- 439 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
-ALGI YANILMASINI TETİKLEYEN BAZI ÖGELER-
Amerikan filmlerinde söylenen bir söz bana hep ilginç gelir. "Bütün zenciler birbirine benzer" Şüphesiz, beyazlar arasında geçen bir diyalogdur. Doğru bir bakış açısı mıdır acaba? Şekli yönden baktığımızda elbette bütün insanlar arasında benzeşim kurulabilir. Bu anlamda ele aldığımız zaman bütün beyazlarda birbirine benzemez mi? Ancak ayrıntıdaki farkları kaçırmamak gerekir. Çeşitli alanlarda isim yapmış birçok zenci görmüşümdür. Bunların tek benzerlikleri olarak derilerinin rengi söylenebilir. Orada bile ton farklılıklarından bahsedebiliriz. Demek ki, beyazlar arasında kullanılan tabir; özünde ırkçı bir çerçevenin ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öyleki, sakın bazı Amerikan filmlerinde karşımıza çıkan bir husus bu duruma bağlı olarak şekillenmesin? Hani filmde varlıklı ya da mevki sahibi bir beyaz öldürülür. Olay yerinde yakalanan veya görülen bir zenci suçlu tutulur. Tam darağacında sallandırılmak üzere iken film bu ya asıl suçlu peyda olur. Yani gerçekte gariban bir insan canını zor kurtarır. Abartılı bir örnek verdiğimi düşünen de olabilir. Ancak bütün zenciler birbirine benzer dediğiniz zaman inanın suçu işleyen kişi bir siyah bile olsa bu rahatlıkla tüm siyahlardan biri ya da öbürü olabilir.
Burada karşımıza çıkan temel husus algıyı etkileyen faktörlerden birisinin biçim olduğudur. Nesneler arasındaki biçimsel benzerlikler, özdeki farklılıkları gizleyebilir. İki şey birbirini çağrıştırabilir. Ayrıntıdaki farklılıklar algılanmayabilir.
Günlük hayatta erkeklerin ve kadınların birbirleri hakkında kullandığı "kadın milleti", "erkek milleti" tabirleri de bu konuda bir örnek olarak karşımıza çıkmaz mı? Bu anlamda düşündüğümüz zaman tüm kültürlerde önyargıların algılamayı direk etkilediğini söyleyebiliriz.
Yine isimler; yazılış veya okunuş itibariyle benzeşebilir, birbirini çağrıştırabilir, biri söylendiğinde diğeri akla gelebilir. Tarihe mal olmuş kişiler arasında rast geldiğim bazı örnekler vardır. Einstein-Eisenstein gibi. Bir devrin “Pasaparola” yarışmasının ilginç kelimeler köşesini de hatırlatabilir bize. Gerek yazılış gerek okunuş bakımından birbirini çağrıştıran iki isim olsa da çok büyük farklılıkları beraberinde getirir.
Einstein, Yahudi kökenli bir fizik bilginidir. İzafiyet teorisiyle beraber anılmaktadır. “Dünya Görüşüm” başlıklı denemeleriyle de tanınmaktadır. Eisenstein ise, Rus sinema yönetmeni ve teorisyenidir. “Potemkin Zırhlısı, Korkunç İvan, Aleksandr Nevski” gibi filmlerin yönetmeni olması dışında teorik kitaplarıyla da isim yapmıştır. Öyle ki, bir biyografi notu olarak hakkında rast geldiğim bir örnek dikkatimi çeker. Evinde sosyal bilimler, sanat-edebiyat, felsefe, din, fizik, matematik gibi alanlara dönük binlerce kitaptan oluşan zengin bir kütüphaneye sahip olduğu belirtilmektedir. Anlayacağınız “Entelektüel Sinema“ varsayımı durduk yerde oluşmuş değil. Elbette daha ziyade ünlü olanın Einstein olduğu düşünülürse, Eisenstein’in yazı ortamında ismine rastlayan biri; Hayret! Einstein’ in sinema üzerine çalışmalarıda mı var diye düşünebilir.
Bir başka örnekte; Anzavur-Aznavour gibi farklı iki isim üzerinden verilebilir. Bu isimlerden Anzavur; İstiklal savaşımız yıllarında Balıkesir yöresinde Kuvayı Milliye’ye karşı direniş göstermiş bir isimdir. Aznavour ise Ermeni kökenli Fransız müzik adamıdır. Buradaki olası karıştırmayı şu şekilde düşünürsek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Yabancı müzik ilgisi yoğun olan bir insanın yazılıştaki ve okunuştaki benzeşimden etkilenerek Anzavur’u Aznavour veya yabancı müzikle hiç ilgisi olmayan bir insanın da Aznavour’u Anzavur olarak algılaması mümkündür.
Bunların "Elif görse mertek sanmak" olduğunu düşünmeyin lütfen! Çünkü: Algıyı yanıltabilecek kılı kılına durumlardır. Ancak bu durumdan şu şekilde faydalanmak da mümkündür. Bir bilgiyi aklımızda tutmak için onu, benzeşim gösteren başka bir bilgiyle birlikte belleyebiliriz. Hani, hafıza teknikleri alanında bizi besleyebilir de.
Sözgelimi; Benin, Belize, Belarus, Belene, Belucistan, Bernardo Bertolucci gibi kavram ve isimleri düşünelim. Benin, eski adı Dahomey olan bir Batı Afrika ülkesidir. Belize, eski adı İngiliz Hondurası olan bir Orta Amerika ülkesi iken Belarus, eski Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde oluşan Bağımsız Devletler Topluluğunun bir üyesidir. Belene mi? Eski Doğu Bloku döneminde Bulgaristan’da önceleri rejim muhaliflerine sonraları ise Türklere yönelik olarak kullanılan bir kamp olmaktadır. Belucistan, İran-Pakistan-Afganistan havzasında yer alan bir bölgenin adı (ki doğa tarihi sahasında dinazorlar çağına ait bir figür olan Belucistan Hayvanını da akla getirebilir). Nihayet Bernardo Bertolucci ise Çölde Çay, Paris’de Son Tango, Son İmparator, Küçük Buda gibi filmlerin İtalyan yönetmeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bir başka dikkatimi çeken hususta şudur: Kimi zaman birbirini çağrıştıran kişilere rast geliriz. Bunlardan birini hatırlamak istediğimizde ya da bir isim aklımıza gelmediği zaman ‘dilimin ucuna geliyor’ veya ‘diyesim geliyor, ama değil’ kalıplarından birini kullanırız. Günlük hayatta ünlü kişilerden rast geldiğim örnekler vardır. Sözgelimi; Dustin Hoffman- Al Pacino bu konuda iyi bir örnek olabilir mi acaba?
Karşımızdaki kişi; yabancı bir sinema oyuncusu var, adı dilimin ucunda, Al Pacino diyesim geliyor ama değil dediği zaman muhtemelen Dustin Hoffman’dan bahsediyordur. Peki, bu iki oyuncunun benzeşen yanları var mıdır, varsa nelerdir? Her şeyden önce sinema dünyasının önde gelen karakter oyuncuları olmalarının yanı sıra İnternet de görsel sitede örneklerine rastlayabileceğimiz gibi bazı fotoğraflarında benzeşim sağlanır mı? Şüphesiz, bu iki oyuncunun çok belirgin farklı yönleri de vardır. Değişik filmlerle ün yapmış olmaları yanında; biri İtalyan diğerinin ise Yahudi asıllı Amerikalı oyuncu olduklarından söz edilebilir. Fakat kesin olan bir husus varsa; ikisi de çok başarılı bir karakter oyuncusu olarak dikkat çekmişlerdir. Bu noktada da birbirlerini çağrıştırdıkları düşünülebilir.
Bizim sinemamızdan karşılaştığım bir örnekte Zuhal Olcay-Meral Oğuz olmaktadır. Zaman zaman birini öne sürerek diğerini hatırlamaya çalışanlarla karşılaşabiliriz. İki ünlü karakter oyuncumuz olmaları dışında yan yana görmediğimiz zaman zihnimizde meydana gelen bir çağrışımdan, kurulan bir benzeşimden söz edebilir miyiz acaba?
Yine ünlü romancımız Elif Şafak ve sinema dünyasının yıldız isimlerinden Gwynet Paltrow’un görsel sitede yan yana verilmiş bir fotoğrafı var ki; şüphesiz birebir örtüşmeden söz edilemez ama andırma boyutunda hakikaten ha! Dedirtebilir ve buraya kadar ifade etmek istediğim hususlarda fikir verebilir.
İnternet de görsel sitede bu şekilde aralarında benzeşim kurulan birçok simaya rastlamak mümkün. Öyleki, bu tip örnekleri sizlerde çoğaltabilirsiniz. Açıkçası benzeşim; kişilerin, olayların, isimlerin, terimlerin farklılıklarının görülmesini engellediği, gerçekte olanın dışında öyle zannettiğimiz ölçüde zihinsel bir yanılgıdır.
L.T.
YORUMLAR
Evet...
Bu yanılgıyı hepimiz mutlaka yaşıyoruzdur. Bazen de yanılgı değil, kişisel yargılarımız oluyor öne çıkan.
Örneğin Siyahi ırkın, Japonların, Çinlilerin hep birbirine benzediğini düşünmek....
Bir rengi, bir kemik veya bir göz yapısını alıp bir millete mal etmek ne kadar kötü.
Ama ne yaparsınız ki insanığlu böyle bir şey işte.
Sevgiler,
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
Araştırmalarınız çok güzel Sn. Taner.
Şunu söylemek isterim, sayfanıza girip okuduğum her yazıyı o yanımdaki birilerine okuttum.
Ne dediklerini mutlaka duymak istersiniz tabi ki. . . " Bu bey yarışmalara soru hazırlasın."
Sahi, hiç düşündünüz mü bilmem ama güzel iştir yarışma sorusu hazırlamak.
Başarılar dilerim Sn. Taner.
levent taner
Güzel düşüncelerinize teşekkür ederim
Soru hazırlamak teknik işi kuşkusuz
Öyle güzel sorulara rastlıyorum, hayran kalıyorum açıkçası
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
Davidoff
Okullara da 1. Sınıftan başlanır. Siz başlayın bakalım, beğenilmezse zaten yarışmaya almazlar.
Ben teşekkür ederim.
Çok hızlı okurum, ve bazen örneklediğiniz gibi karıştırırım. İşin kötü tarafı aklımda hep karıştırdığım isim yada olaylar kalır. Bu da benim yanılgıya düşmeme sebep olur her zaman
Mesela hep İsmail ve Süleyman isimlerini karıştırmışımdır :)) neden acaba :?
Okuduğumda bana bir şeyler kazandıran bir yazı oldu
paylaşıma teşekkürler, saygılar
levent taner
Kıymetli varlığınızla onur bahşediyorsunuz
İsmail ve Süleyman demişsiniz
Kim bilir, çocukluğunuza dair bir hatıra zemini yoksa eğer
İkisininde, geleneksel ve dinsel bir harcının olması etken midir acaba?
Saygı ve selamlarımla...