KANATLARIM
Öylesine bezdim , öylesine bıktım ki bu manasız yaşamdan.
Küçük teselliler kalıcı olmadığı gibi, sorunlar hep üst-üte biniyor sırtıma.
Ayaklarım da derman kalmadı ,kalbim sıkışıyor .
isyan değil bu , karasarlık hic değil.
Yolların bittiği , uçurumların başladığı noktaya mı geldim ?
Başım da ağrıyor yine , düşünmek bile istemiyorum artık hiç bir seyi...
Ne çıkmaz iş bu Allah’ım , en samimiyetimle emek verdikçe ,
uğraş verdikçe ,doğru yapmayaca çalıştıkça , bu tepkiler neyin nesi ?
Neden dengeleri bir türlü kuramıyorum?
Yoksa tepkileri yanlışmı algılıyorum ve dengeler var da benim dengemmi bozuk ?
Bir de bu mide ağrım eksikti , halbuki bir şeyler de yemedim.
Çay’a çok şeker attım , ondanmıdır ?
Hem bugün sinirlenmedim de , sinirlenecek ne varsa ?
Kollarıma bir sızı girdi , utanmasam ağlıyacağım ağrılardan.
Dayanılacak gibi değil .
Rüya görüyor olmalıyım , yada gözlerim aldatıyor .
Kollarım kanat olmuş ,parmaklarımın yerin de kocaman-kocaman tüyler var,
her kanadım boyum kadar .
Heyecanla basamakları ikişer-üçer tırmandım , onbeş katlı bina’nin çatısına çıktım .
Ah bir de şu yükseklik korkum olmazsa!
Açtım görkemli kar beyaz kanatlarımı , yolların bittiği , uçurumların başladığı noktadaydım, boşluğun şefkatine bıraktım kendimi ...
Daha önce hiç tatmadığım bir duyguyu bütün vücudum da hissediyorum.
Şöyle bir turladım son kere kiralık evimizin üstünde .
Böyle terk etmek , pes etmek zoruma gidiyordu, çocukları’min bana ihtiyacı var .
Bu kadar vicdansız olduğum için kendimden nefret ediyorum .
Bütün dengesizliğimle , vicdansızlığımla yolun sonundayım .
Evimizin etrafın da dönerek aynı noktaya geliyordum,
birden aklıma vatanım , şehrim , köyüm geldi !
Yeter çektiğim gurbet kahrı , yeter verdiğim emekler , çileler ...
Yeter bu kadar özveri ...
Çırptım kanatlarımı mavi semalar da , günesin doğduğu ufuğa umutla!
Allahım sen "ebru"mu koru , " murat"sız bırakma , "ümit"leri , hep olsun ,
"arzu"ladığı her şey gönüllerince olsun , hep anası olsun , doğru olsun ve korusun ...
Gözüm de yaşlarla uçuyorum , böyle kopulmak kolay değil ,
böyle unutulmak yok olmak kimsesiz kalmak cehennemden beter .
Ne uğurlayanım ,ne el sallayanım var.
Kalbimde yaramla dağları , denizleri aştım.
Gece bitmiş , AY gitmiş günes NUR’u ile doğuyordu .
Vatanıma , toprağıma , Cennetime gelmiştim .
Her şey bıraktiğim gibi eşsiz güzellikte...
Bingöl dağları eteklerini açmış beni bekliyor ,
"GOŞKAR BABA" her zamanki gibi başı bulutlar da.
Bu benim kavak ağacım ,
yanın da gönlümün sögüdü ,
dut ağacını çok severdi ,
azmı sallandık kollarında .
Bu da eriklerini yediğimiz , dallarını kırdığımız ,
gövdesine isimlerimizin baş harflerini (e.a) kazdığımız erik ağacımız.
Her şey yerli yerinde,bir sen yoksun .
Bir senin yokluğun hançer gibi indi kalbime ,
bir senin yokluğunun bilinci şimşeklerle indi beynime...
Hani nerdesin ?
Hangi ağaca yuva yaptın da içindesin ,
hangi yavru kuşa yem tuttun ,
hangi uğurböceğinin uçuşuna daldın ,
hangi çalının altın da saklandın,
hangi dut ağacının şefkatli kollarına baglanıp kaldın ?
Ne olursun çık artık ortaya , çok yalnızım ,
senin kalbin ,
senin AY ve NUR’un lazım.
Bitsin artık bu saklanbac , sen kazandın.
ilk değil bu yenildiğim ,
ilk değil ebe olduğum ve gebe kaldığım...
Çık saklandığın yerden de kaybolan ,anılar da yaşanan yirmi beş yılın hesabını sor ,
__Neden ümitlerimi yıktın?
__Neden arzulağımız muratımın olması için zorluklara gögüs germedin?
__Neden benim de canından çok sevdiğin bir ebru kızım olmadı ? die sorsana ...
Oyun bitti ,her şey bitti .
Başım yine çok ağrıyor , midemin eksilemesi de canıma tak etti.
Dengem bozuldu,
kanatlarım yok oldu .
Vatan’ım mersin ,
köy’üm mersin ,
sevdam mersin .
Doğduğum yer değilsin ,
kalbimin hapis olduğu yersin !
ekber a.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.