- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAYLADA ATA BİNDİM
YAYLADA ATA BİNDİM
1969 Yazında köye gitmiştim. Köyde bir zaman durduktan sonra, yaylaya gitmeye karar verdim. Köyde bulunan akranlarımla birlikte yola çıktım. Epey bir yürüyüşten sonra yaylaya ulaştım. Yaylada Gülhanım anam torunları olan Hüsnü dayımın kızlarıyla beraber duruyordu.
Gece yattıktan sonra, sabah erkenden kalktım. Dağlara, tepelere doğru yürümeye başladım. Epey bir yürüyüşten sonra düzlük çayırlık bir alanda atların yayıldığını gördüm. Hemen atlara doğru yürümeye başladım. Atlara iyice yaklaştım, atlar benden kaçmıyorlardı. Daha sonra öğrendim ki bu atlar yakın köylerden buraya otlamaya geliyorlarmış, benim onlara yaklaşmış olmamdan dolayı ürkmemişler. Siyah bir atı gözüme kestirdim. Elime biraz ot alıp, iyice yaklaştım, at benden ürkmemişti. Otu uzattım yemeye başladı. İyice yanaştım, kafasından başlayıp gövdesine doğru elimi gezdirip sevmeye başladım.At hiç huysuzlanmadı, elimi yalamaya başladı. Sinemada seyretmiş olduğum birçok kovboy filminde insanların atlara binişlerini hayranlıkla seyretmiştim.
Bir anda ata binip onunla beraber koşturmak isteğim ağır basmıştı. Atın üzerinde eğer yoktu, seyretmiş olduğum filmlerden ata nasıl binileceğini az çokta olsa öğrenmiştim. Atı biraz daha sevdikten sonra, kendime iyice alıştırdım. Biraz çekinsem de atın sırtına bindim, bacaklarımı sallandırıp atın yelesinden tuttum. At, yavaş yavaş yürümeye başladı. Ayaklarımı atın karnına hafiften vurdurarak, atı koşturmaya başladım.
At bana alışmıştı; atla beraber epey koştuk, eğlendik. Epey bir zaman geçmişti, vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Attan indim ve yaylaya doğru yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra bacaklarımın iç tarafları birbirine değdiğinde acımaya başladı. Yürüdükçe acım çoğalıyordu. Bir müddet sonra sünnet olmuş çocuklar gibi bacaklarımı açıp zor da olsa yürüyerek yaylaya ulaştım.
Gülhanım anam benim bu halimi görünce telaşlandı. Olanları ona anlattım.
-Koçum ata eğersiz binilir mi? Bacaklarının her yanı yara olacak, dedi.
Gerçekten de bacaklarımın araları bayağı yara olmuştu. O gece ağrıdan zor uyudum. Aradan birkaç gün geçtikten sonra bacaklarımdaki yaralar iyileşti. İyileştikten sonra tekrar köye geri döndüm.
Her ne kadar bacaklarımın arası yara olmuş olsa da seyretmiş olduğum filmlerdeki kovboylar gibi ata binmiştim, çayırlıkta gönlüme göre at koşturmuştum ya önemli olan buydu. Bacaklarım yara olması hiç de önemli değildi, ata binmiş olmam her türlü acıya değerdi.
Cemal Aydoğan 11 Nisan 2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.