- 167 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kerim’ce Güzellemeler -38–
Kerim’ce Güzellemeler -38–
Suriye’de milyonlarca mülteci kabul ederken, ülkemizde de mülteci durumuna düşenler olmaktadır. Ülkenin Doğu ve Güneydoğusunda çatışmalar olmakta, şehit haberleri alınmaktadır. Yürekler yanmakta, ciğerler parçalanmakladır. Bu acıyı tarif etmek mümkün değil. Ancak başına gelen bilir. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor, kavuruyor! O nedenle, her şehit haberinde yasa gark oluyoruz. Devletin sayısız imkânı heba oluyor. Geride kalanlar için mağduriyetler yaşanıyor. Afgan, Azeri, Irak, şimdi de Suriye gibi olan trajedilerle karşı karşıya iken, şimdi de Doğu ve Güneydoğu’da oluşacak bir trajediyi kaldıracak ruh halimiz kalmadı. Her ne kadar günlük yaşamda çalışıp çabalasak da, sürekli kafamızda, beynimizde, yüreğimizde, endişe ve kaygı içerisinde meydana gelen gelişmeleri izlemekteyiz.
Tek istediğimiz, en büyük temennimiz, en kısa sürede çatışmaların son bulması, yöreye ve ülkeye yeniden barış ve huzurun gelmesi, şehit haberlerinin gelmemesidir.
***
Bakınca üst perdeden, bir zengin,
Taş gibi yüreği, sanki engin,
Fakiri, fukarayı azarlar,
Bilerek mezarını kazarlar.
Derdi bir yakınım, Allah selamet versin.
***
Dünya da ki mevcut terör örgütlerine arka çıkan, her türlü desteği veren güçler, savaş kâr’ı ve zararını iyi hesap ettiklerinden olsa gerek, var güçleriyle terörü beslemeye devam ediyorlar. Ne acıdır ki ülkemizde buna alet olmaktadır.
Eskiden savaşlar topla, tüfekle yapılırdı. Şimdilerde öyle değil. Ülkeler savaş bilen toplum mühendisleriyle belirlenen belli bir plan ve program çerçevesinde ülkelerin içini boşaltıyor, kardeşi kardeşe kırdırtıyor, etnik ve mezhepsel çatışmalar körükleniyor ve çökertiliyor. Bu emperyalist güçler kendileri yapmayıp, maşa olan işbirlikçileriyle yaparak, hem ellerini kirletmiyorlar, hem de mevcut savaşın içerisinde direkt yer almıyorlar. Belirlenen ülkeyi parçalamak ve yok etmek amacıyla ellerine silah verdikleri işbirlikçilerini sürekli kışkırtarak, uzaktan seyre dalıyorlar. Günü ve zamanı geldiğinde de son darbeyi vurarak tamamen çökertiyorlar. Dünyada bunun sayısız örnekleri vardır.
***
Kendi yapmış gibi, caka satar,
Yiyip, içer, üzerinde yatar,
Muhteris adam, zavallı olmuş,
Sanırsın Allah’a iyi kulmuş.
Derdi bir yakınım, Allah selamet versin.
***
Yaşadığımız bu zaman da ekonomik olarak çok çıkmazlara girdiğimizden, aşırı müsrif olarak israf etmemizden, tüketme çılgınlığından olsa gerek, borçlanmak veya borç almak kaçınılmaz bir hal almaktadır. Hele “ borç yiğidin kamçısıdır” diyerek, borç alarak, borçlanmayan özellikle ücretli çalışanlar olduğunu düşünmek mümkün değil. Bu şekilde, özellikle gerek kredi kartları ve gerekse krediler almış olarak bankalara borçlu olmayan yok gibidir. Hesabını kitabını yapmadan ve ayağını yorganına göre uzatmamaktan kaynaklanan borçluluk hali, ahvali; çoğu kez başlarını belaya sokarak, insanı çeşitli sıkıntı, bela ve musibetlerle karşıya bırakır.
***
Rekabet edilir, yönetilir ya da itaat edilir. Rekabet edemezsen, yönetemezsen, ancak itaat edersin ki, bu kölelikten başka bir şey değildir.
***
Hadis-i Şerifte deniliyor ki; “Utanmadıktan sonra, dilediğini yap!” Ar damarın çatlamışsa, utanmıyorsan (Kendinden, ailenden, çevrenden, toplumdan), yüzün de kızarmıyorsa, istediğini yapabilirsin!
***
Esnaf arkadaşa uğrayınca; “İşler nasıl?" diyorum. “Çok şükür oturuyoruz!" diye cevap veriyor. Ne güzel oturmakla da şükür edilebiliyor demek ki! Helal olsun vallahi! Bu ne teslimiyettir!
***
Kuş yavrusuna öğüt veriyormuş. “Bak çocuğum eğer eğilen birini görürsen, hemen uç, çünkü yerden bir taş alıp, sana atacaktır." Yavrusu "peki eskiden elinde taş varsa, ne olacak!!” diye cevaplar. Bazıları vardır, siz ne kadar nasihat verirseniz verin, neler anlatmaya çalışırsanız çalışın, onlar daima kendini düze çıkaracak, haklı gösterecek bir bahane bulurlar.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.