- 1999 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Köstek zinciri
+
Bu gün evlenince yazmayı bırakan, sevgilisi olunca aşk şiirleri yazmaya başlayan ve kitap çıkarınca ortalıktan kaybolan yazarlar hakkında konuşalım istedim. Harbi harbi ama, mertçe hani.
Evet efendim, ilk grup olan evlenince yazmayı bırakan arkadaşlar nasiplensin bizden, sabah sabah, bir de pazartesi, üstelik 14 şubat ertesi. Fitil olacaklardır ya aman diyim çakmayın kıvılcımı, hep birlikte hakkın rahmetine kavuşuruz. Gümmm diye.
Evlenince neden bırakır insanlar yazmayı? Acaba eş bulmak için mi yazıyorlardı? Doğada da kur yapar kuşlar, böcekler, kurtlar, kuzular... Eh yani bu doğal bir olay ve de yazmak değimi varken literatürümüzde. Hani günümüzde Ali Ayşe’ye yürüyor değimiyle.
O zaman bunda her hangi bir yanlışlık yok. Herkes kendi feromonunu salgılar gibi şiirini, yazısını yazıp doğal ortamına bırakabilir. Dikkatini çekebildikleri de gelir mi? Gelir. Sonra da en iyileri içerisinden bir seçim yaparak çiftleşme ortamına geçebilir mi? Geçer.
Bir kusur, bir mahsur yoktur bunda. Yaşam da edebiyat değildir ya sadece. Hem belki eşi kıskanıyor, belki tüm boş vaktini eşine, evine, çoluğuna çocuğuna ayırıyor. Hem bunlardan size ne?
Gelelim ikinci kategorideki, yani sevgilisi olunca aşk şiirleri/yazıları, sevgilisi terk edince ağlamalar, sızlamalar ya da beddular, ahlar... yazanlara. Eh yani şiir denilen şey değil midir duyguların dışa vurumu? Yaza bilir, çok normal ve olası ve de olağan bir olaydır. Her hangi bir yanlış, ters bir durum yoktur. Gayet doğal bir olaydır. Hatta ve hatta yaşamın ta içinden, ta kendisi budur. Hem size ne? İsteyen istediğini yazar. Milletin namus bekçiliği size mi düşmüş?
Gelelim biz anormal olana. Ne umutlarla, ne hayaller ile, ne çabalar ve emekler ile kitap çıkartıp, altı aya varmadan kaybolup giden kıymetli yazar/ şair arkadaşlarımıza.
Hemen hemen hepsi internet sitelerinde, sosyal medya platformlarında uzun süredir yazan ve belli bir takipçi kitlesi olmasına rağmen bir türlü yeterli kitap satışı yapamayan ve haliyle de kendilerini başarısız görüp, onca emeğinin yanı sıra bir sürü maddi külfeti de heba olan kayıp yazarlarımız.
En çok harcadıkları "zaman" güclerine gidiyordur belkide. Ne de olsa çoğu ne aşk feremonu salgılamıştı ne de öfkesini, ihanetini yazmıştı. Onlar edebiyata aşıktı, edebi hayat için yaşamıştı. Yazmayı, kalemi, kelimeleri ve belkide harflerle sevişmeyi seviyorlardı.
Hey! Sen! Pis pis gülümseme oradan. Hadi lan! Hepsi ünlü olmak için çıkarttıydı kitabı. Ne edebiyatı, ne aşkı... diyorsun ya, işte hep senin gibiler yüzünden küsüp gidiyor bu yazarlar.
Ve öyle çoksunuz ki ve öyle sağlam. Size layık değil belki amma velakin yakışır. Sizi gidi sizi köstek zincirleri.
Ne başınız belli, ne de kıçınız. Kızılderili kayığı gibi kayıksınız.
+