2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
966
Okunma
önce rüzgar esti öyle, dalgalar kıyıdakileri süpürdü. sonra fırtına aldı götürdü tüm kenti. dün 17 kişi patladı meydanda, bugün 17 kadın ağladı. e be insan, bu köyün muhtarını mı kaçırdınız keçilere? peki sizin hafızanız mı kayboluyor ki arada? ben eve gidene kadar göreceğim bu kabusları, sizin elma suyunuza şampanya akıtacak bu meydan. bu evin dönüş yolu var mı, düşünüyorum bir tek, babam düşünmüyor tek. onu yıldızlar aldı götürdü kara gölün kıyısına, orada hiç yağmur yağmaz. yağmaz diye gölün suyunu içer köylüler.
yine rüzgar esti bak! kıyıdaki karikatür çocuğu götürdü dalgalar bu kez. sudan 3 balık karaya vurdu sonra, evrimleşti insan oldu bizim gibi bak! benim de ölümümün böyle güzel dönüşü olacak mı insanlara? ölmeden önce kaç kişiyi yaşatmak isterdim soracaklar mı bana da?
"eve dönünce bütün acımız dinecek mi?" dedim anneme gülerek. ağlıyordu o, bu köyde hep çiçek kadınlar ağlar. marijuana kafalı çocukları var onların böyle. verilen cevapları "ama benim oyuncak evim var" diye cevaplarlar hep. evet hem, var benim oyuncaktan evim! içinde koca kafalı bir çocuk, dönmemi bekliyor, üstelik beni de çok seviyor. gerçek evim neresi o zaman? annem ne zaman seçti evini? çiçek kadın olacak mıyım? ne olur allahım, olacak mıyım?
sonra rüzgar yuttu beni. bugün çok hastayım o yüzden. ben söylemiştim, fazla görmeyeceğim, bilmeyeceğim, hem de hiç sevmeyeceğim diye daha doğarken. oyuncaklarımı korumaya çalışırken svaruldum rüzgarın tozuyla birlikte şimdi. güzel hikayemi bitirebilecek miyim yaşatarak kendimi artık? allahım? peki ya, evimize döndüğümüzde hiç acımız kalmayacak mı gerçekten?
amin