7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1328
Okunma
bir noktadan başlıyorum, büyük harfle...
"hayat ve ben"...
son dönem kitap isimlerini çağtıştırıyor olabilir ama zaten bu bir kitap değil. yazmaya hazırlıksız yaklanmak diye bir şey var. kağıdın olur kalemin olmaz, kalemin olur kağıdın olmaz ama en kötüsü kalemin ve kağıdın olduğu halde yazacak bir şeyin olmamasıdır.
yazamayacağın şeyler olduğunda sayfaya konuşmayacaksın, kapatacaksın defteri. ama hayır defter hiç kapanmaz. hesap defterleri, alınmış ahların damagalanmış gözyaşlarıyla dolu olması da kaçınılmazdır.
gözlerim kapanıyor. bir haksızlığın ve süregelen bu haksızlığın gözkapaklarıma yaptığı bir ağırlık bu. şimdi ne yapacağım diye düşünüyorum. palazlanmış dipçiklerin arasında zayıf bir organizma. şarkının dediği gibi "işime gücüme akacağım." insanların arasında bedeni çalınmış bir gölge gibi.
"sus" kime düşüyordu şimdi, bana mı diğerlerine mi? kendimi derisi süzgeçten geçirilmiş bir üzüntü yumağı gibi hissediyorum. güven kavramındaki sakatlıklardan dolayı düzenin alaycı, ayrımcı gülüşlerinin ağızlardaki damar duvarlarına nasıl çarpıp yankı bulduğunu duyar gibiyim. ve bu nefret ettiğim bir aşama. dünyanın doğrusu olmak ya da olmamak... ya da doğruya inanmak ya da inanmamak...
yazacakların olmadğını düşündüğünde korkma, otur ve bekle...
yaşadıklarından, yaşıyor olduklarından , yaşayacaklarından ufak ışıltılar parmağına konacaktır. yaşadıklarına bakıp kendini geride bırakırsın. o taşı alıp fırlatırsın denizin maviliğine. yaşıyor olduklarınsa bir organın gibi olur her daim seninle birlikte canlılığını sürdüren. o taş artık tırnağın olur, uzar ve kesersin zamanı gelince. yaşayacakların sana uzaktan el sallar. çürümeye başlamışlığına dokunur ve hafifletir sancıyı. ve biz bu taşa umut deriz. umut henüz yaşamadıklrında gizlidir; seni bekler ve bir anne şefkatiyle tutar ellerini. onu kaybetmeden çoğaltarak, içinde boğulduğun boşluğunu doldurarak karşı kıyıya geçmeni sağlayan birer sağlam kaya parçası oluverirler.
başlayacağın yeri en iyi sen bilirsin. bir yıkımın ardından tutunmaya çalışıyorsan o başlangıç, senin için bir "diriliş" olacaktır. dirilişini yine kendini, kendi enkazının içinden doğurcaksın. topraktan doğrulan bir çınar gibi. dalları kırılsa da , dökülse de yaprakları dimdik yaşamaya çalışacaksın. bu "çalışmak" eylemi, bir mecburiyet olmayacak bir "seçim " olacak. şimdi soruyorum "nereden başlayacağım?" tabii ki kendimden ve kendimde olandan, kendi kırılmışlıklarımdan ve dimdik duran yanlarımdan.
tapındıklarımız, artık cebimize ağır gelen yalanlar haline dönüşebilir. onlardan bir deri gibi sıyrılmalı insan. eski hüzünlere gıcır ümitler giydirmeyi başarabilmeli.