- 478 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KEFENLERİMİZ HAZIR
Beşşar Esad baskı uygulayacak, halk susacak ve böylelikle gücüne güç katacaktı. Hesabı tutmadı. İş uzadı. Muhalif guruplar tam Esad’ın işini bitirecekti ki Ruslarla İranlılar imdadına yetişti. Bazı ülkeler baktılar ki Suriye’de herkes pozisyon alıyor. Sinek gibi Suriye’ye üşüştüler. Artık iş İran’ında Suriye’nin de hatta Rusya’nın da insi fiyatından çıktı. Suriye savaşı Suriye’nin meselesi olmaktan çıktı. Şer ittifakları ve Türkiye meselesi oldu. Güç gösterisine dönüştü. Şer güçleri güçlerini Türkiye üzerinde deniyorlar, aynı zamanda Türkiye’nin sabrını test ediyorlar.
İran’ın derdi: Suriye’de kendine yakın bir yönetim kurmak. Ama Rusya’nın derdi tamda bu ekonomik krizdeyken Suriye’yi ilhak etmek. Bu bir gerçek. Uluslararası savaş anlaşmalarına bakılırsa, barışta o söz sahibi ve nereye kadar gelmişse oraya kadar onun hakkı. Hadi çöz sen nasıl çözersen. Bence Suriye diye bir devlet yok. Artık. İkinci bir Rusya doğdu. Yani fare fil doğurdu. Nasıl olsa Rusya nereye girerse onun oluyor. Kırıma girdi, kimse ses çıkarmadı. Suriye’ye girdi, kimse dur demedi. Üçüncüsünde nereye girecek belli artık.
Almanya tehlikeyi görür gibi oldu. Ağız değiştirerek, yeşil bölge yâda Türkiye’nin ifadesiyle güvenli bölge lafını etmeye başladı. İyide PKK’ yı ve PYD’ yi domuz besler gibi besleyen sizler değil miydiniz? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Demek ki bu bir çıkar kavgası. Kimsede bitmesini istemiyor. Herkes kendine yakın devletlerle birlik ve ittifak olmaya çalışıyor. Kime karşı: mesele Türkiye olduğuna göre, Türkiye’ye karşı. Suudi Arabistan’ın ve katarın kara birliklerini Türkiye üzerinden Suriye’ye gönderme fikri de zaten bir sonraki hedef olduklarını bildikleri içindir. Rusya İran ABD ve AB şu an Suriye’de karo taşı döşer gibi bir sonraki adımlarına hizmet edecek şekilleri döşemeye başladılar. Bizde bu çalışmayı dışarıdan seyrediyoruz.
Suriye artık Türkiye’nin iç meselesi haline dönüşmüştür. Obüsler: PYD’ yi Suriye içinde vururken, güney doğuda çok uluslu güç ve PKK ile mücadele edilmektedir. Bu savaşın nedenini çok düşündüm çok araştırdım izahını ancak şöyle bulabildim. Türkiye’nin orta doğu ülkeleri ve Ortadoğu halkları nezdinde itibar kazanması ve sözü dinlenir olması, Siyasi olgunluğa kavuşması, Osmanlı kültürünü ve yönetim anlayışını benimsemesi. Tüm silahlarını kendinin üretmesi ve ekonomik olarak çok güçlenmesi. Yukarıda anlattığım özelliklere sahip bir Türkiye elbette kendileri için tehdit oluşturmakta. Onun için savaşın merkezi Türkiye.
Türkiye’nin atacağı en önemli adımlardan birisi de bu savaşı Halep’te durdurmak alan ve güç daralmasına fırsat vermemek olacaktır. Onlar kapımıza gelmeden biz onların kapısına dayanacağız. Yoksa savaş Türkiye’nin başkentine dayanacaktır. Dünkü patlamada zaten savaşı Türkiye’nin içlerine doğru taşıma çabasıdır. Şer ittifakı: Merkezinde Türkiye olan bir savaşa girişti. Bunu bertaraf edebilmenin tek yolu: Dik durmak, geri adım atmamak, gerekirse neye malolursa olsun sıcak çatışmaya girmektir.
Yukarıda da belirttiğim gibi; Bu savaş Suriye savaşı değil, şer güçlerinin Türkiye ile savaşıdır. Türkiye bu savaşa Suriye meselesi diye değil, Türkiye meselesi diye bakmalıdır. Zira şer güçlerinin üç hedefi var. Başta Türkiye, ikinci planda Suudi Arabistan ve katar. Tayyip Erdoğan’ın saflarınızı belirleyin, tarafınızın adını koyun demesi bunun içindir.
Bu gün birlik olamazsak yarın geç olmuş olabiliriz. Kürt halkı ve Kürt ileri gelenleri PKK’ya PYD’ ye pirim vermeden devletin yanında yer almalılar: Zira bu savaşın adı uluslararası savaştır. Şunu iyi ayırmak lazım: Cizre, Silopi, Şırnak, Nusaybin, idil, Sur’da yaşananlar şer güçlerinin Türkiye’yi işgal girişimidir.. Güç kaynakları da İran, Rusya, ABD, PYD. PKK’ dır. Yani Kandil Kamışlı, Kobani, Afrin dir. Sınır belirlenmiştir. Halep’e kadar olan bölgedir. Türkiye Çanakkale’de nasıl oyunu bozmuşsa burada da şer güçlerinin oyununu bozacaktır. Fiili savaşın içindeyiz. İyi düşünülmeli geleceğimiz iyi planlanmalı. Türk ordusu şer güçleri için korku sebebi olmalı. Kefenlerimiz hazır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.