- 437 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Belki de yanılıyorum..
“Sana bunu nasıl söylerim bilmiyorum. Benden hep uzaksın. Bana yakın ol, elimi tut demiyorum. Ben sadece. Biliyorsun işte! Yine yalnızım. Bir kış günü yağmurun altında, darmadağınım. Bir eylül günü, ilkbaharın ardında tedirginim. Bir düşüncenin içinde, kayboluyorum. Seni görmenin mutluluğunu içimdeki özlemle ödüyorum. Sonra insanlar o özlemi alıyorlar, kullanıyorlar, geri kalanıyla bana hüzün yolluyorlar.
Biliyor musun? Üstündeki kırmızı elbise sana çok yakışıyor. Önce görmezden geliyorum. Sonra derin derin bakıyorum. Burnun mu uzamış ne? İlk gördüğümde tanıyamıyorum. Bir kış günü yağmura kapılmıştık seninle, gökyüzündeki yıldızın kaymasını beklerken üşümüştük. O gün hayattaki en büyük, en saf hatayı yapmıştık. Belki bilmiyorsun ama kış günü hiçbir yıldız kaymazmış sevgili. Onlarda insanlar gibi yağmurun yağmasını izlermiş ve en kötüsü onlarda ıslanırmış. Yıldızlar kış günü kaymaz intihar edermiş. Sen o günü unuttun mu? Hani bulutlar sana hasret kalmıştı, yağmurlar sana olan özlemi anlatmıştı. Gitarım bizim şarkımızı söylemek için saygı duruşuna geçmişti. Hayallerin bu günün resmini çizmen için duygularına haber salmıştı. Güneşi çizecektin, gecenin en kuytu yerinde, karanlığın derinliklerinde. Yıldızları çizecektin, sabahın ilk saatlerinde. Zamanın hızını çizecektin, sadece ikimiz görebilecektik. Zaman hızla akacaktı, insanlar bunun ne olduğunu anlamayacaktı. Cesaret edemedin değil mi? Ben bu aralar çok yalnızım. Sana söyleyemiyorum… Dudaklarım kanıyor, dilim tutuluyor…
Yutkunamıyorum…
Belki de yanılıyorum…
Büyüdüğümde yeşersin diye beslediğim umutlarım, o ağacın kökünü en sevdiğim arkadaşımın ellerinde buluyorum…”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.