- 804 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AH BEN O DİŞ AĞRISINDAN NELER ÇEKTİM, NELER!..(1)
Çocukluğumdan beri diş ağrısı çekerim. İstanbul’da hemen hemen tüm hastaneleri dolaşmıştım. Hastanelerde devayı bulamayınca biriktirdiğim harçlıklarla gittiğim özel muayenehaneler tabi ikinci umut kapım olmuştur. En az dört kez, sök-tak değiştirmiştim köprü atılı dişlerimi. Hemen hemen ağzımdaki tüm azı dişlerim amalgam dolgulu ve kanal tedavilidir. İnanın bıktım, yoruldum, var olanları da çektireyim de şu diş ağrılarından kurtulayım diyorum.
İlk insanlar dişleri çürüyünce nasıl çözüm buluyorlardı acaba? Biz çocukluğumuzda sallanan çürük dişlerimizi kendimiz çekerdik. Dişçi koltuğuna geçmeden önce -geçmiş olsun- muhabbetleri başlardı. Yine sıramızı beklediğimiz bir gün, hastanın biri kendi kendine konuşuyordu:
“Bizim köyün berberi doktorumuzdu; dişimizi çeker, hacamat yapar, ağrıyan yerlerimize şişe bile çekerdi, ağrımız kalmazdı. Şimdiki doktorların birşeyden anladıkları yok. ”
Kulak kabartıp dinledim adamcağızı. Hatta ağaca ip bağlayıp, geriye koşup dişlerini kendileri çekermiş köylerinde. Gel de Nazım Hikmet’in ruhuna dua okuma. Memleketimden insan manzaralarının resmini diş doktorumu beklerken bile çizmek mümkündü.
Peki, ilk insanlar çürük ve ağrılı dişi nasıl tedavi ederlermiş? Onların ağızlarında evrim geçirmeden önce 55 tane dişleri varmış.. Evrim geçiren insanlığın çenesi de küçülünce dişleri de azalmış.
Sahi bir ağızda kaç diş vardır?
32 mi 28 mi?
Neyse ney işte...Benim şu an 18’i çürük çarık duruyor ağzımda.
Aslında daha fazla vardı da doktor hatasına kurban gittiler.
Şimdi diyeceksiniz ki?
"Kabahat samur kürk olsa kimse giymez kış günü de olsa..."
Doğru bir tanedir, derdi dost kişi...
Ama bendeki doğrular bir değil birden fazla...
N’olcak şimdi?
Efendim, konu dişten açıldı madem, bende devam edeyim: Bir hafta önce yine sol alt azı dişimin kök tarafı nabız atar gibi seyirmez mi? “Eyvah, geliyor yine bizim kök apsesi!” diye endişeli beklentim boş çıkmadı. Gece gece soluğu hastanenin acilinde aldım. Sol yanağım ertesi gün şişti. Neyse doktorun verdiği ilaçlar, soğuk kompres ve tuz-sirke karışımı gargara iyi geldi. İlk iki gecem hariç diğer gecelerim tekinsiz geçmedi.
Bugün üzerinden tam bir hafta geçti hala hafiften yanağım şiş ve hassasiyet devam ediyor. İkinci kez aynı diş hastanesinin aciline gidip kontrol oldum. Rontgen çekildi, kökte iltihap devam ediyormuş. Bu kez iki antibiyotikle tedavimi bir hafta daha uzatmaz mı diş doktoru. Bir de “Çekilecek o diş, başka çare yok!” demez mi? Tabi demoralize olarak ayrıldım Gölcük Diş Hastanesinden.
Bu kaçıncı sağlam dişim sökülüyordu ağzımdan. Hep bunlar doktor hatası yüzünden başıma geliyordu. Eve dönüşümde belleğim geri vitesle gerilere doğru gitmeye başladı:
Bundan 2 yıl önce yine gece gece dişim ağrımıştı. Sabahı zor karşıladım: Doğruca Edremit Diş Hastanesine gidip muayene oldum. Rontgen çekimi sonrası diş doktorum ağzımdaki köprüyü söker sökmez burnuma anormal bir koku geldi...Hem de ne koku!...Sanırsınız ki bir yerde kedi ölmüş de onun leş kokusu burnunuza değiyor...Tabi bu arada doktorum da yüzünü buruşturup geri sıçradı, o da çok şaşırmıştı. Eline aldığı köprüyü aniden odaya fırlatıp;
- Aman Tanırm bu da neyin nesi! demez mi?
Bende o an ağzımdan yayılan, midemi kaldıran duyduğum leş kokusuna mı şaşayım, yoksa doktorun şaşkınlıktan pörtlemiş bakışlarına mı anlam vereyim, öylece kala kaldım dişçi koltuğunda...Diş anestezisi olmam nedeniyle yanağımı hissedemiyor, dudaklarımı hiç oynatamıyordum. Konuşamıyorum da, üstelik yanağım, ağzım -cin çarpmışlar - gibi yandan çarklıydı... Elindeki aletlerle öylece donakalmış, hala yüzüme gözlerini yapıştırmış doktorumu bakışlarımla sorguladım : “Hayırdır doktor hanım, bu ne telaş böyle?” diye...
Devam Edecek
Emine Pişiren
YORUMLAR
En iyi yöntem benim ki... Tüm dişlerimi çektirip protez yaptırınca hiç ağrı çekmez oldum. Üstelik yemeklerden sonra diş fırçalama derdim de kalmadı, alıyorum elime dişlerimi, musluğun altına bir tuttum mu tamam... Eşim daha yeni onbin lira ödedi dişçisine, yine de memnun değil, ön iki dişi bombeleli olmamış, düz olmuş...Uğraşma böyle kaplama, köprü filan, çektir hepsini diyorum ama dinlemiyor ki... Şu sirke tuz karışımını bademciklerim iltihaplandığı zaman denesem yararı olur mu ki, benim derdim de onlar. KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK DEĞERLİ YAZIN DOSTUM, ÇOK GÜZEL BİR YAZIYDI. DEVAMINI BEKLEYECEĞİZ...SELAM VE SAYGILAR
emine pisiren
Yorumunuzu yeni okudum ve hala gülüyorum :)))))))))
Siz çok yaşayın e miii...
Sağlık dileklerimle.
Selam ve sevgilerimle
Tesadüfe bak !
Benim de dişim ağrıyordu.
Ağrısını ilaçlarla durdurmuştum.
Bu yazıyı okuyunca tekrar başladı.
Bende hemen " tuz-sirke " uyguladım,
Geçti.
Yazıya da tavsiyenize de teşekkürler...
emine pisiren
Gerçekten etkili bir yöntem -tuz ve sirke karışımı- ile gargara yapmak. Hemen uyuşturuyor. Hatta boğaz ağrısı, anjin ve farenjite de iyi geliyor.
Tabi ölçüyü iyi ayarlamak gerekiyor.
Ben yarım çaybardağı sirkeye 1 çay kaçığı tuz katıyorum. Her ikisi homojen olana kadar karıştırıyorum.
Diş ağrısı berbattır. Beyne vuruyor acısı...:((
Sizede geçmiş olsun.
Yorum için teşekkürler.
Saygıyla.