- 774 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİYARBAKIR , CİZRE , SUR OLAYLARI VE YAPILANLAR YAPILMASI GEREKENLER
BİZ SENİNLE DOST OLAMAYIZ , BİRBİRİMİZİ GÖRDÜĞÜMÜZDE HEP BU ACIYI YAŞAYACAĞIZ…..!
Diyarbakır Sur , Şırnak CİZRE , NUSAYBİN OLAYLARI
Bende evlat acısı, sende kuyruk acısı varken biz dost olamayız
Zamanın birinde bir köylü ile yılan arkadaş, dost olurlar. Köylü yılana her gün süt götürmekte yılan ise ona her gün bir altın vermektedir.
Onların ki karşılıklı menfaat dostluğu ama olsun her ikisi de karşılıklı bir şeyler alıp veriyorlar yani birbirlerinin hayatını kolaylaştırıyorlar. Paylaşımda bulunuyorlar.
Bu karşılıklı alışveriş uzunca bir süre devam ediyor.Köylü bir gün hastalanıyor her gün götürdüğü sütü götüreyemeyecek yılana, çağırıyor oğlunu yanına,bak oğlum bizim bahçenin yanındaki dut ağacının dibinde her gün bir yılan gelir, benim götürdüğüm sütü alır ve yerine bir altın bırakır.Ben bugün hastayım ve bu sütü sen götür ve yılanın verdiği altını getir der.
Oğlu babasının bahsettiği yere gider, sütü bırakır, ancak babasına da kızar çünkü babası o altını almak için her gün yılanı ziyaret etmekte ve süt götürmektedir her gün gitmekle olur mu? Kim taşıyacak her gün sütü öldür şu yılanı al altının tümünü der.
Sütü babasının dediği yere bıraktıktan sonra altını vermeye gelen yılana baltayla saldırır yılan kendini kurtarmak isterken aldığı balta darbesiyle kuyruğu kopar ve yılan can acısıyla oğlana saldırır ve onu boğarak öldürür.
Köylü bekliyor ki oğlu gelsin hem de altını getirsin , gelen yok, giden yok,oğlunun gelmediğini gören köylü acı zülüm hemen bahçeye koşar.Birde ne görsün oğlu ölmüş, yılan acıyla ortalıkta kıvranmakta kuyruğunun yarısı yok vaziyette.
Her ikisi de üzgündür köylüde evlat acısı yılanda kuyruk acısı.
Ancak zaman geçer birbirlerine yeniden ihtiyaçları olduklarını anlarlar. Çünkü yılan aç kalır, köylüde altınsız.Tekrar bir araya gelirler ve derler ki yine eskisi gibi dost olalım,Köylü derki sen yine her gün altını ver, ben yine sütünü getireyim her gün der.Yılan kabul eder. Ne yapsın her ikisinin de rızkı kesilmiştir. Mecbur yeniden dost olmayı deneyecekler.
Köylü yine her zamanki gibi sütü götürür, yılanın verdiği altını alır.Bir kaç gün bu durum devam eder ama bir tuhaflık vardır.Her ikisi de kendini kötü hissetmektedir.Çünkü köylü her gittiğinde yılanı görünce evladının acısını hisseder yılan ise köylüyü gördüğünde kopan kuyruğunun acısını.
Köylü bakar ki bu durumu devam ettiremeyecek. Evlat acısı zor.
Der ki yılana :
Kusura bakma .Bende evlat acısı, sende kuyruk acısı varken biz asla dost olamayız.Birbirimizi gördüğümüzde hep bu acıyı yaşayacağız.
Bu hikayedeki yılan ister Kürtler olsun , ister Türkler olsun , evlat ister Türkler olsun , ister Kürtler olsun fark etmez artık Kürt ve Türk dost olamazlar, çünkü birinde kuyruk acısı , birinde evlat acısı olacak
Diyarbakır sur, Cizre Silopi , Diyarbakır Silvan , Hakkari Yüksekova , lice bu ilçelerin adını dahi duymak istemiyor bir çok insan . Çünkü bu ilçeler sürekli terörle anılmakta .
7 haziran secimlerinden önce Hdp Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş , ben Bingöl dağlarından şiddeti kazıyacağım , bu dağlarda barış güvercinleri uçuracağım dedi bu sözler bana ilginç gelmişti iyi dedim kendi kendime çünkü Bingöl daha önce 33 sivil askerin katledildiği yer idi . Burada böyle söyleniyorsa bu güzel bir yaklaşımdı ve bu yaklaşımın sonucunda 7 haziranda yapılan seçimde hdp 80 milletvekili kazandı ve meclisteki üçüncü parti oldu
Eş başkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ televizyon ekranlarına çıktılar ve tüm Türkiyenin partisi olacaklarını söylediler, ve kendilerine oy verenlere teşekkür ettiler ve özellikle Demirtaş ödünç oylardan bahsetti hatta HDP ye güvenip ödünç oy verenlere teşekkür etti etmesine de bir kişi bu açıklamaya tepki gösterdi sus,kes sesini dedi birileri , ne ödünç oyu , oy pkknindir dedi tabiî ki bildiniz cemil bayıktı bu , kandilde yıllardır zorunlu ikamette bir haindi bu kişi , barışa karşı çıkan , gözünü kan bürümüş biri ,Bu arada bir açıklamada blunmak istiyorum , Öcalan , karayılan , hainlerin soy isimleri bir insan soyimini neden Öcalan alır, karayılan alır buda ayrıca bir araştırması konusudur , neyin öcünü alacaksın bu isim bir tesadüfmü yoksa sayadı kanunu çıktığında özellikle mi alınmış , karayılan , hiç kisenin sevmediği bir hayvan neden insan karayılan adını alır ve bu soy isimlerle yaşayan insanların psikolojilerinin ayrıca incelenmesi gerekir
Kandilde yaz uykusunda bulunan (Karayılan, bayık, vs. vs.) başına bir gece Türk hava kuvvetleri komutanın içinde bulunduğu bir filo tonlarca bombayı bırakınca intikam timin neşesi kaçtı .Geçmiş yıllarda Diyarbakırdan kalkan uçaklar Diyarbakır daki barış istemeyen hainler tarafından bildiriliyordu saklanıyorlardı ama bu defe Japonların pearl harbour baskını gibi sesiz gelmişlerdi ve o gün sığınak , kalmakta oldukları evler eğitim sahaları hepsi yerle bir edildi. nasıl oluyordu insan hakları vardı savaş şartları vardı Cenevre sözleşmeleri falan filan , büyük baba Barzani vardi büyük abi Amerika vardı ve Türkiye topraklarda da kapı gıcırtısına oynayan çengi gibi olayları kıvıttırarak anlatanlar vardı . Bastılar feryadı Türkiye sivilleri vuruyor demeye başladılar…
Bu arada Türkiye devleti hükümetinin de unuttuğu bir şey vardı: gördüğü veya görmezden geldiği . Barış sürecinde Kürtler silahlanmıştı Yazımın başında belirttiğim tüm ilçeler Başta kanas suikast silahı ve roket atar , lav silahı , el bombaları , ve el yapımı bombalar ile doldurulmuştu.
Kandildeki oturan boğa ve ekibinin feryadı duyuldu milletvekillerine bağırıyordu özerklik ilan edin , özerklik ilan edin, teröröristlerine de bağırıyordu saldırın , ölün geberin,
Türklerin zannettiğiniz ama aslında sizin olan , sizler için yapılmış ve ömür boyunca sizlerin olacak her şeye saldırın okul hastane , kütüphane ,kültür merkezi saldırılın, asker polis herkese saldırın , halk yanınızda her şey istediğimiz gibi olacak Türkiye kürdisdamının kurulma zamanı geldi diyordu , Bazı hdpli millevekilleri de , ypgli vatansever gençler diyordu onlara , haklı mücadelelerinin yanındayız diyorlardı …
Şu anda çatışmalar Diyarbakır sur, Cizre , Silopi şehirlerde devam etmekte , ve edeceğe benziyor 1000 yakın terörist öldürüldü, bir sürü mühimmat ele geçirildi , cumhurbaşkanı her ülkenin silahlarının örgütte bulunduğunu söylüyor. Başbakan ise çatışmalar bittikten sonra surun inşa edileceğini ve ispanyanın toledo şehrine benzen bir kent haline getirileceğini söylüyor.
Tek sevindirici şey ise terör ortamından kaçan insanların batıya doğru gelmeleri Türkiyenin diğer şehirlerinde yaşayan akrabalarının yanına yerleşmeleri ve örgüte destek vermemeleri .
Bir gün , bu yaşananlar kötü bir hatıra olarak kalır , eski günlere dönülmez ama baştaki hikayede anlatıldığı gibi hiçbir şey eskisi gibi olmayacak nasıl ki kırılan bir vazo tekrar yapıştırılsa dahi üzerindeki yapıştırılan yerler illaki belli olacak , yaralar belki sarılacak , belki yeniden öğrenciler okullarına gidecekler , surdaki camilerden ezanlar okunacak , davullar çalacak , kimse ölmeyecek en azından , yine sıcak çorbalarını içecek insanlar , ihtiyarlar hayatlarının son demlerini huzur içerisinde geçirecek kimbilir , Suzan suzi türküsü yeniden çalınacak surda sıra gecelerinde , kandildeki , barışı bilmeyen adamlar belkli de gerçeği anlamışlardır bu kadar ölümden sonra, ODA TÜRK İLE KÜRTÜN İLİŞKİSİN YILANLA ADAM HİKAYESİNDE OLDUĞU GİBİ BİR İLİŞKİ OLMADIĞINI , SÜTÜ VER ALTINI AL İLİŞKİSİ OLMADIĞINI ,MENFAAT İLİŞKİSİ OLMADIĞINI, herkesin kendi hayatını yaşadığını ve kendi meydana getirdiği iyiliklerin ekmeğini yediğini ve kendi meydana getirdiklerin kötülüklerin cezasını çektiklerini , insanların özgürce yaşadığı bir dünyanın savaştan geçmediğini , barıştan geçtiğini tüm insanlar anlayacak ve suturacaklar silahları ,anlayacak lar egolarına kurbanı olduklarını ve diyarbakıra , sura, cizreye , yüksekovaya ne kadar zarar verdiklerini.
Utanacaklar belki de eğer utanacak kadar namusları ve şerefleri varsa , önce taşıdıkları Türkiye cumhuriyeti kimliğini , vatandaşlığını bırakacaklar , o zaman belki kendi vatanlarına , kendi insanına ihanet eden şebekeler, hainler olarak değil de çok büyük günahlar işlemiş insanlar olarak anılırlar, bir daha da yok özgürlük , yok kürt halkının mücadelesi , yok öz yönetim, diye çıkmasınlar yaptıkları ihaneti ( Kürtlere ve türk halkına) herkes gördü takke düştü kel göründü çünkü….
Kalleş emperyal çetelerden aldıkları üç beş silahla bu işin olmayacağırı ,ve Türkiye devletinin ancak devletlerce yapılan büyük organizasyanlara bile verecek cevabının ve gücünün olduğu , gerektiğinde vatanı için ölebilecek yiğitlerinin olduğu görmüşlerdir , bugüne kadar anlamamış olsalar da
Türkiye cumhuriyeti de bölgedeki olayların analizlerini ve bu travmanın nasıl aşılabileceği , tüm bilim adamlarından , fikirler alarak ve mecliste bu konuları uzun uzun tarştışarak bu sarmaldan çıkabilecektir.Ve BÜYÜK DEVLET OLDUĞUNU, BARIŞIN BİR DEVLETİ OLDUĞUNU , YURTTA SULH , CİHANDA SULH DİYEREK HAYKIRACAKTIR TÜM DÜNYAYA
Suat engin yılmaz
OCAK – ŞUBAT 2016 YAZILMIŞ BİR YAZI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.