ÇOCUK GELİNLER

• 1 Mart 2016 Salı 17:10:19

Küçük yaşta kız çocukları evlendirme , çok eskilere dayanmaktadır.Özellikle kırsal kesimlerde çok yaygındır.
Böyle yerlerde evlilikler , bir kaç büyük-küçük baş hayvan veya tarla karşılığı yapılmaktadır.

Evlenecek kızlar , uygar toplumlarda olduğu gibi aşk evliliği veya kendi istekleri doğrultusunda yapılmayıp ,
ailenin uygun gördüğü kişilerle , başlık parası karşılığında yapılmaktadır . Evlilik çağına gelmiş genç kızlar,
mutsuzluklar yaşanmasına rağmen . çevresinde evlenen yaşıtlarının yaşam tarzlarını örnek alarak , uyum
sağlamaya çalışır. En azından yaşı kemale erdiğinden her şeyi düşünebilecek ve algılayabilecek durumdadır.
Mutsuz olsa bile,çocukları için yaşar. Çünkü evlendikten sonra baba evine geri dönmesi mümkün değildir.
Köylerde ve şehir varoşlarında dul olarak yaşamak uygun değil ve ar olarak görülür.

En önemlisi , çocuk gelin olayı var. 9-16 yaşlarında evlendirilen küçük kızlar , toplumumuzun kanayan yarası .
Bu çocuk gelinlerin dramı halen günümüzde de yaşanmaktadır. Böyle evlilikler , toplumuzun ayıplarındandır.
Yetkililerimizin arayışları yeterli değildir . Bu konuda caydırıcı yasalar çıkartılmalı ve takip edilerek gerekli
önlemler alınmalıdır.

Örf ve adetler ön planda tutularak evlendirilen çocuk gelinler ile ilgili bir film izlemiştim. Film olsa bile , bu
olayı bütün gerçekleri ile ortaya konulduğundan , ibret ile izlenecek mahiyette idi. Film de , kan davası
nedeniyle adam öldüren bir genç , yıllarca hapis yattıktan sonra tahliye olur. Köylü tarafından bir kahraman
gibi karşılanır. Adam sağlıksız ve yaşlanmıştır. Kendisine oturacak bir ev verilir. Köyde yoksul bir ailenin kızı
ile söz kesilir. Düğün günü bütün köylü neşe içinde oyun oynar ve halay çekerek eğlenirler. Herkes mutludur.
damat ise sağlık sorunları ve yaşlı olması nedenı ile pek keyifli değildi. Torunu yaşında bir kız çocuğu ile evlenmek istemiyordu. Cayması halinde köylüler tarafından erkekliğinden şüphe duyulacak ve alay konusu
olmaktan korktuğu için , her şeye razı olmaktadır.

Gelin tarafından bir kadın , çocuk yaşta gelini gerdek odasına götürür.Gerekli nasihatlerde bulunduktan sonra
odadan ayrılır . Çocuk gelin ise 14 yaşında küçük bir kız çocuğudur. Yaşıtları ile kapı önünde bez bebeği ile
oyun oynaması gerekirken , kendini beyaz bir gelinlik içinde yüzü , dudağı boyalı bir halde bulur.Şaşkındır ,
ne yapacağını bilmemektedir.

Düğün sona ererken damat, gerdek odasına girer. Gelini, gelinlik ve duvağı ile bez bebeği elinde olduğu halde yatağın bir köşesinde masum bir şekilde uyurken bulur. Bir müddet üzgün bir şekilde seyreder , çeketini çıkarıp
üstünü örter. Boş bir divana çökercesine oturur.Sabah gün ağarırken,gelin uyanır.Damadı görünce ayağa kalkar
kendisine tarif edildiği gibi terliği alıp damadın önüne koyar.Başına geleceklerden habersiz , saygı ile damadın
karşısında durur. Şaşkındır . Ne yapacağını bilmez halde titremektedir. Damat sakinleştirmeye çalışır.Babacan
bir tavır ile ; << Benden korkmana gerek yok. Sana kötülük yapacak değilim. Suç sende değil , çocuk yaşta
benim ğibi yaşlı bir adama veren anan ve babanda. Sen elindeki bez bebek ile oynaman gerekirken, seni zifaf
odasında kapatanlarda. Başta ben olmak üzere suçlu olan biziz. Artık yapacak bir şey yok. Benim imam nikahlı eşimsin. Karı-koca olarak yaşamak zorundayız. Yaşamım boyunca sana elimi sürmeyecek ve kızım olarak
bileeceğim.>> der.Gelin rahatlamıştır. Damadın elini saygı ile öper.

Damat odanın kapısını açar,dışarı çıkar.Dışarıda önları bekliyen köylü kadınlar zılgıt çeker. Davulcu ile zurnacı
büyük bir neşe içinde yeri , gök’ü inletir.

Damat etrafa üzgün bir şekilde bakar. İçinden ; << Bizim gibi çağ dışı yaşayanlar oldukça , daha çok küçük
gelinlerin hayatı zehir olacaktır. Yazıklar olsun size. yazıklar olsun ben ve benim gibi’lere .>> der.

Burada daha çocuk yaşta kızını gelin veren ana-babada suç yok mu ? Onu eş olarak kabul eden damadın suçu
yok mu ? Bu tür çirkin evliliğe çare bulamayan yasa çıkarıcıların suçu yok mu ? Bizlerin, hiç mi suçu yok?.