- 439 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Boş Adam Gonuşukları
Kaç gündür, bir konuda bütün günümü bilgisayar başında iş yapmakla harcıyorum; parasız bir iş, ilk baskısından telif hakkı almayacağıma söz verdiğim bir kitap.
Beynim yoruldukça, ya sulu ince portakal yiyorum ya da televizyonu açıp 3-5 dakika sonra kapatıp sinir yükleniyorum!.
İyi bir fotoğraf makinesi alacaktım, uşak dedi ki, baba sen o makineyi kullanamazsın gel sana yeni model bir televizyon alalım... kandım, tamam dedim... ikibin Liraya alacağım fotoğraf makinesi 1600 Liraya bir ince kıyım gara bulut aldım, aha neredeyse bir sene geçti, hâlâ düşünüyorum iyi mi, ettim!?.
Demin, televizyonu yine kapatırken aklıma gelen konuyu paylaşmak için döndüm yine geldim. Çok eskiden yaşlılar dememişler mi, idi: “Ezanı hoparlörden okumak günahtır” demişlerdi... bir de “televizyon seyretmek, eve televizyon almak günahtır” dememişler mi, idi demişlerdi, hah işte o konuyu yazmak için, Sizlerle buradayım...
Bizim mezarlık yanı Hamzapaşa Camimiz var, günde bir kere Ortahisar çay gezisi dönüşü arkasındaki caddeden geçer- gelirim... Cami, çok büyük câmi değil, boyuna uygun ve çok da gösterişli ve bakımlı bir minâresi var... belkide konu fotoğrafı olarak eklerim, şimdiden söz vermeyeyim. Bu güzel minârenin yanındaki üç misli yükseklikteki apartmana yakınlığı bilmem 6 Metre var mıdır?... minâre hızasındaki katta, çoğu vakit "kiralık" yazısı görürüm... baka- baka, dikkatimi çekmez oldu... bilmem şimdi dolu mudur?. Dün önünden geçtim, farkında değilim.
Neyse, Şimdi başa gelelim, “hoparlörden Ezan okumak günahtır” sözüne... diyelim ki, günah sayıldığı için, ezanlar minâre şerefesinden okunuyor... o katta oturacak aile, ezan sesinden rahatsızlık duyar mı?... bence duymaz... biz soğuk havalarda bile pencereyi açıp ezan sesindeki şifâlı nidâlarla büyüdük... kim, “Allah” Adını duyar da rahatsız olur Efendim?...
Dönelim tekrar geriye, “televizyon seyretmek ve eve almak günahtır” sözüne; bundan sonrasını söylemeyeyim... amma dayanamam; bir konuyu, kertip bırakacağım; Söz!... bir evde iki ve daha fazla sayıda odada televizyon açıksa, mahkeme îlâmları için kapınız bir gün postacı tarafından çalınabilir!...
Yâ...!.
Aslında, haram- helâl nasihati edenlere çok kızarım!...dayanamadım, söyledim işte... yazmasam huzur bulamam.
Bizim televizyon bilmem, günde bir saat açık kalıyor mu!?. ne kadar az seyir, o kadar az günah ve yazılacak konu.
Mutlu kalın... siyâset camından az uzak kalın... herkesin derdi kendine yetecek kadar var; seyredip vicdânını, örme saç gibi burmayın!.
Güneydekine mi, acırsın?... Ege Denizi’ndeki suda boğulanlara mı!!?
Şehidlerime Minned ve Rahmed...
Saygılarımla Efendim…
kadiryeter Kadir Yeter.
14 ŞUBAT 2016 Pazar. Kavakmeydan Mah. TRABZON.
YORUMLAR
Kadir Ustam,
Ben şahsen 2008 yılından bu tarafa televizyon seyretmiyorum. Haberleri internetten seçip okuyorum. Video haberleri de aynı şekilde seçerek seyrediyor ve dinliyorum. Televizyondan özellikle seyretmem gereken bir program olursa tam saatinde açıp seyrediyorum ve program bitince kapatıyorum. Kafam dinç.
Baki Selâm.
kadiryeter
Diyorsunuz ki; kulaklarım açıktır ammâ, istediğimi dinlerim...
İşte o kadar...
Haber spikerinin bir saniyede dört kelime konuşma hızına takılmam!.
Abim, ilk resmî işe girdiğinde yanılmıyorsam 550 Lira aylık maaş almıştı, pikap- radyoya 450 Lira ödemişti: Marıonette markalı... ters çevirsen de plâk dönmeye ve çalmaya devam ediyordu...(yalan yıllar şarkısı... ne yeşilin, ne siyâhın...) hani nerede!?...
Sayın Ustam, evlerden atılacak çok şey var; beynimize çip olarak yerleştirilmiş de farkında olamadığımız hayâlî yöneticiler!...
Saygımla Selâm ederim... sağolun.
Uygulamalarınız örnek olacak kadar güzel...
kadiryeter 2016