- 693 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Xizir Günleri 2016
XIZIR GÜNLERİ 2016
Bu gün 4 Şubat 2016 kutsal Perşembe günü Xızırın 1. Günü olarak Niyetlendik Niyaz ettik kapımızın Eşiğine- Nıyazettik Bahçemizin ağacına. Niyet ettik Gönlümüzün sevdasına. Başladık Nefsimizin diyetine. 7 Gün lük Xızır Niyetini (’’ Oruçlarını’’) başaltmaya.
Ben bu Gulbanglabaşladım. Sizlerde içinizde ve Gönlünüzde geldiği gibi bir Gulbangla Niyetlerinize nefis pehrizinize başlıyabilirsiniz.
“ YA XIZIRÊ SÊR KÊLEK Û GEMÎYAN.
YA EVLÎYAYÊ EZMANÊ ÇÎYAN.
YA BAWÊ BEXAWDÎ Û BEKÊSAN.
YA MELEKÊ Dİ SER ERDÊ Û EZMAN.
YA SİWARÊ HESPÊ REWAN.
YA ZÎYARETÊ SERÊ GAZAN.
YA HÎVA ZERÎN, YA MELEKÊ Dİ SERÊ SİBÊ.
PEŞTA BEGEŞİNE FEKİR FUKARAN, ŞUNDA Jİ JIMERA.
HÛN DERMANÊ HEM Û DERDAN.
DERDÊ BÊDERMAN MEDEN KESÎ
MURADE HEMUYAN BEDIN
MURADE KESÎ DI ÇAVANDA MEHİNÊN.
YA SİWARÊ PEŞÎYA ROWELATÊ.
YA HÊQ, YA ELÎ , YA XIZIR, YA XIZIRÊ QAL
HEQ KEBUL BI KE ‘‘
Türçeye çevirisi (Ya Yelkenlilerin Gemilerin üstündeki Xızır. Ya Dağların Göklerin evliyası .ya yerin ve göğün meleği.Kimsesizlerin sahibsizlerin sahibi. Ya hızlı atın suvarisi. Ya tepelerin üstündeki Ziyaret. Ya A altın renginde ki sarı ay, Ya sabahın melekleri. Önce fakir fukaraya yetiş , daha sonra bize. Siz sınız tüm dertlere derman sınız. Dermansız dertleri kimseye vermeyin. Herkesin muradını verin. Kimsenin muradlarını gözünde bırakmayın. Ya Güneşülkesinini koruyan suvari. Ya Hak, Ya Ali, Ya Xızır, Ya Bilge Xızır. Hak kabul etsin.)
Alevi Kızılbaşların Hak-Muhammed-Ali’den önce çağırdığı ve yakardığı; zorda kaldığında medet umduğu kutsal şahsiyet Xızır’dır. İnanca göre, çağrıldığı anda ve yerde hazır olabilen, insanoğlunun imdadına yetişebilen ölümsüz bir güç veya üstün melektir Xızır. Koçgirili Kızılbaşlar Kışın zor geçen şartlarına uygun olan ve Ekonomisi torağa bağlı Feodal bir düzen içinde Haq yolunun ibadetlerini Kış aylarına yaymıştır. İnsanlar kışın sadece Ahırlarındaki Hayvanlarına bakarlarken Zaman bakımındada. İbadet yapma olanakları fazlalaşmış oluyor. Bu zamanı en iyi şekilde yola hizmet etmekle , Vucud ve Nefis pehrızleri ile arı olma günlerini 3 kere 40 güne yaymışlar. Bu 3 Aydan 1. Gağan Ayı 21 Aralık Gün dönümü ile başlar Ocak sonu ile Şubatın ilk haftasında sona erer ve burda Xızır Ayı başlar 20 Martta biter. 21 Marttaki Gündönümünde Gece ile Gündüzün birbirinde razı oldukları ve Terazisi , Tartısı doğanın bereketi ve rahmeti le eşit olduğu bu günde Nevruz ayı başlar 5 / 6 Mayısta sona erer. Bu 3 Aylara aynı zamanda Çile aylarıda denilir. Pirlerimiz, Murşidlerimiz, Reyberlerimiz ve Kamil insanlarımız bu aylarda Vucud ve Nefislerini PAK etmek icin 40 günlük Pehrize başlıyarak Kendi kendileri ile muhasebe ve kendi özlerini dara çekerek kendi özlerine hesap verirler. Bunu nasıl yaparlardı. Pehriz ( Oruç) la başlayıp Günün her Anını Haq , Uluları, Ziyaretleri ve Evliyaları anarak , Oturarak, Yürüryerek mümkün olduğu kadar Isız yerleri seçerek kimsenin olmadığı yerlerde Kendilerini, özlerini kendi Vijdanlarını dara çekerek Pak olmaya çalışırlardı. Bu çilelerden Sonra Pirlrini, Ziyaretleri, Atalarının Yattıkları Toprağı ( Mezarları) ziyaret ederek Lokmalar dağıtır ve Gulbanglar okuyarak evlerine Ailesine dönerlerdi.
Kısaca Gağan da Perşembeye gelmesine dikat edilir. Buda Aralık Ayında 21 Aralık ile 25 Aralık arasındaki Perşembe gününe denk düşecek şekilde Pehriz ( Oruç) olunur. 1 ile 3 gün arasında Niyet Pehrizi yapılır ve Cem aynı yapacak Pir , Rayber veya Murşid varsa mutlaka Cem olunur. Bu önderler yok ise Aile kendi arasında yada komşular bir araya gelir Lokmalar yenilir gulbanglar okunur. Su dökülmez kapının önüne süpürge vurulmazdı ve gağan ayında Hatta bu 120 günlük çıle aylarında her Perşembe Niyet edilir (Oruç tutulur) komşulara Nıyaz lokması dağıtılır. İlk 40 gün sona ereince . XIZIR günleri başlar. Yukardda yazdığım gibi Xızır Ayı 40 gündür. Bu 40 Gün içerisinde mümkün olduğu kadar Şubatın 2. Haftasında Perşembe Akşamı. Gün Hesabına göre yanı Çifçi takvimine göre Ocak son haftasında başlayıp Şubatın ilk Prşembesi Xızır gecesi olacak şekilde Nefis ve Vucut Pehrizine ( Oruca ) başlanır ve Xızır gecesi Cem olunarak Vucut ve Nefis pehrizimizi sonlandıra bilinir. Tabiki istiyen 40 günde niyet edebilir. Xızırda Oruç Niyetleri Hefte Mallara göre yapılırdı Hefte Mal 7 Ev, Bir Hafta demek tir. Demekki Xızır Orucu niyeti, pehrizi 3 gün değil 7 gün olmalı. Bu birinci Heftemal yani birinci Cemre 7 Gün. Isının Havaya düşmesidir. 2. Heftemal ise gene Çifçi Takvimine göre hesaplanmalıdır. Buda 1 Mart ile 9 Mart arasında dır 5 gündür Pazar gününde başlanarak Niyet edilir (Oruc Tutulur) Niyetin son günü Prşembe gününü gelmesine mutlaka dikat edilir. Ve Perşembe akşamı Cem olunur . Pir, Reyber Murşid yokas Komşular ( bu arada belirteyim Musahibler birbirlerine yakınlarsa mutlaka her akşam birlikte niyazlarını yapmalılar.) toplanıp Cem olurlar Lokmalar yenilip Gulbanglar okunulur. 3. Heftemal 3. Cemre ise Toprağa düşer. 1. De Havayı ısıttı, 2. De Suyu ısıttı. 3. De Toprağı ısıttı. Ve Cemreler tamamlandı Kışda yerini bahara bırakır.
3. Heftemalda son gün 20 Marttan önceki son Perşembeye gelecek şekilde 12 gün Niyet Pehrizi ( Oruç tutulur ) ile Vucuden ve ruhen PAK olunur ve her gün komşulara Lokmalar çıkartılırken Perşembe Akşamına denk gelen son gün yukarda anlattıklarım gibi Cem olunur lokmalar yenilir Rızalık alınıp verilir , Gulbanglar okunur böylece eskiye yani Kıştan rızalık alınır ki Malımız , Davarımız , İnsanımız kıştan havanın kötüşartlarında kurtulup bahara geldığine Teşekür eder. Ayrıca 21 Martta Nevroz içinde 1 gün Niyet edilir ( Oruç tutulur) bu Niyete ( Oruca) yeni yıl Niyeti ( Orucu ) denır. İşte tamda 3. Heftemalın içinde önemli bir inanç rütüeli vardır. Buda yeni kesilmiş iki kuşburnu çubuğu birbirne bağlanarak içinde özelikle çocukların ve yetişkinlerin geçebileceği bir şekilde 3 sefer Başlarında aşağıya doğru indirilip yere değdirilip ayakların altında çekilip alınırken. Bozatlı Xızır tüm uğursuzlukları, hastalıkları, kötülükleri senden uzaklaştırsın diyerek gulbang verir. Dilbizden Nefes Pirden olsun der.
Not.: Geçenlerde Kaynım Kemal ile Eşi Gülseren bizleri ve Büyüklerimizle Türkiyeden gelen Misafirlerle Akşam yemeğine davet etmişlerdi. Xızır sofralırını bol ve bereketli eylesin Bizlerde bir aradyken zamanı değerlendirmek istedik ve yukarda yazdıklarım üzerinde sohbet ettik. Aliye Yılrdırım Misafirimiz İstç dan. Dursun Yılmaz Abi ile Eşi , Xalojınım Güllü ile Xızırı, Gağanı, Heftemalları ve Alevi Oruçları ile Ziyaretleri üzerine sohbet ettik. Ve yukarda yazdıklarımı vede daha fazlasını tastik ettiler. Aleviliğin gerçeği böyle olmalı dediler.
Ayrıca Niyet Pehrizlerinde Perşembe Günlerü Gağan da, Xızır da köyün yakınındaki bir Ziyarete gidilir bu gidişin çoğu zaman yalınayak yapıldığını ve İtikatın en yükseği burda yapılır ikrarlılar burda birbirlrini kucaklayıp Lokmaların, Niyazların kabulu için Kirevelerin, Musahiblerin bir nevi ikrarı pekiştirme ziyaretleri olarak kabul görür dediler. Lokmalar dağıtıılıp Rızalık alınıp verilirken varsa küskünlük, dargınlıklar bu ziyaretlerede rızalıkla bir birlerine bağlanıp kucalklaşırlar. Ziyeretten dönüldüğünde köylü konu komşu tekrar birbirlerine niyaz edilip herkes evlerine giderken ayrılık anında tekrar rızalık alınıp verilmesine dikkat çektiler.
Bu Xızırda kış kıyamette bu nasıl bir Sevgi, nasıl bir İtikat ki yalın ayak ziyarete gidilip geliniyor. Bu AŞK ı yakalıyabilmektir bence Alevilik. İnaç ve İtikat olarak bizlerde bunu yakalyabilirsek Alevi olduğumuzdan rahatlıkla bahseedebiliriz. Oysa çoğumuz desinler diye kendi Egomuz içinmi Aleviyiz. Bunu fark etmeliyiz. Bu Egonun , içimizdeki Kinin, İstekelerin farkına varmalıyızki. Biz nelerden vaz geçmek zorunda olduğumuzunda fakını burda bulmamız gerekmektedir.
Alevilikte hep istenir verilmez Xızırdan yardım isteriz, Topraktan bereket isteriz, Yağmurdan yada Göken Rahmet isteriz. Haktan Çocuklarımıza, yakınlarımıza saglık isteriz, Pirimizde şefaat isteriz, Dar isteriz, didar isteriz. İsteriz hep isteriz sonsuza dek. Tüm bu isteklerimiz yetmiyormuş gibi Xızırı yardıma çağırdığımızda yanımıza gelmesini isteriz, Tanrıyı, Haqı hep çağırırız yanımıza gelsinler diye. Demekki biz kendimizi bilip onları çağırabilecek kadar PAK ve Saf olmalıyızki Istemlerimiz kabul olabilsin. Sen çağırırsın o üşenmez gelir senin için ne gerekli görüyorsada onu yapıyor.
Öyle ise Hakın, Pirin, Murşidin, Reyberin, Ziyaretlerin, Suyun, Toprağın, Ateşin, Havanın velhasıl Evrende var olan görünen görünmeyenlerinde sende mutlaka isteği yada istekleri olacaktır.
Hani birbirimizde Razı olup Rızalık alıp veriyoruz ya. Yani her zaman yapılan her şeyin bir karşılığı vardır olmalıda. Sen çalışıyorsun emek veriyorsun bu emeğin bir karşılğı var işte bu HAK tır. Yani Hak senin, sen Hak sın. Peki sen bir işte harcadığın bu gücün karşılığını Rızalıkla aldın diyelim. Tanrıyı , Hakkı, Piri, Xızırı çağırıyorsun onler senin yanına geliyorlar, isteğini yerine getiriyorlar bunu getirirken karşılık beklemiyorlar. Fakat doğanın bir dengesi var boşaltılan yerin dolması gerekir, Tohumun çürümesi gerekir ki yeniden hast verebilsin. Su buharlaşmalıki yağmur yağabilsin. Kısa bir iki örnek verdim. Yani hep Rızalık , Razılık var bunu dile getirmeden yapılması çok önemli, belki doğanın var olan bu dilini anlamamız gerekiyor. İşte o dilin içindeki SIR Aleviliktir.
Peki sen Talip İnsan olarak burda neyi yapamıyorsun. Doğada rızalık alıp verebiliyormusun. Pirine, Reyberine, Hakka, Tanrıya , Xızıra ve diğerlerine senin bildiğin veya bilmediğin senin için yapılanlara nasıl karşılık verebildin nasıl vereceksin. Onlardan nasıl Razılık aldın veya verdin. Doğadan geldin, Doğayla beslendin büyüdün doğaya yani toprağa dönerek bedenini ona verevek ondan aldıklarını geri verek rızalık verdin. Bu doğal olan bedensel olan görünen zahiri olan doğal olaylardır buna biz devriye diyoruz. Hic bir şey ölmez var olan madeler kaybolmaz don değiştirir anlamı yada SIRRI burda yatmaktadır.
Bunula yani toprağa teslim olan bedeninle sen henüz tam rızalığa eremedin. Zira daha bir CAN / RUH var onunda PAK olması gerekmektedir. Rizalık alıp vermesi lazım. Pirinde, Murşidinde, Hakında, Evrenin her Zeresinde , komşunda , eşinde , çocuklarında velhasıl herkesten , herşeyden Rızlık almalısın, vermelisin ve onların CAN dan razı olması gerekırki Kamil olabilesin.
Peki bu nasıl olaur.: Bu Xızır günlerinde pehriz yapıyoruz ( Oruçtutuyoruz) eğer göründüğü gibi bedenimizi yemekden sudan vaz geçiyor ve uzak tutarak bedenimizi pehrize alıyorsak, CANIMIZI / RUHUMUZUDA pehrize alıyoruz CANIMIZ / RUHUMUZ için nelerden vaz geçebiliceğiz bu beden isteği değil vaz geçeceğimiz. Ruhen vaz geçeceğimiz istekler daha çok manevi nefis le ilgili. Bedenin her türlü istek ve arzularına gem vurduğumuz gibi bazi görünmüyen fakat bizim daima görünmesini istediğimiz isteklerimiz var Ör. İmajımız, Giyimimiz, Kariyerimiz, Toplum içinde ve mesleki Mevkimiz, gibi bizlerin sadece egosunu okşiyan şeylerden nasıl uzak dura bileceğimiz. Nefis konusunda bedensel isteklerimizden nekadarında vazgeçebileceğimize bağlı olarak bizim CANIMIZIN / RUHUMUZUN pehrizine hizmet eden etkenlerdir diyebiliriz. İşte bunlardan vazgeçebilmek yada nekadarında vaz geçebileceğimiz bizi kamil olma yolunda hedefe yaklaştıracaktır.
Bunlar vazgeçmekle yada bunlardan uzak kalmakla yapacağımız RUH pehrizidirler.
Birde Toplumun Ahlak ve Terbiye kuralları var onlarıda yerine getirmek gerekmektedir. EDEB li olmak Eline Sahib olmak Ellerin sana ait olmayan hiç bir şeye sahiplenmemeli. Çünkü Eller birer üretim, birer Dostluk arcıdır. Ellerinle üretir Rıskını kazanıp HAK edersin. Burda birdaha HAK ile karşılaştık HAK yine sende var oldu. Ellerinle düşeni yerde kaldırırsın ona yardım edersin o senden razılık almak zorundadır. Sen HAK ını helal ediyorsun. Burda yine HAK sende. Hak ellerinde doğuyor ve Ellerin seni Hak lı kılıyor. Yani Ürettiğinle , Elinle verdiğin lokma ile, yardımla Eline sahib olurken HAK ına sahib oluyorsun.
Diline sahib olman gerekiyor. Başkasının arkasında konuşmayacaksın, sana söylenmesini istemediğin hiç bir kelamı başkası için söylemiyeceksin. Kısacası dedikodu yapmıyacaksın. Kimseye iftira etmeyeceksin. Gördüğünü gerekmediği sürece ortalık yerde söylemiyeceksin. Bazı laflar var halk içinde söylenir , bazı laflar var Hulk için söylenir bunlara dikat edeceksin. Yani Dilinle kötülüklerin söylemesini önleme pehrizine alacaksın. Bu Pehrizi Bedenini toprağa teslim edene kadar ve CANINLA Hakka gidene kadar tutmak zorundasın.
Bu Pehrize rağmen dilinle Sevgini anlatacaksın, Güzellikleri anlatacaksın, Hak kelamlarını dillendireceksin. Erenleri , Evliyaları, Pirleri Muşidleri Geçmişlerini ve Ziyaretleri Hakka yürüyen canların için Gulbanglar okuyacaksın Kısacası HAK kelamlerını dilinle söze dökeceksin. HAK burda senin dilindedir. HAK dilde.
Beline Sahib olacaksın. Bedenin Nefse hüküm gelmesini engelleme pehrızidir. Burda Genelde halk arasında söylenen Helalin dedahil olma hali ile Niyet zamanlarında içtima olmayacaksın. Bu Pehriz Helalin dışında Hakka yürüyene kadar tutulması gereken önemli bir Pehrizdir. Yani burda birlikte Musahiblerine ikrar verdiğin eşin Niyet zamanları dışında ihmal etmeyeceksin. Bunada dikat etmen gerekli.
Belinde HAK için Üretim yapmak zorundadır. Çocukların doğması gerekir. Bir Ak Mürekebin Al kanla buluşması İnsan neslinin üremesi gerekmektedir. Hakka yürümüş Canların Devriyesine yeni beden gerekmektedir. Yeni bedene direk Haktan gelen bir CAN ile Nefes bulacaktır. İşte bu üretimle bir Beden bir CAN Olacak. Bu bir devriyenin başlangıcıdır. HAK bu anlamda Kendisidir Bedenle birleşen. Sen burda HAK ın kendisiyle direk bir temas durumundasın. Er CAN isen Ak mürekebi Hakka sen sundun, Bacı Can ise Alkanı Hakka sensundun. Burda CAN eşitliği tamamlanmış oluyor.
Bu Devriyede Xızır Güleriniz Mübarek olsun Niyetleriniz, Niyazlarınız kabul ve Makbul olsun. Xızır yardımcınız olsun. İşleriniz hayırlı, kazançlarınız bereketli olsun. Sofranız bol Misafirleriniz daim olsun. Yüreğiniz Aşkla dolsun. Gönlünüz hoş olsun. Hanenize Xızır uğrasın bolluk , berekerle dolsun . Muratlarınız hasıl olsun Pehriz nıyetleriniz kabul ve makbul olsun . Dil bizden nefes Pir H. Hünkarımızdan olsun Gerçeğe HÜ
XIZIR KİMDİR KISACA
Xizir HAK katinda nelere imza atmiş.: Bu bizim için hazir ve nazir olan Mubarek kimdir.
Rivayet edilirki . Duri Meknun Kitabinda anlatilana göre.:Yeşil-Kandilde sadece Nurlarin var olduğu bir zamanda bu Nurlara 7ler hizmetteiken. 7 lerle 12 ler arasinda bir ihtilaf çikmiş kann davasi güdülüyormuş Şahe Merdan Hak, Xizira bir görev verir der ya Xizir git bak bakalim 7 lerle 12 lerin arasindaki ihtilafne ve onu çöz bana bildir.
Xizir Tanrinin varliği ile var olan illahi ilmin sahibi bir zattir. Aleviliğinde Ölümsüz olan Piriri olsa gerek.
Bu 7 lerle 12 ler arasindaki davayi da öyle bir adalate bağlarki. 7 lerle 12 lerin arasinda evren var oldukça birdaha bir incitici olayin olmayacağini Şahe Merdana bildirir. Hak Tanri burda (ŞAHE MERDAN dır NURU NACİYEDİR) sorar
Nasil yaptin ya Xizir.:
Ya Rabbim ben sadece senin emrin doğrultusunda.: Sevgili nurlarin 7 lerle 12 lerin arasinda İkrar bağladim. Onlari birbirleri ile Kivra ve Musahip yaptim. Derken aleviliğin temellerini atmiş olmuyormu. Yani Nuru ikrarı tamamlamış olmuyormu. Buda Aleviliğin başlangıcı olsa gerek. Kalu Belli işte burasıdır desek yanlış olmayacağı kanaatindeyim.
Alevi İlimine , İkrarına ve yaşam anlayişina uygun olan bu illahi teceli aleviliğin Tanrı katındaki başlangici olmasi gerekir.
Bu demektirki Xizir Alevilerin Kizilbaş Kürtlerinin yasaklanan yok sayılan ölümsüz Piri, Murşidi, Reyberi ve Hizmetkarıdır.
Bizim kalu beli dediğimiz, belli olan La Mekan değile ille Mekanı olan Tanri katindaki kutsal zatimiz Xizirdir ve öylede kalacak.
Bu anlattiklarimi içeren zamanda ne yer ,nede gök mevcut değildi bunlar sadece bir nokta halinde idi. Bunoka yaşamin başlangiç noktasi olan ‚Noktayi vahit‘ yani bir Işıktı. Erenler Pirlerimiz, Amcalarım ve Babam Seyid Kekko derlerki yaşam Noktayi vahiten başlar Noktayi vusalt ta sona erer.
Bilim adamlari da şöyle bir kaniya varmışlar eğer zamanı geriye doğru götüre bilsek birdaralmanin olacağını ve büzüşerek bir nokta haline gelebileceği kanisina varmişlar.
Biraz önce bir Noktada yani Tanri katinda bahsettim. İşte orasi Yeşilkandildir Nurdan oluşan . ( burda yine bir topnurdan bahsettik işiktan yani Güneşin noktasinda) bu nokta bir gün patlayarak evreni oluşturdu.
’’Bu patlama sonucu 4 doğuş oluştu 1. Doğuş ateş koz, qozi oldu, 2. Doğuş ateşten hava doğdu 3. Doğuş havadan su ab doğdu 4. Doğuş sudan toprak doğdu.
Ateş, hava, su, toprak işte bu vucut demektir. Bu ayni zamanda doğuş demektir.’’ ( Haşim Kutlu)
Vucudun can bulup cana gelmesi, toprağin dğuşu ile 4 lü doğuştan sonra insana kadar.3lü bir doğum süreci geçer. Burda birinci bitkiler cana gelir, bitkilerden 2.olarak hayvanlar cana gelir, hayvanlardan 3. Olarak evrimleşerek insanin vucut bulduğu kabuledilir. (Darvin)
İnsandanda Kamil insan yani Ehli Kamil ve ordanda Enel Hak Mertebesi vardirki işte burda durmak gerekli.: Alevi zat bunoktada kendini bilen, höşgörülü, insan ayirimi yapmayan herkase saygili olan, dünya malinada gözü olmayan gözünü doyurmuş, nefsine Hakim gelmiş kişilerdirki, bunlar geldikleri Noktayi ‚Noktayi vahit‘ ve gidecekleri noktayi ‚ Noktayi Vusalt’i düşünürlerken kendilerini Tanriya Hakka adamiş Veliler ve Ululardir.
Tanriya varmak demek o son noktaya ulaşmakla mümkündür ki buda evrenin yeniden geldiği yöne dönerek gitmesidir. İnsanlarimizin Xizir ve benzeri cemlerde evren gibi hem kendi etreflarinda hemde ortadaki sembolik olarak Güneşin yerine konulan Cerağin etrafinda Semah dönmeleri ile Xizir‘in gösterdiği yoldan gitmesi demektir.
Burda varmak istediğimiz sonuç şudur. Alevi Yolunun mimarı, pılanlayıcısı Xızır dır. Bu anlamdada Xızır tüm kutsalıkların önündedir. Yani Yolumuzuda gerçeğe Xızırla varabiliriz. Bu anlamda Alinin, Muhammedin, Ehlibeyitin ve Onikilerin de önünde yer almaktadır. Geçeğe HÜ ya Xızır.
Evreninde kendi içinde kendi etrafinda dönmesi, birde Güneş lerin büyük yıldızların etrafinda dönmesini düşünürsek. Yani bütün evrenin teker, teker Güneşin, Güneşlerin ve Yıldızların etrafinda Semah dönmesidir.
Demek ki ilkçağlarda beri var olan insanla birlikte Güneşinde, Xızrında var oluşu hazir nezir oluşuna delalettir. Güneş bir nurdur Xızır’da bir nurdur. Öyleise Xızırın Güneş olmamasi için bir neden yoktur.
Mademki bukadar Xızıra inancımızada var ohalde oda güneş gibi her sabah üzerimize doğacak tarlalarimiza ve hayvanlarimiza vede dünyamiza bereket dağitacaktir.
Xızırın kim olduğunu nasıl bileceğiz. Xızırı bizlere anlatannlar aksakallı nur yüzlü yaşlı biri olarak beyinlere nakşedilmiş. Tabiki böyle bir bilgeylede karşılaşabiliriz yalnız bu çok büyük bir mucize demektir. Böyle gördüğünü sölüyenlerin sayısı bir haylı kabarık. Fakat bu herzaman böyle olacaktır denilemez.
Biz farketmemiz , his etmemiz gerekmektedir. Dara düşmüşüz, Çaresiz kalmışız, herşeyin sonu geldi diye düşünürüz, Gurbete gitmiş yakınımzda haber alamayız. Gelirimiz yetmiyor açlıkla karşı karşıyayız. Çareler tükenmiş, Işık sönmek üzeredir sen sıtkı bütünle tüm itikatınla YETİŞ YA XIZIR dersin bakarsın bir tanıdığın yada herhangi biri orda geçiyor ve sana yardım ediyor ve seni osıkıntıdan kurtarıyor. Gurbetteki yakınında haber geliyor, Hastahanede amalıyat masasında kurtuluşu mümkün görünmeyen hasta iyi oluyor. Burda kimin neden nasıl yaptığını bilemiyoruz. O şahsın yada o çarenin o anda belirmesini his etmek gerekir. İşte O HİSİ farketiğin an Xızırı fark etmiş olursun. Bu şu demek biz çıplak gözle Xızırı fark etmemiz bir mucızedir. Fakat yüreğimizle çağrımızın farkına varırsak Xızırı His edebiliriz bu Hisiyatın farkına varanlara aşk olsun. Xızır Günlerimiz Mübarek Olsun. Niyetleriniz kabul ve makbul olsun Sizlere AŞK olsun Sevgi ile AŞK ile Ali Koçak 4 Şubat 2016 Berlin