Doğan Kan Kimdir?
1966 yılında Samsun’un Cedit Mahallesinde beş çocuklu Karadenizli bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Necati Bey’de, Ortaokulu Mithat Paşa’da, liseyi son sınıfa kadar 19 Mayıs’ta, son sınıfı ailesinin isteği üzerine Tekkeköy Lisesinde okudu.1987 yılında girdiği Amasya MYO Muhasebe Bölümünden 1989 yılında muhasebe meslek elemanı olarak mezun oldu.1991 Yılında Osmaniye de vatani görevini tamamladıktan sonra, 1993 yılında Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesinde memuriyete başladı. Orada 2 Yıl çalıştıktan sonra, naklen 19 Mayıs Üniversitesine atandı. Halen 19 Mayıs Üniversitesinde Şef olarak görev yapmakta olup evli ve iki kız babasıdır.
İdari ve Mali İşlerde maaş mutemedi olarak başladığı memuriyet hayatını, sonra ki yıllarda muhasebe elemanı, avans ve kredi mutemedi, en son olarak ta satın alma birim sorumlusu olarak sürdürdü.
Yazar öğrenim hayatını, bir türlü engel olamadığı öğrenme azim ve isteği ile sürdürerek; 1998 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini, 2004 yılında da aynı üniversitenin İşletme Fakültesini ve 2014 yılında da Adalet Bölümünü bitirerek taçlandırdı.
Doğan Kan’ın edebiyatla ilk tanışması 1977 yıllarına dayanır. O yıllar Mithat Paşa Ortaokuluna yeni başlamıştır. Boş zamanlarında arkadaşlarıyla okulun karşısında bulunan İl Halk kütüphanesine giderek oradan okumak için kitaplar alır.
Klasik edebiyatın büyüsü onu da içine çekmiş, klasik edebiyata karşı içinde büyük bir istek oluşmuştur. Bu etkilenme ileride yazacağı eserlerine de yansıyacak, eserlerinde klasik edebiyatın etkileri göze çarpacaktır.
ROMANLARI:
1. Romanı “Mor Tepenin Etekleri” 2007 yılında (Erguvan Yy) İstanbul’ da yayınlanmıştır.
2. Romanı “Kızgın Demir” ise (SAY-DER) Samsun Yazarlar Derneği Tarafından 2011 Yılında “Samsun’ u Anlatan En İyi Romancı” ödülüne layık görülmüştür. (Etüt Yy. 2011)
ŞİİRLERİ:
3.Yıldızları Özgür Bıraktım (Tunç Yy. 2015) Yazarın ilk şiir kitabıdır.
Yazar romanlarını kaleme alırken yaşadıklarını, gözlemlediklerini, okuduklarını damıtıp bir süzgeçten geçirir. Yazmak, yazar için fedakârlık isteyen büyük bir uğraştır aslında. Eserlerinin uzun bir hazırlık dönemi olur içinde, Okudukları, düşündükleri içinde demlenerek olgunlaşır. Hayalleri, duygu ve düşünceleri gün gelir dışarı çıkmak ister. O zaman yazar için artık üretme zamanıdır.
Tabiatı gözlemler. Bazen kırlarda dolaşırken, gördüğü gelincik tarlasını, nazlı nazlı salınan sümbülleri, rengârenk açmış kır çiçeklerini, dalgalarla oynaşan martıları, gül ağacının dalında feryat figan koparan bülbülü izler. Yaradan’ın bahşettiği tabiatın müthiş ahengi ve güzelliği yazarı da içine çeker.
Yazar romanında bahsettiği olay kahramanlarını ve kişileri gerçek hayattan seçer. Romanda geçen yerler ve mekânlar gözlem yaptığı yerlerdir. Bahse konu olan olaylar ise kurgudur. Burada yazarın okudukları, yaşadıkları, gözlemledikleri devreye girer. İçinde kopan fırtınaları kalemine yansıtır. Duygu ve düşüncelerini harmanlayarak yazdığı eserlerini okuyucuların beğenisine sunar.
Kitabın kurgusu, yazmaya başlamadan önce ana hatlarıyla yazarın zihninde belirgindir. Rotası, varacağı liman bellidir. Yazar ilmik ilmik işleyerek bir oya gibi romanının içerisini doldurur.
“Mor Tepenin Etekleri’nin” yazılma öyküsü şöyledir; Amcasının oğlu Sultan, askerde şehit olmuştur. Ailesi sürekli şehidini düşünür. Şehidine ağlar. Sultan’ın ölümü yazarı da etkilemiştir.
Yazar, romanında şehit ailelerinin dili, yüreği olmuş, “Mor Tepenin Etekleri” romanında askerde şehit olan Mehmetçiklerimizin, geride gözü yaşlı bir anne, gözü yaşlı bir sevgili ve gözü yaşlı kardeşler bıraktığını kalemine ustalıkla yansıtmıştır.
Yazarımızın romanında vermek istediği mesaj, “Bu güzel vatanımıza hep beraber sahip çıkalım, kenetlenerek tek vücut olalım” mesajıdır.
Mor Tepenin Etekleri adlı romanında bahse konu olan olayların birçoğu Samsun’da geçer. Bazıları Çiftlik Caddesinde, bazıları Cumhuriyet Meydanında, bazıları Mecidiye’de bazıları huzur veren Nebiler Sokağında geçer.
Samsunlu iki genç olan Gökhan ile Zeynep arasında lise yıllarında başlayan arkadaşlık saf ve temiz bir sevgiye dönüşür. Gökhan Ankara Üniversitesinde başlayan eğitimini yarıda bırakarak askere gider. Askerde bir çatışmada şehit olur. Gökhan’ın cenazesine bütün Samsun halkı ağlar.
Doğan Kan, ikinci romanı “Kızgın Demir” de, Karadeniz’in başka bir ilinden Samsun’a göçerek, orada demircilik yapan bir baba ile çocuklarının verdiği mücadeleyi anlatır. Sosyal içerikli bir roman olan “Kızgın Demir” de Doğan Kan, Samsun’un yoksul mahallelerinde yaşayan insanların, zor şartlar altında sürdürmeye çalıştığı hayat mücadelesini bütün çıplaklığıyla kalemine yansıtmayı başarabilmiştir.
Yazar bizden önceki kuşaklar ile bizden sonraki kuşaklar arasındaki çatışmalardan, unutulan kültürümüzden, gün geçtikçe bozulan toplumumuzun değer yargılarından bahsetmektedir.
Samsun’un sokak ve mahallelerinin konu edildiği her iki eserinde de yazar, açık ve anlaşılır bir dil kullanmış, romanlarını kendine has bir üslupla kaleme almıştır.
Doğan Kan, İbrahim Tanrıverdi Sosyal Bilimler Lisesi’nin hazırlamış olduğu “Mülakat” adlı eserde yer alarak ülkemizin önemli edebiyatçıları arasına girmiş, 05-06 Haziran 2012 tarihleri arasında İlkadım Milli Eğitim Müdürlüğünün organize ettiği “Samsunlu Şair ve Yazarlar Halkla Buluşuyor” adlı Kitap Fuarına katılmış. Ulusal çapta düzenlenen Kitap Fuarlarına da davet edilmiştir.
Roman yazmak, yazarın çocukluktan beri gerçekleştirmek istediği büyük bir hayalidir. “Mor Tepenin Etekleri” ve “Kızgın Demir” adlı romanları ile bu hayalini gerçekleştirmiş, Yıldızları Özgür Bıraktım adlı şiir kitabıyla da gönüllere taht kurarak “Kubbede hoş bir seda bırakabilmiştir.”
Lise yıllarında arkadaşlarının söylediği gibi “sen günün birinde mutlaka topluma faydalı bir fert olacaksın” düşüncelerini destekler gibi Samsun’un yetiştirdiği önemli şahsiyetleri arasına girmiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.