- 479 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Teröre Karşı Yeni Eylem Planı
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu Hükümetin 10 maddelik yeni eylem planını Mardin’de açıkladı. Tabi açıklarken 90’lı yılların edebiyatını yapmadan edemedi. O yıllarda verilen terörle mücadeleyi açılım ihaneti süresince yaptıkları gibi, saman altından dönemin Güvenlik Güçlerine yıktı geçti!..
Birde üstüne Başbakan Davutoğlu aslan gibi! "kimse ile pazarlık yapmadan" barışın sağlanacağını kürsü de bangır bangır vurguladı.
Yani bir nevi daha önce pazarlık yaptık, oysa şimdi yapmayacağız demek istedi açıkça. Bu cümle üzerine oradan cesareti olan herhangi biri; Daha önceki açılım boyunca PKK ile pazarlık mı yaptınız Sayın Davutoğlu?" deseydi, cevap gayet net olarak "Hayır" olacaktı tabi ki, ama oraya girmek istemiyorum.
Tarih 15 Ocak 2010
Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay Hükümetin Kürt açılımı paketini açıklıyor, basın mensuplarına açılımı anlatırken koftiden cesaret, "kimse yapamadı biz yapıyoruz" cakaları satıyordu.
Bu açıklamada en ilginç olan maddelerden biride; "Yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgari seviyeye indirilmesi amacıyla genelgeler hazırlanmıştır. Bu önemlidir." diyerek sarf ettiği cümlelerdir. Taş atan çocuklar yasası ise açılımın piyangosu olarak Güvenlik güçlerimize musallat edilmiştir.
Peki, neye yaradı bu yol kontrollerinin azaltılması? Elbette ki ne kadar bölücü örgüt üyesi var ise onlara. Zira ellerini kollarını sallaya sallaya şehirlere indiler, gezdiler, hendekleri, yığınakları inşa ettiler.
Yine hatırlatmadan geçemeyeceğim bir husus ise Habur da davul, zurna ile karşılanan teröristlerden olan Lütfü Taş, Öcalan için "Sayın" ifadesini kullandığı için 10 ay hapis cezasına çarptırılınca, Hükümet yeni yasa değişikliği ile bebek katiline "Sayın" denmesi yasağını da kaldırmıştır. Yani her şey terör tarafından, öcalan dilinden yürüyüp gidiyordu.
Açılım rüzgarı hızla devam ederken 8 Şubat 2010 tarihinde dönemin Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çözüm süreciyle ilgili olarak kararlı olduklarını "Ya biz bu meseleyi çözeriz, ya bu mesele bizi çözer.." cümleleri ile tarif ediyordu.
Fakat bugün görüyoruz ki, çözülen sadece macera ve menfaatperest sevenler değil asıl çözülen Vatan olmuştur.
Tarih 30 Eylül 2013
Dönemin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan Demokratikleşme Paketi’ni, köpükten Demokratik ve vefa gösterişli bir tavır ile kamuoyu ile paylaştı.
Yeni paketin içinden Memleket adına süpriz çıkmazken, ayrışma adına bizleri yine yanıltmayan yenilikler vardı!..
Bunlardan bazıları; Farklı dilde eğitim, eski Köy isimlerinin verilmesi ve Öğrenci Andının kaldırılması en dikkat çekenleri idi.
Bunlara istinaden Tunceli Dersim, Diyarbakır Amed olurken, Başbakan Ahmet’te Serok Ahmet olup çıkacaktı..
Yani Açılım ihaneti başladı başlayalı Türk Milleti’ni bütünleştiren hiç bir adım atılmazken, aksine ayrışmanın ve bölünmenin önü terör örgütü ile pazarlık masalarında git gide açılıyordu.
Siyasi iktidar ve PKK’nın Meclis kolu olan siyasi parti öyle güzel al gülüm ver gülüm ayakları yapıyorlardı ki, uyarıları hiçe sayarak, o dönem verilmiş olan Şehitleri Milletimizden saklayarak, terör faaliyetlerini görmezden gelerek 6 Haziran seçimlerine kadar gelmişlerdi..
Fakat bu süreci ilk günden son güne kadar "İhanet" olarak gören ve bu şekilde uyarılarını her dönem açıklayan tek parti ise Milliyetçi Hareket Partisi ve Lideri Sayın Devlet BAHÇELİ olmuşken, yine Aziz Milletimiz son 1 Kasım Seçimlerinde doğruyu söyleyen ve ihaneti açıklayan bu Partiye ve mensuplarına cezayı reva görmüştür!..
Velhasıl ödülünü alan siyasi irade ise, neredeyse her gün verdiğimiz Şehitlerin gölgesinde yeni bir açılım işaretini Mardin’den vermiş ve yeni eylem planını açıklamıştır.
Tatmin olduk mu? Hayır.
İnandık mı? Hayır.
Beklentimiz olacak mı? Hayır.
Kusura bakmasın kimse benim gibi olumsuz ve şüphe ile bakan insanların, bu paketten de Tavşan çıkmayacağı öngörüsünü taşıyor olması bizim suçumuz değil, aksine yaptıkları yapacaklarının kanıtıdır tespiti ile Hükümet ve onun sözcülerinin vebalidir..
Ve son olarak, 7 Ay’da verilen Şehitlerimizin kanları (delilleri dahilin de) bu ihanet senaryosuna imza koyanlardan başkasının değildir, bu böyle biline.
Şehitsiz ve ihanetsiz günlere, dua ile..
YORUMLAR
Baştan sona katılıyorum.sürecin başında bu günü ben de kaleme aldım. O dönemde adımız faşist oldu hala da öyle. Varsın biz bu topraklar için faşist olalım başka TÜRKİYE yok.bizleri makarnacı kesimi anlamaz efendim
Saygımla... Teşekkürler güzel yazınıza