DEĞERLER EĞİTİMİ
Değerler Yitimi: Yiten, unutulan, özlenen, Türk olmanın getirdiği özelliklerin geri çağrılması amacı ile ele alınmaktadır. Hafızadan silinen, önemsenmeyen, olsa da olur olmasa da olur aymazlığı sonucudur. Yabancı sermayenin desteklediği, özendirdiği karşıt davranış şeklinde yozlaşma ve tükeniştir. Reklamlar, yazılı-sözlü basının yanlış davranış şeklini sürekli işlemesi, yayması sonucu adet, gelenek ve görenekler kaybolmaktadır. Sermayenin emrine uyulmaktadır.
Örneğin: Süt, ayran içmenin yerini Coca Cola’nın alması. Oturup sindire sindire yemenin yerini, çabuk yemeye, şişmanlatmaya dayalı burger, fest fut hazır yiyecekler tercih edilir olmuştur. Bu davranışlar bireysel davranmaya yöneliktir. Sözde özgürlük adını verebilirim. Sabah kahvaltısını yapayan, yapmayan “Bir şeyler atıştırırım.” Derken, simit poğaça aile olma, birlikte davranma, varlığı, yokluğu birlikte göğüsleme özelliğimizi ortadan kaldırıyor.
Belki çalışan anneler gücenir, ama eskiden anne sabahleyin kalkar bir çorba kaynatırdı. İnsanın içini ısıtır. Bir tastan çalakaşık çorba içilirdi. Bu bir özlem değil. Her ayrılık yozlaşmayı, bozulmayı getirir. Çocuklara verilen harçlıklar; en başta ana babanın beceriksizliğini, umursamazlığını, sevgi eksikliğini, başkalarına özenmesi ortaya koyarken; tüketime, hazırcılığa, sömürmeye, aileden kopmaya neden olmaktadır. Çocuğun, ahlaki değerleri arkadaşlarının paylaşımına göre şekillenmektedir. Çok harçlık alma, marka takibi, doyumsuzluğu geliştirmektedir.
Kaybolan değerlerin oluşmasında; kanımca en önemlilerinden biri, düzensiz kentleşme, aile planlamasını uygulanması, ailenin çekirdek aile olması.
Eh ne yapalım ikinci, üçüncü çocuğa kim bakacak? Ev, sokak güvenli değil, ne yapalım? Sözleri elbette haklılık düzeyi çok yüksektir.
Düzensiz kentleşmede, bir birini tanımayan her tür giyimin, geleneğin ve insanın yaşadığı yer olması, kendini tanımayan insanların başkalarının gözünde önemi olmaması, Onlara karşı fark edilmediği, fark edilme mücadelesi… Ya da model olarak beğendiği kişiye, özendiği kişinin kisvesine bürünüp onun gibi davranması. Giyim-kuşam geleneğin bozulmasında etkendir. Davranış kişiye göre gelişir.
Aile planlaması: Bakılacak kadar çocuk yapılması; bir veya iki çocuk. Kent gerçeğidir. Duygusal doyum sağlayamamaya neden olur. Çocuklar arasındaki yaş farkı, eşler arasında tahammülsüzlük, az görüşme, boşanmalar, az birlikte olma aile birliğinin bozulması, çocukların bölünmüş ailelerde yaşaması, baba ana sevgisinin birlikte verilmeyişi bunun az ve çok oluşu,
Çocukların ana babasını kullanması, iki yüzlü davranması. İnsanların, yakınlarının zaaflarından faydalanması. Düşkünlük nedenini fark ederek nazlanması, şımarması, bu durumu kendine çıkar durumuna dönüştürmesi.
Yanlızlık:
Duygularını paylaşmaması, sırdaş kimsenin olmayışı. İnsanın yalnızlaşmasına içine kapanmasına, güvensizliğine sebep olmaktadır. Böylesine karmaşık duygular çocuğun yapısını değiştirmektedir. Bu çocukların da yakın gelecekte ana baba olacaklarını asla unutmamalıyız.
Sonuç: Mevcut değerlerin korunmasına gayret edilmeli. Elimizdeki değerlerin kıymetini bilmeliyiz. ”Çocuğum aziz terbiyesi daha aziz.” Diyebilmeliyiz ve bilgiden çok, güzel sanatlar, saygı, sevgi, kendine yeterlilik güçleri geliştirilmelidir. Vatan sevgisi, millet malı, girişimcilik vb.
YORUMLAR
kültürümüzün ve sahip olduğumuz değerlerin korunması amacıyla kaleme alınmış ilmi bir yazı.
isterim ki çok insan okusun ama nerede?
okumayı bile alışkanlıklarımızdan çıkardık vesselam
saygılarımla Hocam
acun06
değeri nitelemek oldukça güç. Kısa bir deneme. Gördüklerimizin yazılmasından ibaret.
Sevgi ve saygıyla.