplayamamaktan…..
Bir insanda herşeyin toplanması ya da bir insanda herşeyi bir arada bulmak çok zordur. İşte ben o zor kadını tanıdım. İç dünyasını görmeme izin verdi. Bazen ürktüm,korktum hatta, bazen hayran kaldım. Ama hep yanında olmak istedim.
İyi ki girdin dünyama. İyi ki seni tanımam izin verdin……Yanında yürümeme imkan tanıdın. Sana ulaşmak hiç kolay değil. ..farkındayım. Bu yolda yürümek bir ayrıcalık bilincindeyim.
Sevgi ve saygılarımla…..
YORUMLAR
mymartin
Sanırım ben en güzel mektup yazıyorum. Gençlikten kalma olduğundandır. Övgülerinize teşekkür ederim. İyi ki varsınız.