İlçemiz İnsanları
İlçemiz İnsanları (ANI)
Nuri (Nurettin)Soysal,
1932 Felâhiye Doğumlu
Emekli İlkokul Öğretmeni
Hala sıhhatli. Yaşıyor.
Kadir Acı’nın İlkokul 1 nci sınıf öğretmenidir.
“Dedem Koca Necip anlatırdı: O zaman Çatal Bekir de vardı, hanedan. Onların her gün odalarına Kayseri’den çıkanlar, Höbek’ten Felâhiye’ye gelirler. Atıynan, eşeğiynen bir gün, iki gün, üç gün, beş gün odasında yatarlardı. Ebem sabahleyin bulgur pilavını pişirir. Derdi ki:
“Git dedene seslen. Çatal Bekir’in odasında.” Ben de:
“Dede. Ebem seni çağırıyor.” Derdim…
Ordan bir tanesi “Bir su ver!” derdi. Bardak elimizde, şöyle el göğüste suyu içene kadar, hazır ol vaziyetinde dururduk. Öyle bir örfümüz vardı. Âdetimiz vardı. Ben hala o örfü, âdeti, o geleneği özlerim.
“Oğlak kıranı” da büyük bir ihtimal Ermenilerden kalan bir adet olsa gerek. Oğlak kıranına Ermenilerde katılırdı. Ermenilerin mali durumu çok iyiymiş Kayserili Ohannis felan vardı. Biz ilkokulda okurken onların ahırlarına giderdik. Ordan pekmez getirirdi. Bizde turşu, pekmez, peynir pek olmazdı. Bunların ekmeği de bol, peyniri de bol, turşusu da boldu. Ahırda “Göz bağlamaca” oynardık. O evden gider, turşu getirirdi. Bidene kız kardeşi vardı “Marta” deyi. Onunla beraber alır getirirdik. Oraya, temiz bir yere sererdik. Evimizde bizim uzun boylu bir şeyimiz yoktu. Biz karnımızı oradan doyururduk. Bir aile gibiydik onlarla. O, Ohannes de benim sınıf arkadaşımdı.
Eski karakol okulumuzdu. Hattı zatında orası büyük bir kiliseymiş. Kiliseyi bozmuşlar, zaten üstünde Jandarma Karakolu ve Nahiye Müdürlüğü vardı. Burasını okul olarak kullanırdık.”
Şimdi ben çok mu çalışkan idim, neydim. Şafanan, ezanınan beraber kalkardım. Evlerimizde bir idare (lamba) vardı. İdareyi yakardım. Pencerenin önüne kordum. Papazın evi bizim mahalledeydi. Muntazam bir evdi. Karşılıklı odaları vardı. Tandırı vardı. Arkasında samanlığı felan vardı. Önünde çok büyük bir bahçesi vardı. Cevizinden kaysısından, vişnesinden türlü ağaçları vardı. Çok büyük bir bahçeydi. Papazın evinin pencereleri her evde yoğudu. İşte Garipraam gibi, Çatal Bekir gibi oranın ileri gelen eşraflarından üç/beş kişinin öyle muntazam çerçeveli evi veya penceresi varsa vardı, yoksa yoktu.
Evin önünde ders çalışırdık. İçi gaz(yağı) dolu, fitille yanan bir idaremiz vardı. İçine gaz konulurdu. Ne kadar is çıkarırdı. Ben burnumu temizlerken simsiyah kurum çıkarırdım.
Sabahleyin, erkenden, sınıf başkanı olduğum için. İki tane de nöbetçi vardı. Sınıf başkanı deyince; hamallık yapmışız. Şimdi düşünüyorum da. Erkenden giderdik. Okulu açardık. Okulu silerdik, süpürürdük. Sobayı yakardık arkadaşlar gelene kadar. Neymiş! Filan “Başkan” desinler. Bir öğretmen vardı, 5 tane sınıf vardı. Tek hatırladığım ilkokul öğretmenim; Erkiletli “Biberci” derler, uzun boylu, babayiğit, fötür şapkalı birisiydi. Ölmüştür. Allah rahmet eylesin!
Kadir ACI
Kayseri/Felâhiye
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.