- 5031 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÖÇMEN KUŞLAR KİTABINI OKUDUNUZ MU?
Göçmen Kuşları gözyaşlarımla tamamladım
Cuma, 25 Temmuz 2008
Göçmen Kuşlar’dan size söz etmiştim. Kimi 7, kimi 11, kimi 14, kimisi de 18-20 yaşlarında aramızdan ayrılmak zorunda kalan yalancı dünyanın, gerçek dünyaya erken giden yolcularını.. Ailelerine gözyaşı ve unutulmaz bir anı bırakan masum-görpe kuzuları...
Çoğunun tek tesellisi: “Yaratan bizden daha çok seviyormuş, yanına aldı onları!..” Suçsuz, günahsız “Cennet Çocukları!..” Kimi ölmeden önce görmüş makamlarını, kimisi de ölüm esnasında uçup gitmeden önce ulaşmış cennet bahçesine!..
Bu yarayı en iyi onlar bilir, Göçmen kuşların aileleri... Başta anne-baba ve diğer yakınları... Anneler yüreğine taş basan, evlat acısıyla yanıp tutuşan anneler! Gece yarılarında duyarlar bu acıyı, yüreğine düşen ateş sızısını; seherde kalkıp dua ederler onlara; “İlahi mekanlarını cennet et onların, cennet bahçesinde Göçmen Kuşlar gibi dolaşsın yavrularımız!...”
Göçmen Kuşlar’ı okumaya başlamam bir tesadüf oldu demiştim. Kader işte bir anda elimde “Göçmen Kuşlar” kitabını buldum...
Okumakta zorlandım bu kitabı... Göçmen Kuşlar’ın sızısı düştü yüreğimi, bu acılara dayanmanın zor alduğunu anladım. “Ateş düştüğü yeri yakar” derler, ateşin düştüğü gönüllerle buluşmak öyle kolay mı zannediyorsunuz?..
Önce Perihan Usta’nın bir seher vaktinde yıldız misali uçup giden muradına ağladım. “Kim demiş bitanem/ Zamanla acılar azalır diye/ Ne hasretin azaldı, ne acın/ susuz çiçek büyür mü hiç/ Su sende çiçek bende kaldı yiğidim!..”
Sonra diğerlerinin acısına yüreğim dayanamadı. Zaman zaman okumayı bıraktım: “Bu kitabı okumaya yüreğim yetmiyor” diye oturup hıçkıra hıçkıra ağladım. Kendi kendime soruyordum: “Bu kitap mı çok duygusalım” diye... Gördüm ki bu kitabın içinde anaların yüreği var; babaların göz yaşı saklı! Taş yürek taşımıyordum ya; tabiki onlarla birlikte ben de ağladım!
***
Göçmen Kuşlar’da aynı kaderi paylaşanlar?
Merhaba Murat, deyip başlamıştım kitaba, sonra diğerlerinin hikayesi geliverdi... Ali Rıza Birol, Burak Çiçek, Burak Doğan, Beyza Karahan, Cemre Saraç, Dilan Karakaya, Emre Kahraman, Emre Barkçın, Fatih Arınç, Feray Tuncer, Serap Hanım, Hamdi Kahraman, İsmail Kocaoğlu, Kerimcan Gül, Meliha Özgül, Melek Bitirim, Nilüfer Gürel, Oktay Türkel, Cenap Yıldırım, Rümeysa Kılıçarslan, Serhan Güvenç, Barış Bayramoğlu, Ufuk Cengiz, Umur Sular...
Rümeysa Kılıçarslan’ın talihsiz hikayesini okuyunca sol yanıma bir ağrı giriverdi. Bu bizim Rümeysa idi, Yozgatlı Kılıçarslan ailesinin 19 aylık sevimli bebeği... Oturdukları dairenin dördüncü katından düşerek cennet bahçelerine uçup giden Rümeysa’nın hikayesi...
“Hani geçen geldiğimde” “Şuram acıyor işte şuram!” demiştim de/ Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne/ Bak şimdi söylüyorum şuram işte/ sol yanım çok acıyor anne/ hem de her gün acıyor anne her gün...”
Yüreğiniz yeterse bu hikayeleri okuyun; pardon hikaye dedim, hayatın gerçeklerini! Hayatı ve ölümü ben bu kitapla daha iyi anladım biliyor musunuz. Bir şey daha söyleyeyim, ölümün korkulacak bir son olmadığını bu kitapla çok daha iyi anladım. Ölümün Yüceldiğini, meleklere doğru uçup giden “Göçmen Kuşları” neden sevdiğimi anladım! Sağ olasın Perihan Hanım, sayenizde ben niçin yaşadığımı, nasıl yaşamam gerektiğini daha iyi anladım biliyor musunuz? Bir şey daha öğrendim; bu kitabın yazarı (Yüreği sevgiyle dolu Perihan Ustanın) Yozgat asıllı bir aileden olduğunu!... Onunla birlikte hareket eden yardımsever hanımların gayretini de çok iyi anladım!
“Göçmen Kuşlar” Kitabının yaşam mücadelesi veren çocuklara, annelere, babalara, yüreğine ateş düşen erkeklere destem olmak üzere yazıldığını da anladım. Bu kitabın geliriyle Yoksul çocuklara yardım edildiğini de çok iyi anladım. Aslına bakarsanız bu kitapta kendimi buldum, yapmak istediğim ama yapamadığım şeyleri birilerinin severek ve zevk alarak yaptıklarını öğrendim.! Yoo! Şimdi ağlamıyorum, çok hem de çok mutluyum. “Göçmen Kuşlar” Cennet bahçelerinde dolaşırken insan ağlar mı hiç?
Sağ olasın Perihan Usta! Sağ olasın Perihan Hanım eline, yüreğine, emeğine sağlık!... bir Murat kaybetmiş ama binlerce Murat kazanmışsın ne mutlu sana!... (Ona ve eserine ulaşacağınız adres:)( Email: [email protected] mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javas cript açık olmalıdır )
YORUMLAR
Merhaba! okumayı sevenler için faydalı bir tanıtım olmuş .Hayatın gerçekleri..hayatımızı okuyoruz .Yok hayat mı bizi okuyor demeliyim bilemiyorum.Aslında göçmen kuşlar , bu ülkede yaşayan ve bir düz lise için taa Antepten ilçenin birine sırf devlet okutuyor diye yavrularını gönderenler var.Yurtta kalan ama çok zorlanan bu yavruların ihtiyaç duydukları sevgi ve ilgi asla yerini dolduramıyacağımız , bir problem olarak topluma yansıyacak ,ileride acısını duyacakları onarımı çok güç aksaklıkların temelidir.Ha belki hayatı öğreniyor olabilirler ama sevgiyi kaçırıyorlar.Bu söylediklerim tamamen gerçek ve gözlemlediğim bir tespit.Üzgünüm...meslek sahibi olacaklar belki ama sevgi sahibi olamıyacaklar.hayatın inciten ,acıtan gerçekleri.......