- 572 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KİRALIK KONAK - Roman Özeti
Romanlar vardır, alıp götürür seni yazıldığı dönemlere ve o zamanın kültürünü tanıman açısından adeta birer belgedirler. Klasikleşmişlerdir artık. Yıllara meydan okurlar, aradan ne kadar zaman geçse de dimdik ayakta dururlar, okunduklarında yine aynı hazzı verirler.
Üçüncü tekil ağzıyla yazılan, mekânı İstanbul olan bu romanda; üç kuşakta üç zaman dilimindeki farklılıkları görmekteyiz. Bu farklılıklar; Avrupaî yaşam tarzı zıtlaşmaları, kendi örf ve adetlerine yabancılaşma, aile bağlarının çözülmeleri, üçüncü neslin kendi başına buyruk yaşam tarzları gibi.
Birinci kuşak: Naîm Efendi.
11.Abdülhamit döneminin yüksek kademelerinde memurluk yapmış olmasına rağmen servetine haram karıştırmamış dürüst biridir. Sadece Kanlıca’da yalısı, Cihangir’de konağı bulunmaktadır. Naim Efendi,İstanbul’un İstanbulin devrinde yetişmiş zarif, temiz ve kibar bir şahsiyettir. Tanzimatı Hayriye’nin yetiştirmiş olduğu İstanbulinli İstanbul Efendisidir. Vahşi Asya ile haşin Avrupa arasında duyuş ve düşünce itibariyle Akdeniz kıyılarının bir sentezi şeklinde zuhur eden bir milletin bireyi olarak kendini göstermektedir. Namuslu aile babaları, hiddetlerinde ölçülü, kibar konak sahibi insanlardır.
İkinci kuşak: Servet Bey.
Naîm Efendi’nin damadı olup iç güveyi olarak konağa girmiştir. Duyunu Umumiye müfettişlerinde(Osmanlının dış borçlarına bakan birim).Fransızca bilir.Müslümanlıktan ve Türklükten nefret eden kazasker oğludur. Avrupa yaşantısına hevesli.Bu kuşak, İstanbul’un redingot devrinin düşünüşün, giyinişin üslubu olmayan fırsatçı, gösteriş merakı olan bir zümreyi yansıtmaktadır.
Üçüncü kuşak: Seniha Hanım- Cemil Bey.
Naîm Efendi’nin torunları. Beyoğlunun gece hayatlarında zaman öldürmeyi seven, bohem hayatlarının vazgeçilmez müdavimlerinden olan genç nesillerdir.Paris’e gitmek onlar için vazgeçilmez bir sanatçı(!) hayranlığıdır. Eğlence partileri tertiplerler, yoksulluğu asla kabul etmezler, çalışmadan para kazanmak en büyük tutkularıdır.
Romana bu üç kuşak üzerinden giriş yaptıktan sonra romanın özetine geçmeden önce insanın kendi kendisine sorası geliyor:
Y. Kadri’nin romanların bazıları, neden Anadolu insanına değinmiyor, diye aklımıza gelebilir. Bir kere Milli Mücadele zamanındaki yazarlardan olduğunu unutmamak gerek. Çanakkale Savaşı, Yunan İşgali, Anadolu insanını perişan etmekte, kasıp kavurmakta. İşte gelişen bu olaylar, romanlara İstanbul’da yaşayan yazarlar gözüyle yansıtılmaktadırlar. Genellikle bu yazarlar üst tabakanın okumuş yazmış tayfasından olup Anadolu yaşantısından uzak kalmışlardır. Olaylar, hep İstanbul’da geçmekte hep konak yaşantısından alınmaktadır.
Romanın içine dalarken yine yüz yıl öncesinin İstanbulunu hayal ediyorsunuz. Bütün yaşantı, herkes tarafından izlenmekte, kimin ne haltlar çevirdiği dedektif gibi takip edilmektedir.
Yine bu romanı okuduktan sonra insanın kendi kendine sorası geliyor:
Yüz yıl öncesi olan kuşak çatışması, günümüzde hâlâ devam etmiyor mu, diye.
Yanıtlamaya gerek var mı?
Romanı, karakterler üzerinden özetlemeye gerek var mı bilmiyorum ama kısaca kıyısından köşesinde değinecek olursam şöyle:
Naîm Efendi konağındaki yaşantı, Naîm Efendi’nin etkinliği dışında bütün hızıyla devam etmektedir. Naîm Efendi, emekli olmuş köşesine çekilmiştir. Konaktaki yetki; Naîm Efendi’nin eşi Nefise Hanımefendi’nin ölümünden sonra kızı Sekine Hanıma geçince her şey sil baştan tekrar ela alınır. Hizmetçisinden evin dekoruna kadar zamanın gerektiği şekilde ayarlanır. Hizmetçilerinin başına Fransızca bilen bayan Mdam Kronski getirilir. Saltanat bütün hızıyla devam ederken torunlar Cemil ve Seniha da büyümüşlerdir. Cemil Bey, henüz on sekiz yaşında olmasına rağmen gece hayatına dadanmıştır. Seniha Hanım da henüz on yedisinde olmasına rağmen konakta eğlence partileri düzenlemektedir. Eğlence partilerine gelen ağbeysi Cemil’in arkadaşlarından Faik Bey’le inişli çıkışlı aşk hayatına başlar. Faik Bey, Avrupa’ya gider, Seniha da peşinden. Aralarındaki aşk hayatı bir süre sonra çıkmaz sokağa girer gibi arapsaçına döner. Faik’in kumar borcu ilişkiyi bitirir.
Yaşanan bu gelgitler, Naîm Efendi’yi içten içe eritir ama müdahale etme etse de torunu tarafından dışlanır.
Konak, bir süre sonra kiralığa çıkarılır. Damadı Servet Bey, kiralık bir daire tutup konaktan ayrılır. Naîm Efendi, son günlerini kızı Sekine Hanım her ne kadar yardımcı olsa da konakta tek başına terk edilmiş halde geçirmek zorunda kalır.
Romandaki diğer karakterlerin neler yaptıklarını okuduğunuz zaman öğreneceğinize inanıyorum doğrusu...
Konağın çöküşü ile birlikte toplumun eriyip yok olduğunu görmek açısından bence okunması gereken romanlardan biri:
Kiralık Konak.
Ana fikir: Özenti hayatlar, yapısalcı olmayan hayranlıklar, çöküşe sebebiyet vermektedir.
Başka bir romanda buluşmak üzere; fazla yazma çizmelerle kendinizi oyalamadan okumalarda kalıcı olmanız dileklerimle hoşcakalınız.
YORUMLAR
Naim Efendi’nin çilesi !
Onur ,bazen hiç ummadığınız bir yerde kalır, hiç ummadığınız bir şeye onu feda edebilirsiniz….
Romanın iskeletini oluşturan üç insanın, duyguları gidip gelir, Seniha-Faik-Hakkı Celis’in …Zamanın çarkı öyle bir keskinleşir ki, önüne kattığı her şeyi kendine yine öyle bir sarar ki. Anlık duyguların anlık şehvete dönüşmesi ve o an’lık duyguların getirdiği sonuçlardan insan neden kendini kurtarmak ister? Bedel ödemek için yapılan an’lık zevklere tökezleyen insan, yine insana verdiği zararı neden görmez ?
İnsanın değişimi mi, yoksa dünyanın değişimi mi olaylara neden olur kestirmek zor. Lakin töre denilince mutlaka onun altını dolduran şey, bazen insanın taşımasını zorlaştıracak sonuçlara neden de olabilir.
Çatışma , insanın gençlik çağı ile insanın yaşlılık çağı arasında şiddetli duygu göçünü net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bu romanı, küçük bir konakta geçtiğini düşünmeden, aslında o konağın dünyanın bir değişim yüzü olarak görün. Değişimin ilk önce insanın duygularında ortaya çıktığını düşünerek okuyun. Böylece insandan insana değişen duyguların, düşüncelerin dünyayı nasıl bir yere götürebileceğini kestirmeniz de kolaylaşacaktır.
Bazen, kiraladığımız şeylerin her gün yaşadığımız duygularımız olabileceğini unutmayınız..
İyi okumalar..
saygılar
Ayhan Sarıkaya
Çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılar efendim.
Ayhan Sarıkaya
Selam ve saygılar.
Ayhan Sarıkaya
Selam ve saygılar