panel

• 12 Şubat 2016 Cuma 09:29:27

KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]

BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ PANELİNE KATILDIK

Buhari Kız Anadolu imam Hatip Lisesi’nde “Saygı, Sorumluluk, Sabır ve Doğruluk”; (Bu değerlerin; Peygamber efendimizin hayatındaki yeri ve O’nun gözünde önemi) üzerine bir panel yapıldı. Panelisler; Kazım Öztürk, M. Emin Tekpınar, Ömer Litfi Ersöz ve iki tane de vaize hanım idi.
Panel yöneticisi Ömer Lütf, Ersöz ilk sözü bana verdi. Panelde şu konulara değinmeye çalıştım 10 dakikalık zaman içinde;
Sorumluluk: Yüreğin ayağa kalkması, vicdanın pır pır çarpması, kanın aktif akması, beynin bal yapması, düşüncenin eylemi...dertlerle hem dert oluş, gönüllere taht kuruş, rahatı bırakmak, uykuyu unutmak, geceleri gündüz yapmak, karanlıkları yırtmak.. karanlık için mum yakmak, aklın terlemesi, eli taş altına sokmak!...
İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil; prensipleri, sorumlulukları ve inançlarıdır. (Fatih)
Sorumluluktan kaçmak; insanın kendisine ihanet etmesi demektir. (Emrehan)
Ömrün oldukça, zor ve sorumlu bir hayat yaşa. Çünkü omuzunda bu gibi yükümlülük ve sorumluluk olmazsa, asıl o zaman hayat çekilmez bir yük olur. (Gassion)
Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. (Moliére)
Önemli biri olmanın bedeli, sorumluluktur.
Sorumluluk duygusu, inançtan doğar.
İnsan kendini başıboş bırakılacak mı sanır?

Öyle söz söyle ki, herkesçe bilinsin,
Sana ölü gelen, sende dirilsin.

Hayat sorumluluktan ibarettir. Sorumluluktan kaçmak insanlıktan uzaklaşmaktır.
Kulluk imtihanı tek başına gerçekleşmez. Mağarada yaşamak kurtuluş yolu değildir.
Hayat mücadele ve sabırdır. Öyle olmasaydı Hz. Peygamber Hira’dan ayrılmaz, Hz. Musa Tûr’u terk etmezdi. Peygamberlerin üstünlükleri üstün mücadeleleriyledir.
Efendimiz bu durumu şöyle belirtiyor. “İnsanlar arasına karışıp, onların eziyetlerine karşı sabreden Müslüman, onlardan uzak durup eziyetlerine katlanmayan Müslümandan daha hayırlıdır.” (Tirmizi, Kıyamet 56, İbn Mace, fiten 23)
Allah içimize bir cip koymuş; İman cipi! Bunun anlatımı olmaz yani anlatılmaz.
İman, yaşanan, uygulanan bir hayat tarzıdır, bir prensiptir. Dünya bu ilkeyle ayakta durur. Sorumluluğunu bilenler başarıya ulaşır. Sorumluluk; zahmeti, azmi, yorgunluğu, çok çalışmayı, aklı terletmeyi gerektirir. Peygamberler; yeryüzünün en çalışkan, en fedakâr, en cefakâr, en kahraman ve en azimli insanlarıdır. Hz. İbrahim, Allah’a olan sorumluluğu karşısında babasına bile tepki koymuştur. Yine Rabbine olan sorumluluğu sayesinde ateş onu yakmamıştır. Sorumluluk, sadakati gerektirir. Sadakat; sadık olmak, doğru kalmak, istikamet üzere olmak demektir. Hz. İbrahim, sadakati ve sadakatin getirdiği sorumluluk sebebiyle, biricik oğlunu kurban etmek için büyük bir sınavı geçmiş ve; “Halilullah” olmuştur.
Sevgili peygamberimizin hayatı bizim için baştan sona kadar sorumluluk örnekleriyle doludur.
Sevgililer sevgilisi, gününü üç ayırmış; bir bölümünü ailesine, bir bölümünü halkına, bir bölümünü de Hakka ayırmıştır.
Halk için Hakkı terk etmemiştir.
Hz. Peygamberi, zaman olmuş, bir cemiyette, zaman olmuş savaşta, zaman olmuş, çocuklara eğitim verme konusunda, zaman olmuş halkın içinde…görürüz.
O, namazı camide bırakmamış, haccı, Arafat’ta bırakıp gitmemiştir.
Problem odaklı değil, çözüm odaklı bir hayat sürmüştür.
Panel sonunda öğretmenler, “hocam, panelde konular, zaman darlığı sebebiyle kısa oluyor, geniş biz zaman diliminde, konferansa da bekleriz” dediler. Paneli tertip eden herkese şükranlarımı sunuyorum. (13 ŞUBAT 2016)