- 754 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
SAYIKLAMALAR-1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Çalışan insanlar tersini düşünürler ama,ben çalışırken bile pazarlar bana hep soğuk gelmiştir. Durağan,keyifsiz,sessiz,ölü bir gün...Elim ayağıma dolaşır,ne yapacağımı şaşırırım;başkaları gibi piknikten falanda keyif almam;hayatımı zaten piknik olarak yaşadım.
Çocukluğumda,traktörlerin yaygın olmadığı yıllardı,yıldızların altında yatardık,köy çok uzaklarda kalırdı. Yıldızlar o zamanlar bize,yeryüzüne daha yakın dururdu,samanyoluna dalıp giderdim..Yorgun bedenimize uyku bir tunç ağırlığında inerdi,çocuk yüreğimiz kaldırmazdı bu yükü,kimseye anlatamazdık,küçük bedenimizi altüst eden büyük korkuları!...Bir yığın dev masalları ile büyütülmüştük,kurt ulumaları karışınca devlerin uğultusuna, çocuk yüreğim bir kuzu gibi melerdi!..
Anlatamazdım kimselere,zaten kimseninde anlamaya niyeti olmazdı..Gün ağarmadan bir sesle irkilirdik,bu hep korkutan bir ses olurdu...Terbiye sistemimiz öyle diyordu..
Korkutacaksın!...
Korkardık; önce üzerine çiğ düşen saçlarımı düzeltirdim toprak kokan ellerimle,sonra gözlerimi ovalardım, dağlara, ovalara, ölgün gözlerimle bakardım,bir sigara bile yakamazdım,yaşım küçükdü,döverlerdi beni,yine korkuturlardı,dayanamaz olurdu yüreğim yeniden!...Her olumsuzluğa ramen havanın ilk ışıklarını çok severdim,o denli dingin gelirdi ki bana,mest olurdum,halen öyledir,sabahın ilk ışıklarını yatakta geçirmek bana zül gelir.O günlerden kalma bu alışkanlığım ama,o dinginlik nerede? Motor sesleri,kornalar,çocuk ağlamaları,kapı gıcırtıları..Sizi deli etmeye yeter!...Bir de,pazar gibi ölü bir güne uyanmışsanız kahrolursunuz!...
Demek esnaf kepenklerini açmayınca hayat duruyor,boş sokaklar,amaçsız ve umarsızca dolanan insanlar,boş kahvelerde kurulmuş dört kişilik okey masaları,yüzü soğuk garsonlar,deli taylar gibi gezen üç beş,delişmen kız,oğlan..Hepsi pazar diyor,bir şey demiyor..Belli ki,onlarda benim gibi fazla sevmiyor...
Kışa da böyle uyanırdı çocukluğum;hayvanlar yemlenirdi sabahın ilk ışıklarıyla,sonra akşamdan kalan yarım derslerime koşardım,cepleri devamlı sökük siyah önlüğümü takardım sırtıma,yaramazdım,tutar sökerdi benim gibi yaramazlar..Okula devamlı koşarak giderdim,günün dersini kavramam için, okulun etrafını dolanarak bir kez okumak bana yeterdi. Öğretmenin, eğer bozuksa moralini düzeltecek ilk öğrenci ben olurdum. Müfettişler geldiğinde öğretmenimin ışıldayan gözleri hep üzerimde olurdu..Onun tek yüz akı bendim zor zamanlarda.Biribirimizi çok iyi anlardık.Evladı gibi severdi beni..Yaramazlar tahtanın sol üst köşesine başkan tarafından yazılınca, eğer içinde ben varsam çok zorlanırdı..Çoğu zaman benim yüzümden dayaktan yırtanlar anlamazdı bu inceliği,şayet çok dolmuşsa,illada dövecekse,çok sert girerdi sopayla ne eder eder beni arada kaybederdi ve dövmezdi.
Sevgili öğretmenim sen beni hiç dövmedin,dövemedin...
Eğer hayatımda beni senin kadar derinden tanıyan bir kişi daha çıksaydı,hayatım hiç böyle olmayacaktı..Çok farklı olacaktı..Bu gün azıcık farklıysam o akranlarımdan,bunu sana borçluyum.Ben okudum,çalıştım emekli oldum,yaşlılık masalları anlatıyorum sanal dünyalarda..Seni duydum; hâlâ öğretmenmişsin,hâlâ benim gibi çocukların varmış,hâlâ yayan-yapıldak yollara düştüğünü söylediler,mezarda emeklilik diyenlere galiba en çok sen gülümsedin...Seni çok seviyorum öğretmenim ama,sesimi duymazsın,duyamazsın,bunun yolunu bir türlü bulamadık..Pazar, pikniğe gidelim diyorlar,ne dersin, gidiyim mi Hocam?
Olsun havalar eskisi kadar temiz,hayat dingin değil ama,gidelim nede olsa pazar,yapacak ne işimiz var?...
YORUMLAR
Eğer hayatımda beni senin kadar derinden tanıyan bir kişi daha çıksaydı,hayatım hiç böyle olmayacaktı..Çok farklı olacaktı..Bu gün azıcık farklıysam o akranlarımdan,bunu sana borçluyum.Ben okudum,çalıştım emekli oldum,yaşlılık masalları anlatıyorum sanal dünyalarda..Seni duydum; hâlâ öğretmenmişsin,hâlâ benim gibi çocukların varmış,hâlâ yayan-yapıldak yollara düştüğünü söylediler,mezarda emeklilik diyenlere galiba en çok sen gülümsedin...Seni çok seviyorum öğretmenim ama,sesimi duymazsın,duyamazsın,bunun yolunu bir türlü bulamadık..Pazar, pikniğe gidelim diyorlar,ne dersin, gidiyim mi Hocam?
Öncelikle tebrikler, başarılı bir yazı örneği,
Muhtevası engin olmakla birlikte başarılı üslubunuz yazıyı okunur ve didaktik boyuta taşımıştır.
Tebrik,takdir ve nice başarılı yazılar temennisiyle............
Katkıda bulunup bulunmayan tüm dostlarıma teşekkür ederim. Sayıklamalar, aslında bir gerçeğin ürünü,her ne kadar mekan belirtmeden,isim belirtmeden yazmışsam da bu olayları gerçekten yoğun olarak çocukluğumda yaşadım,yaşadık..Öğretmenim se,Sevgili Aydın ÇORUH,halen İzmit Körfez'de öğretmen olarak çalıştığını duydum. Biribirimizi kaybettikten yıllar sonra bir düğünde karşılaştık.Yine irtibatımız kesildi. Bize 18 Km.mesafeden yayan olarak şehir merkezinden derse gelirdi,başı mutlaka baharla birlik sıfır tıraş olurdu.Çoruh gibi,mizacı sert,yatağına sığmayacak kadar doluydu. Emekli olup bir yıl ara verdikten sonra yeniden öğretmenliğe başlamış ve bir dahada bırakmamış olduğunu duydum.Yapar, inanırım o mizaca sahip biriydi. Gerçekten iyi bir öğretmendi. Onu hala çok seviyorum. Çünkü o da beni çok severdi..Kulağıma eğildi;sizden sonra öyle zevkli öğrencim olmadı demişti.Tüm dostlara ve sevgili öğretmenime güzel ömürler diliyorum.Selam,saygı...
hyazici58 tarafından 8/4/2008 5:44:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çocukluk yıllarına gidiverdim.teşekkür ediyorum .hiç yabancı değilim bu anlattıklarınıza .hakikaten sayıklanabilecek güzel bir çocukluk geçirdim bende o yüzden hala bir yanım çocuk saflığı ve inceliği taşır.Ani parlamalar,küsmeler,çocukla çocuk olmalar,yolda top oynayanlara katılmalar,gece sokakta saklambaç oynayanlara bakarken dayanamayıp katılmalar...daha neler neler.Ama iletişim başka benim iletişim kuramadığım ,bariyerini aşamadığım canlı hatta cansız yaradılmış hiç bir şey olamaz.sevginin gücü dayanılmaz......
N.HATUN tarafından 8/4/2008 10:50:17 AM zamanında düzenlenmiştir.
Büyük bir ruh inceliği içeren yazınızı haz duyarak okudum.Siz sayıklamalaraınıza devam edin, biz de uyanırız bu arada.Tebrikler !Günün yazısını kutlarım...
Dün rahatsız olduğum için yazılara göz atamadım.PUANLAMAYA KATILMADIĞIM İÇİN ÜZÜLDÜĞÜMÜ İTİRAF ETMELİYİM.
Şaban Aktaş tarafından 8/4/2008 8:58:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Teşekkürler hocam, çok teşekkürler.
İçimizdeki adlandıramadığımız hasletleri yerinde ve vaktinde dile getirdiğiniz için.
"bir kibrit çaktınız anılarımıza" ve bu bir duyuru olmalı bizlere, yakarak birer kibritte biz,çoğaltacağız aydınlığı.
Arayacağız bizleri bu günlere getiren öğretmenlerimizi, gönül sesimiz ve minnetimiz ulaşacaktır göklerde olanlarına eminim.
Sevgi yüklü saygılarımla.
Duygularıma ve hayata bakış açıma tercüman bir yazı okudum kaleminizden...
Hep kurallı ve üretken olmaya çalıştık elimizden geldiğince hatta fazlasını yaparkan tüketircesine kendimizi...Mutlu etmek mutlu olmaktı belkide...Emek yürekle...Doludizgin yazıyorsak ve titreyen elllerimizde kalem durmuyorsa bu geçmişin izleri ve altbelleğimizde yaşama sevincimizdir, her nekadar küssekde hayata...
TEBRİKLER...Etkileyiciydi kendi adıma...
saygım ve sevgimle...