- 412 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
EN BÜYÜK HESAB GÖRÜCÜ ALLAH'TIR
Önce vur, Gir, istila et, sonra Suriye’de barış, Suriye’de ateş kes de.
Kim söylüyor: ABD ve Rusya
İnsafa mı geldiler yoksa; Ölen çocuklara mı? Acıdılar, yâda yurtlarından göç eden milyonlara mı? Acıyıp insafa geldiler. Suriyeliler akın akın yurtlarını terkelerken, mallarını, mülklerini atıp başka ülkelere sığınırken, Çocukların acıdan feryatları semaya yükselirken, analar ağlar, babalar biçare gözyaşı dökerken, onlar seviniyorlardı. Ses çıkarmıyorlardı, Ne oldu şimdi: Birden insafa geldiler. Merhamet timsali kesildiler. Yok, yok arkadaşlar. Bunun altında şer güçlerinin bir oyunu var. Sakın aldanmayın, koyun postu giymiş kilab’a.
Türkiye’yi beş yıldır kıskaca almaya çalışan şer güçlerine ne oldu ki? Doksan derece döndüler. Söylemleri değişti. Başka söylemler terennüm etmeye başladılar. Bundan pis kokular seziyorum ben. PYD’ye silah vermekten geri durmuyor, DAEŞ’ e hiç vurmuyor. Rejim güçleri dilediği gibi halka bomba yağdırıyor. Bunlar bütün bu melanetlerini işlerken Türkiye’ye topçu atışlarını durdurun diyor. Hadi şuradan. Test ettin Türkiye’yi, acaba ne yapacak, PYD’ye ilerle dediniz yürüdü. Hedefini Akdeniz olarak verdiniz. Onlar da kendini dev aynasında gördükleri için Fırat’ın batısını işgale başladılar. Eğer Türkiye sizden çekinir de vurmazsa, orada tampon bir KÜRT devleti kurarız dediniz. Bu bence Türkiye’nin ne yapabileceğini sınamaktan başka bir şey değildi.
Şöyle bir hikâyecik anlatılır: Köyde soğuk kış aylarında, köyün üzerine duman çökmüş, eşek mahalle aralarında küçük çimenleri yayılırken aklına bir den köy dışında buğday tarlaları gelir. Gideyim orada karnımı doyurup geleyim der. Tam köyden çıkar, dumanlı ve sisli bir yolda yürürken karşıda bir karartı görür: Kulaklarını diker, bir ileri, bir geri, o mu değil mi, o mu değil mi diye oynatır. Kurt boğazına yapışınca OOOOOOOO diye bağırır’ ’Bulanık Sisli havada Suriye’de PKK yanlısı PYD’yi kurup oldubitti ye getirecektiniz. Obüsler vurmaya başlayınca OOOOOOOO diye bağırmaya, ateş kes istemeye başladınız. Yok, öyle yağma. Daha çok OOOOOOO çekeceksiniz. Ne zannettiniz; Eski Türkiye yok karşınızda. Her şeyinize el bağlayacak ve el ovuşturacak bir Türkiye yok artık.
Mark Toner diye biri çıkmış:Suriye’de çatışmaların durdurulmasına yönelik anlaşmaya herkesin uyması yönünde çağrı yaptıklarını söylemiş. Bu aldatmacadan başka bir şey değil. Sonra savaş Türkiye ile şer güçlerinin savaşı, Rusya ile siz birliksiniz. Nasıl aranızda ateş kes ilan ediyorsunuz. Türkiyesiz bir ateş kes olmayacağını bilmiyor musunuz? Buradan ben şunu anlıyorum Suriye’de elde etmek istediklerini elde ettiler Beşşar Esad’a yeteri kadar zaman kazandırdılar, elini güçlendirdiler, ondan sonra ateş kes türküsü söylemeye başladılar. Bu onların yenildiğinin bir göstergesidir. Ne yani; Hem ateş et, insanları öldür, ülkeyi harabeye çevir, ateşkes ilan et, savaş tazminatından kurtul. Hele dur bakalım; Bir defa Suriye’den, ülkesinden ayrılanların haklarını bir iade et, Türkiye’ye verdirdiğin zararları bir karşıla ondan sonra bakarız. DAEŞ’İ büyüttünüz meydana saldınız onu bahane edip Suriye’ye daldınız. Hani DAEŞ nerede? Sesi soluğu yok.
‘’Kurt suyun aktığı tarafta, koyunun üst tarafında su içerken koyuna suyumu bulandırma demiş. Koyun su senden bana doğru akıyor nasıl bulandırayım demiş. Kurt tekrar suyumu bulandırma demiş. Niyeti anlaşıldı. Yiyecek koyunu. Siz de kurt misali DAEŞ’i sokup suyu bulandırma dediniz daldınız Suriye’ye. Şimdi ayaklarınız dizinize kadar balçığa battı, çıkamayacaksınız oradan. Mazlumların ahı sizi perişan edecek. Türkiye hep adaletle hareket etmek istedi. Âmâ siz bunu acizlik zannettiniz. Demek ki size sizin dilinizden hitap etmek gerekiyor.
Obüsler patlamaya başlayınca nihayet anlar oldunuz dilimizi. Ey Rusya hani 1990 lar da dağılmaya başlayınca; Turan korkusu sarmıştı sizi. Onu atlattınız diyelim. Şimdi de Türkiye liderliğindeki İslam 25 yıl uykularınızı kaçıracak az kaldı. Siz cetvelle haritalarınızı çize durun. Türkiye Ortadoğu’nun güvenini aldı. İslam’ın bayraktarlığını aldı. Bu uyuyan devi bir uyandırırsan bak harita nasıl çiziliyor. O zaman görürsünüz. Siz bölmeye çabaladıkça ve bocaladıkça İslam ülkeleri Türkiye’nin yanında yer almaya başladı. Başardı da. Siz zannettiniz ki İran’ı biz yanımıza alırsak iki keskin uçlu bir İslam dünyası savaşı başlatırız. Türkiye’yi hesaba katmadınız, aklınız yetmedi. İran üzerinden dışarıdan vuracaktınız. PKK ve PYD ile içeriden vuracaktınız. İki cepheli bir savaşa sokacaktınız. Bir kez daha yanıldınız. İçeriden yandaşlarınızla çeşit çeşit darbe girişimleri yaptınız. O da tutmadı.
Tutmayacaaaaaaak. Haykırıyorum buradan. Şimdilik içimiz ne kadar kan ağlasa da, Gelecekte zafer Türkiye’nindir. En büyük tuzak kurucu Allah’tır. En
büyük intikam alıcı da Allah’tır._____AR_____M.Talip BİLGİL
YORUMLAR
Artık bütün yazılarımı yeni cep telefonundan yazıyorum. Markasi mı ne ? Munika... Eminim daha önce hiç duymadınız bu markayı. Telefonu çok uzakta yaşayan Munika bana hediye etmişti. Nasıl mı ? En son ondan aldığım mektuba cevaben, " mektup devri bitti" demiştim. O da bana bunun üzerine yaşadığı munika da yine kendisine ait munika fabrikasında telefonu üretip yolladı. Kesin munika ismini doğduğu yerden alıyordur.
Munika elime geçtiğinde çok mutlu olmuştum. Tabi munika da çok mutlu olmuştu. Ne istersem yapıyor, ne söylesem harfi harfine kaydediyordu. Bir ara çay molasında cayımı yudumlarken keyfimi belli etmek için şarki mırıldanıyordum. O an da minika da sarj keyfini sürüyor, mutluluğunu bana göstermek için en güzel parçayı çalıyordu. "İki deli bir araya gelmemeliydi." Aaa pardon ! Tam o sırada munikanın ekranında "annem arıyor" yazıyordu. Telefonu elime aldım "alo" dedim. Annem de "alo bitti, oMo var" dedi. Bende peki dedim. Annem oMo' yu getirdi. Bütün renkli renksiz elbiselerimi makinaya attım. Deterjan bölümüne oMo'yu döktüm.
Aradan tam 1saat 45 dk gecti. Sinyal sesini duyar duymaz elbiseleri çıkatıp asmaya götürdüm. O da ne ! Siyah kazağım diğer mavi kazağımla öyle içli dışlı olmuş ki, renkler birbirine geçmişti. Bembeyaz tişörtüm ! Öylesi lekelenmiştiki, balkonda onu elimle alıp bakarken rüzgarında etkisiyle, elinden çıkıp aşağıya düşmüştü . Yani intihar etmişti.
İnsanoğlunun hayatı, düşünceleri de böyledir. Her zaman her şey bizim istediğimiz gibi olmuyor. Olsaydı ona hayat denir miydi ? Kim bilir ...
saygılar
mehmet talip bilgil
Zafer belli...sadece Cenabı Allah kafir müslüman münafıkları saf saf ayırıyor....Zafer inanan müslümanların...tüm dünya çökse kılımıza zarar veremez...etrafındaki haini iş birlikçi kafirleri, devletine ,cumhur başkanına söven ve ajanlar için eylem yapan gürühu tanı bil diye bize fırsat veriyor...sitede bile var köpek yavrularından...kaçacak delik bile bulamayacaklar...