- 394 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
mektuplarda zübeyde
Zübeyde’m sen nasıl bir doğa olaysın canım? Üzülsen gönlümün dağları zelzeleye uğrar, yıkılır, viran olur. Ormanlarımda bu defa kuşlar değil ya da çocuk gözlü bir göl kenarında oynaşan kırlangıçlar ya da etrafa kanat çırptıklarında muazzam bir çiçeğin üstündeki su damlasına dokunan güneş görmemiş bir arının tırtıllı kanatlarına dokunmaya çalışan ihtiyar bir adamın parmak derisinin üstündeki kırışıklıklar da birikmiş ve adeta bir şelaleden akan su kadar muntazam, dehşet verici ve huzuru da alıp koynuna sarıp sarmalayan ihtiyar, bu defa huzuru değil en doğal haliyle tek kelimeyle acıyı getirmişti bana
Ruhuma, bunca zaman söylenmiş sözlerin ötesinde var olan kıymetin temelinde beni bu hayata hiçbir zaman ve sevgi diliminde gelmemiş olarak, uzamış kahverengi, sarı ve siyah saçlarımın kökündeki damarlardan başlayarak söylemek isteyip de söyleyemediğim cümlelerin ağzımdan çıkarken dudaklarımda bıraktığı yıpranmış anlamları son bir nefes alıp uykuya dalan acemi bir çoban kadar hassas yollardan geçerek yegâne yarat beni.
HASRETLE KUCAKLARIM ZÜBEYDE’MİN DUDAKLARINDAKİ KABUK BAĞLAMIŞ YARAYLA,
GÖZALTLARINDA Kİ DENİZİN DURGUNLUĞU VE ŞİDDET SELİNİ
VE SENİ HER ÖPTÜĞÜMDE DUDAKLARIM DA HİSSETTİĞİM BİR KADININ TENİNDEN ÖTE GÜNEŞİN EN GÜZEL VE SICAK YERİNDEN ALINMIŞ BİR PARÇA SICAKLA KARIŞMIŞ UMUT SEVGİ VE KIYMETTİR GÜLERKEN İÇİMDEKİ ŞAHA KALKAN MARTIMLA UYURKEN GÖZLERİMDEKİ ARALIĞIM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.