- 624 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
FESUPHANALLAH!
Ne Kadar çok gönüllü var bu alçaklık yarışında. Ülke içerideki alçakların istilasına uğramış dışarıdakilerden çok. Nereye baksanız ne görseniz ne okusanız buram buram alçaklık kokuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’’ın başdanışmanı Prof. Dr İbrahim Adnan Saraçoğlu tv deki bir programda önünde yanında yöresinde kavanoz ve benzeri ambalajlarda sıra sıra sayısız ürünlerin arasında tatlı tatlı konuşuyor.
Kurandan okuduğu her ayete uygun bir ürün tanıtıyor. Yaradan’nın verdiği her derde tabiatta bir deva bulunduğunu bilmeyen yoktur. Hatta Lokman Hekimin ölüme çare bulduğu söylenilen reçetenin misis köprüsünde suya uçtuğunu da bileniniz vardır elbette
Profesör konuşmasını Suriyelilere yapılan yardımların çalışan ve emeklinin gelirinden kesilmesinin İslam adına çok büyük bir sevap olduğunu da vurgulayarak kesintiye isyan edenleri de tövbeye yönlendiriyor bu arada.
Nasıl ki değişim rüzgarlarının papatyalı masaların unutulmaz mucidi Özal’ın ülkeye doldurduğu peşmergeleri (pkk lıları) ülkenin başına bela ettiği gibi Suriyeliler de ülkenin sonunu getireceğe benziyor el birliği ile.
Aile büyüklerinizi alın evinizde bakın. Biz sizin giderinizi karşılarız diyor koskoca devlet.
Hanı ana baba kutsaldı evlatlar onlara bakmakla yükümlüydü.
Evlenmeyen kimse kalmasın.Her türlü masrafınızın yanı sıra bol da para var bu işte.
Oley! 30 yıllık eşimden ayrılır paramı alır yine birlikte otururum.
Hemen çocuk yapın en az 4 adet. Gayri meşru bile olsa biz arkanızdayız. Yeter ki doğurun.
Yaşasın! Avrupa Birliğine girmişiz de haberimiz olmamış.
Ömür boyu aş maaş konut ve akla zarar daha nice yardımlar yine bizden size akacak. Sayısız kurs burs.
Hayatınızda hiç çalışmamış olsanız da kapınıza kadar gelen sağlık hizmetleri tedavileriniz besbedava.
Yarım asır canı pahasına çalışanların. Sizlerin kömür ihtiyacını karşılamak için haftalarca yerin altında can çekişenlerin-ki bu da onların alın yazısı tabi- aksine sizin tırnağınız taşa değmeyecek.
Başta belediyeler valilik kaymakamlıklar ve bu yığınla kara para sahibi alçak hamilerinizin eli hep sizin üstünüzde olacak.
Arazileri yağmaladınız. Kredi alıp ödemediniz. Askere gitmediniz. Vergi vermediğiniz gibi zarar gösterip devleti soydunuz. Elektrik su faturası nedir bilmediniz. Ses çıkarmadık. Kondu affı bile çıkardık ey uyanık alçaklar! Daha ne istersiniz bizden.
Altın Çağı yaşıyorsunuz be! 5 bin ton altın yastık altında. Bu küçük bir tahmin üstelik.
Olmayan topraklar için toprağa düşenlere de alıştınız gayrı!
Sosyal platformlarda 24 saat oturup klasik söylemler yazı ve şiirlerle oyalanıp durursunuz.İki satırı bir araya getiremeyenlere üstadım! yetkin kalem! yakıştırmasıyla gerçek edebiyatın O eşsiz o aziz o dev çınarlarına en büyük saygısızlığı yaptığınızı bile fark edemeyecek hale geldiniz.
“Keşke yeniden deprem olsa da biraz daha yağmalasak ortalığı. Gerçi ne işler kurduk ne paralar ne evler aldık. Ama olsun fazla mal göz çıkarmaz bile dediniz o acı afetler sırasında.
Hemen her İslam ülkesinde olduğu gibi kurallar şartlara olması gerekenlere ne güzel ayak uydurdunuz ey halkım!
Selam ve Dua ile. En sevilene emanet olun ey sahtekarlar! Olabilirseniz tabi.
YORUMLAR
canı gönülden tebrikler...din adamlarımızı eğitirsek toplum eğitilir...din adamları, bu dinin istismar edilmesinin en büyük sebebidir...
DEVRİM DENİZERİ
Selam ve sevgiler.
Başlık o kadar güzel atılmış ki,
üzerine yazacak bir söz bulamadım. Ülkemizin durumu tam böyle... Alcak insanlar ve Alçak olmaya adaylarla doldu taşıyor...
Her kes kolayca köşe dönme peşinde. Hak hukuk yenirmiş kime ne. Balık baştan kokar, şahane bir örnek var önlerinde.
:(
DEVRİM DENİZERİ
Evet..Maalesef..
Sevgilerimle.
Toplum alabildiğine kutuplaşmakta ve bu süreçte tek gerçek şu: Her iki taraf da homojen değil, ne yazık ki. İki tarafta da "alçak gönüllülerden" de "alçaklığa gönüllülerden" de bolca mevcut. Bir şeylerin ayırdında olup, söz söyleyebilecek yetkinlikte olanlar, birbirlerine tahammül gösterip, dinleme olgunluğuna erişebildiğimiz gün, bu ülke gerçek prangalarından kurtulacaktır, kanaatindeyim.
Sevgi ile, SAYGI ile kalın...
DEVRİM DENİZERİ
ne zaman ki SOSYALİZM ayakta alkışlanır işte o zaman prangalardan kurtulmaktan söz edilebilir belki. Ne demişlerdi DENİZGİLLER: TAM BAĞIMSIZLIK.
Sevgi ve sevgiler
Çok değerli dostlar. Müşterek olarak belirttiğiniz gibi sorunlar ne yazıya ne sözlere sığmayacak kadar büyük ve yüksek boyutta. Bunların salt eğitimle çözülemeyeceği de koca bir gerçek.
Bilenler bilir henüz çocuk yaşlarımda gören bir göz hisseden bir yürekle algılamaya çalıştım her bir şeyi. Bildim bileli bu toplumun eğitimsizliğinden söz edilir. Dünyanın sonu geldi neredeyse ama bu toplum bir türlü eğitim sürecini tamamlayamadı nedense. Öyle değil mi?
Yine bildim bileli tüm dünya ülkeleri Türkiye’nin ve Türklerin düşmandır der dururlar. Türk’e Türk’ten başka dost yok sözü bunun en kestirme ifadesi olmuştur.
Bir Türk dünyaya bedel! Yaradan en üstün ırk olarak yaratmıştır onları! Tüm sorunların acıların olan bitenlerin tek sorumlusu Dış mihraklar Dış odaklar Dış düşmanlar! Çünkü ülkemizde gözleri var! Bizi kıskanıyorlar! Öyle mi? İçerisi pürü pak!
İşte beni çileden çıkaran en büyük derdim bu akla zarar görüş ve düşünce. Kuşkusuz derin devletlerin süper güçlerin ülkeler üzerinde yıllardır yapılan planlar oynan oyunlar ortada artık. Yanlış olan bu dış düşmanlar sendromu. Oysa her dönemde her siyaset tarihinde asıl düşmanlar kendi içimizden çıkmıştır!
Hüseyin Çolak
Toplumsal eğitim düzeyimizi eleştirip duranlara da baktığımızda, üç kelimeyi doğru sırada yan yana getirip cümle kuramayanlar vb. Toplum dediğimiz olgunun; ben, sen, o, biz, siz yani hepimiz olduğumuz gerçeğini göz ardı ederek ve toplumsal değişimin, kendimizi değiştirip, geliştirmekten başlaması gerçeğini atlar dururuz hep.
Bir yerde, şark kurnazlığı belkide. Sorumluluğu başkalarına at, kendin sıyrıldığını zannet.
Saygılar bu arada...
Gerçekler..acı gerçekler. Çaresizce hatırlanan, çoğumuzu acze düşüren iç kanatıcı gerçekler...
DEVRİM DENİZERİ
Selam ve sevgiler.
Hergün kafamızın içinde harp eden onlarca sorundan, birkaçını sıralamışsınız. Çok planlı bir oyunu, yıllardır sinsice uygulanması neticesinde niteliksiz bir şekle soktukları bilinçlerin cahillik ötesi tutumları Bizleri buralara getirmiştir. Kapalı bir şekilde ifade etmeye çalıştığım uzun tümcenin açılımı sonsuz sorunların kaynağını teşkil ediyor.
Sadece eğitim tek başına açıklamaz bu durumu. Pazara çıkıp alışveriş yaparken, çürük yada yamuk sebze ve meyveyi evine sokmayan insan sandık başına gittiğinde pazarda ki titizliği göstermiyorsa ve üstelik kandırıldığını bile, bile bu akıl tutulmasıdır.
Bu davranışı eğitim tek başına açıklayamaz. Önümüzde bunun sadece eğitimle ilgili olmadığını gösteren örnekleri de mevcuttur. Alman Halkı Hitler'i iktidara getirirken eğitimi düşüktü diyebilir miyiz.? Ve hala bir Hitler bekleyenlerin sayısı az değildir Almanya'da.. Bunca acı deneyime rağmen.
Her olayda neden-sonuç ilişkisi vardır ama Bizde ki neden-sonuç ilişkisi çok fazla farklılıklar gösteriyor..
Kalın sağlıcakla..
DEVRİM DENİZERİ
Selam ve sevgiler
Eğitim eğitim eğitim....Aydınlık ancak eğitimden geçer... Birileri geriye dönük, gerilere bakarak ''ahh Osmanlı'' diye nara atıyor... Aklın rayından çıktığında yüzlerce Osmanlı olsun ne çare...
Kişisel çıkarlar, koltuk sevdaları ve bitmek tükenmek bilmeyen kibir... Ülke birilerinin duygularını tatmin etmenin yolunda hızla ilerlemekte... Umarım T.C'nin topraklarına sığınan Suriyelilere sonumuz benzemez.. Bizim gidebileceğimiz hiç bir ülke yok...
Barış barış barış...
sevgiler