- 1073 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PARİS YOLU, KAYGI DOLU
Her şey oğlum Bilgehan’ın Paris’ten internetten biletlerini aldığı ‘Paris Sirki’ gösterisiyle başladı.
Her şey oğlum Bilgehan’ın Paris’ten internetten biletlerini aldığı ‘Paris Sirki’ gösterisiyle başladı. Sirke Adapazarı’nda ailecek katılıp büyük zevk aldık. Ardından yeşil pasaportlarımızı alıp ilk yurtdışı rüyamızı görmeye başladık. Bursa- Eskişehir seyahatimde kızım Ülkü’nün gönderdiği mesaj çok sevindiriciydi. ‘Baba, annemle sana Paris biletleriniz alındı’ cümlesi bende nasıl bir şok etkisi yarattığını tahmin edemezsiniz. Bu, Bilgehan’ın anne- babasına bir yeni yıl hediyesiydi. Bu seyahatimizle hem yurtdışında mastır yapan oğlumuzu ziyaret edecek hem de Paris’i görme fırsatını elde edecektik. Sakarya’ya dönünce internetten Paris ve Fransa’yla ilgili bilgileri indirmemle bu heyecanımı sürdürdüm. Arada sırada Facebook’da bu seyahatimle ilgili paylaşımlarım oldu. Adeta kabıma sığamaz olmuştum. Paris’te nereleri gezebileceğimi, neleri görebileceğimi bir bir not aldım. Arada Paris’le ilgili şiirleri bile araştırdım. Paris’e gittiğimde Paris’le ilgili şiirlerimi yazmayı hayal etmeye başladım. Çocukken köyümde güttüğüm oğlaklarımın adlarına ülkelerin başkentlerinin adlarını koymuştum. Onlardan biri de Paris’ti. Çok taze olarak yaşıyor hafızamda. İlk kez uçağa binecek olmam ve ilk kez yurtdışına çıkacak olmam bende uyandırdığı korku ve merak anlatılmaz. Bir de kendi evimde yemek seçmemin Paris’te neleri bulup yiyebileceğimi düşünmem çok yordu beni. İnternetten ömrünün bir bölümünü Paris’te geçiren yazar ve şairlerimizi araştırdım. Kendimi hep Eiffel Kulesi’nde hissettim. Fransa’da bu sıralarda Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasanın görüşüldüğü yasa teklifinin oylamasının gündemde. Ülkemle Fransa’nın arasındaki ipler iyiden iyiye gerilmiş vaziyette. Bu konu da beni bunaltıyor, diyebilirim. İçimdeki meraklar öylesine birbirine zincirlenmiş ki anlatamam. İçimdeki ses bana, ‘birkaç Fransızca sözcük öğren’ diyor. ‘Hoş geldiniz’ diyenlere ‘Hoş bulduk’, ‘Teşekkür ederim’ diyebilmeliyim. Gerçi oğlumun orada olması benim için olmazsa olmaz şansım. O orada olmazsa ne işim var benim Paris’te? Keşke imkânlarım el verse de Londra’daki yeğenim Yavuz’a, Hollanda’daki yeğenim Yılber’e de gidebilsem. Kısmet! Bu Cuma’yı Adapazarı- Camili’deki Ahmet Yesevi Camii’nde eda ettim. Bakalım, haftaya Paris’in hangi camisinde olacağım? Ne büyük talih ki beni havaalanından uğurlayacak kızım ve karşılayacak birileri var. Seyahatim süresince rehberlik edecek Bilgehan’ın tanıdığı kimseler olacak. Ayrıca beni indiğim havaalanında karşılayacak oğlum var. Bilgehan, üç sene önce ilk kez Paris’e giderken O’nu kim karşıladı? Hangi sıkıntıları yaşadı? Şimdi anlamaya çalışıyorum. Rabbime bana bu imkânları verdiği için şükrediyorum. Üyesi bulunduğum Sakarya Yazarlar ve Şairler Derneği yönetim kurulu başkanı Kenan Balcı’nın Paris’te ki Türkiye Büyükelçiliği’nde ve Turizm Müşteşarlığı’nda çalışan arkadaşlarını ziyaret edip, selamlarını ileteceğim. Takdir edersiniz ki oğlumun öğrenim yaptığı Sor bone Üniversitesi’ni görmeden gelmem en büyük hatam olur. Bir de 2010 ve 2011’in yazında iki gün evimde konuk edip birlikte gezdiğimiz Fransız ailelerle de görüşmem gereklidir diye düşünüyorum. Paris, genç evlilerin balayılarını geçirdikleri rüya şehir. Ben ve eşim, yaşımız ilerlediğinden olacak ertelenmiş balayı için kışın gidiyoruz. Paris seyahatimin benim duygu ve düşünce dünyamda önemli rol oynayacağını umut ediyorum. Üç yeri daha görme hayalim var: Mekke-Medine, Moğolistan’daki Orhun Anıtları ve Amerika’daki Özgürlük Anıtı. Ya nasip! Bu rüyadan nasıl uyanacağımı ve neleri yaşayıp yazacağımı sizinle paylaşmaya gelecek yazılarımda devam edeceğim. Eyfel’den size el sallayacağım. Şimdilik şen ve esen kalın. Muhammet AVCI 20 Ocak 2012 Cuma / Adapazarı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.