- 1011 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
AKP KAPANMALI
AKP KAPATILMADI…
Başta ABD emperyalistleri olmak üzere bütün emperyalist dünya Türkiye’yi açıktan açığa tehdit ediyor. Bu durum son AKP’nin kapatılması davasıyla çok daha açık olarak gözlere batırılırcasına gösterildi. Emperyalist dünyanın basın yayın organlarında Türkiye için karanlık görüntüler çizilerek AKP arkalanırken, sözde demokrasinin şampiyonları AKP kapatılırsa Türkiye’yi karanlık günlerin beklediğini yazmaktan çizmekten geri durmadılar.
AKP kapatılırsa gerçekten Türkiye’yi karanlık günler mi bekliyordu?
Hayır! Emperyalist dünyanın ve onların işbirlikçilerinin yazdıklarının, çizdiklerinin ve söylediklerinin gerçekte hiçbir doğruyu yansıtmadığını aklı başında hemen herkes bilir. Gerçekte onların korktukları şey; kendileri ile her konuda uyum içinde olan ve emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda bir dediğini iki etmeyen AKP’nin politik erkten uzaklaştırılacağıdır. Bunların bu yönde çabalarının ve AKP’ye destek yağdırmalarına nedeni de budur.
AKP, Türkiye’yi tartışmasız emperyalizmin soygun ve talanına açmıştır. Ülkemizin en önemli kamu kuruluşları birer ikişer uluslararası sermaye güçlerinin eline geçmiştir. “Durmak yok, hizmete devam” diyerek bütün bunları gerçekleştiren AKP’nin ipliğini pazara çıkarmak ve gözler önüne sermek gerekir. AKP her şeyden önce bu uygulamaları savunan ve gerçekleştiren bir parti olarak tam anlamıyla ülkemizin ve emeğin düşmanıdır. Emek güçleri açısından ödünsüz kendisine karşı savaşım sürdürülmesi gerekir. Günümüzde Sol’un bir bölümünün bu gerçeğin dışına çıkarak AKP’yi arkalıyor olması ise sınıf körlüğünden de öte; özellikle AB’nin uçbeyi olma görevini üstlenmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
İlerici devrimci güçler, 22 Temmuz 2007 seçimleriyle birlikte büyük mevziler yitirmişlerdir. Cumhurbaşkanlığı makamı bile bugün AKP’nin eline geçmiş olup adım adım devlet işbirlikçi dinci gericilik tarafından ele geçirilmektedir. Kadrolaşma hemen her alanda sürmekte, bugüne kadar cumhuriyetin kazanımları olarak düşünülebilecek ne varsa bir bir elden çıkmaktadır. Emperyalistler kendilerini engelleyeceklerini düşündükleri her kuruluşu işbirlikçilerinin de büyük desteği ile yaylım ateşine tutmakta ve onları işlevsiz hale getirerek sindirmeye çalışmaktadır. “Darbe” safsatası ile yollara dökülenlerin gündelik politikalarında darbeci suçlamaları yapılarak hemen her kurum ve kişiler sistemli bir şekilde baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Dün yargı kurumları da içinde AKP’ye karşı çıkanların darbecilikle suçlanıyor olması bir rastlantı olmasa gerektir.
AKP’nin kapatılması görüşülürken sonuçtan umutlu olmayan AKP ve emperyalizm yanlıları, kapatılma olmayınca kem küm edip ağız değiştirerek yargıya güvenden söz edebilmektedirler. Kısaca bunların her söyledikleri baştan aşağı yalan olup hiçbir sözlerine güven duyulmaması gerekir.
AKP’nin kapatılmaması üzerine ortaya atılan birçok medya gülü iktidarın da, muhalefetin de gerilimi düşürmeleri gerektiğine dair ahkâmlar kesmeyi sürdürmektedirler. Bunlara göre iktidar bugüne kadar yatıklarını “durmak yok, göreve devam” mantığı ile yumuşak yumuşak sürdürmeli muhalefet ise hiç sesini çıkarmadan bu soyguncu takımını bir köşede izlemelidir.
Oysa ülkemizde gerginliğin kaynağı 3 Kasım 2002’den bu yana politik, ekonomik ve sosyal kararları ile gerilimi bu noktalara getiren AKP iktidarı olmuştur. AKP, gerçekte sert diye nitelediği muhalefet gibi bir muhalefeti mum yaksa bulamaz. Çünkü mecliste AKP’ye muhalefet eden partilerin muhalefet ettiklerine inanmak oldukça güçtür. DTP’nin AKP’ye karşı muhalefet etmek diye mecliste ne bir görevi vardır ne de kendisini böyle bir görevle yükümlü sayması söz konusudur. DTP’nin meclisteki görevi uluslararası güç odaklarının yönlendiriminde muhalefete muhalefet etmektir. Bu muhalefette Ana Muhalefet Partisi CHP’dir. Ufuk Uras’ın soldan bir şeyler yapması umulurken onun işlevi de AB’nin istediği doğrultunun ötesine geçmemektir. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu dikkate bile almak gerekmez. Çünkü tarikatçı ve gericidir. MHP ise her aşamada iktidarın koltuk değneği olup dış güçlerin özellikle de Amerika’nın güdümünden çıkmasının olanağı yoktur. Geriye bir tek CHP kalmakta bu kadarcık bir CHP muhalefeti bile işbirlikçi vurguncu takımını sallamaya yetmektedir. Eğer CHP gerçek anlamda muhalefet etse ve canı yanan toplum kesimlerini eylemli olarak harekete geçirseydi bugün AKP’nin ikinci kez ülkenin başına bela olması gerçekleşmezdi. Bütün bunlara karşın CHP’nin laiklik, cumhuriyetçilik ve ulusalcılık bağlamında gösterdiği tutum ve davranışlar her türlü emperyalist güç odaklarının, liberal solcuların, işbirlikçi dinci gericilerin yıldırımlarını üstüne çekmektedir. Ve hatta bu çevreler işi öylesine ileri götürmüşlerdir ki, sağları solları faşist ve sermaye uşağı kaynarken hedef tahtasına sürekli olarak Kemalizm’i ve CHP’yi oturtmuşlardır.
Anayasa Mahkemesi katında AKP’nin salt laiklik karşıtı nedenlerin odağı olması yüzünden hakkında kapatılma davası açılması yetersiz kalmıştır. Oysa AKP’nin kapatılmasını gerektiren çok daha yaşamsal nedenler saymakla bitirilemez. Bunlardan birkaçını bile söylesek dudakları ucuklatan vatan hainliği suçlaması cuk diye yerine oturur. AKP vurguncu talancı bir parti olarak ülke varlıklarını hem de yok pahasına kime pazarlamıştır? Yanıt: Emperyalist uluslararası çokuluslu şirketlere. Recep Tayyip Erdoğan, ne adına Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı’dır? Yanıt: Amerika’nın çıkarları için. Kıbrıs dâhil, ülkemizi politik olarak ilgilendiren konularda AKP kimin politikalarının yaşama geçmesine çaba harcamaktadır? Yanıt Emperyalist odakların. AKP’nin iktidarı döneminde iki milyonu bulan aç insanımız var mıdır yok mudur? 18 milyon insanımız açlık sınırında yaşamakta mıdır yaşamamakta mıdır? Yanıt: Evet, iki milyon insanımız aç, 18 milyon insanımız açlık sınırındadır. Sanayi ve tarım çökmüştür. Tarım toprakları yabancılara pazarlanmaktadır. Bankalar yabancıların kontrolüne geçmiştir.
Sonuç bütün bunlar vurguncu, talancı AKP’nin eseriyse kapatılma gerekçesi salt laiklik olabilir mi? Ekonomik, politik ve sosyal uygulamaları ile ülkeyi sosyal bir çöküşün eşiğine getirmiş olan AKP’nin kapatılma nedenlerine bunlarda eklenemez miydi?
Eklenmemiştir. Ötedenberi salt kendilerini laikliğe odaklamış olanların konuya bir bütünsellik içinde bakamıyor olmaları yüzünden hesaplar sürekli olarak Bağdat’tan dönmektedir. Bu durumda AKP baştan sona her konuda ülkemiz ve geniş emekçi yığınlar açısından zararlıdır. AKP ve benzerlerinin temelli olarak kapatılması ancak ve ancak sosyalistlerin yükselttiği bir muhalefetle gerçekleşebileceğini kimse unutmamalı ve hesabını buna göre yapmalıdır. Evet söylüyorum. AKP, erinde gecinde gidecek ve geniş halk yığınları kazanacaktır. Bu da ancak ve ancak sosyalistlerin kararlı bir savaşımı ile gerçekleşecektir. Yeter ki moralleri yüksek tutalım, karanlığın ve işbirlikçi sermaye güçlerinin üstüne yürüyerek emperyalizme dünyayı dar edelim
YORUMLAR
Cem akkılıç isimli arkadaş tam manasıyla kavrayamadığın ve iç yüzünü bilipte araştırma şansın olmayan insanları fettoş ya da başka şekilde isimlendirmen bireysel cehaletinden ziyade düşünmeye erindiğin içindir. İnsanlık adına bir adım atamamış olman seni ömrünü hizmete adamış insanlara salya sümük saldıracak olgunluğa eriştirmez. Çevrende duyduğun ve merak etmekten uzak olduğun o insan bir islam misyoneridir ve bunu algılaman için önyargıdan kurtulman gerekir. Ayrıca sevmesen dahi ismiyle bu şekilde dalga geçmen senin hangi ruh halinde oldugunu gösterir. Biz fikir olarak nazım hikmet i ya da aziz nesin i sevmeyebiliriz ki ben sevmem. Ama sanat adına bir hamlecelik yaptıklarına inanır ve sevenlerini incitmemek adına isimlerini ve kişiliklerini aşağılamam.Lütfen biraz daha kitap okuyun ve insanlarla aranıza duvarlar örmeyin.Zira duvardan maksadım kibir dir ve o duvar üstünüze yıkılır .Saygılar.
HAREKAT BAŞLADI !
08/06/2008 - 13:27
ARKADAŞ BU DA BENİ YORUMUM .. Bu makaleyi yukardaki tarihte kaleme almıştım.Sana cevap niteliği taşıyor bir bakıma . www.haber50.com Tunar ÇALIŞKAN
Lütfen bu yazıyı önyargılı olmadan ve elinizi vicdanınıza koyarak ve geleceğimizi düşünerek okuyun.Bu anlatılacak olanlar bizim meselemizdir haberiniz ve haberimiz ola.
Kimsenin ne düşüneceğini kestiremediğim için kırıcı olacak her satırım için özür dilemiyorum ve her satırımın arkasındayım.
Lafa Erbakan hoca dan kısaca değinerek başlayalım.Biz Erbakan hoca nın vatanseverliğinden hiç kuşku duymayan insanlar olarak (Vatanseverliğini tasvip etsem de Erbakan cı değilim.Zira sevmek başka desteklemek başka) hoca nın bulunduğu siyasi iktidar dönemini yaşımızca hatırlıyoruz.Birbiri ardınca gelen provokasyonlardan sonra işin hainliğini kavrayamayan hoca birilerinin istediği cümleleri kurarak kendi ipini çekmiş ve oyunu kuralına göre oynamak gerektiğini acı tecrübelerle öğrenmiştir.
Aradan geçen zaman zarfında ülkeden 28 şubat denen ve bin sene sürmesi beklenen ama 28 yıl bile dayanamayacağı ortada olan bir süreç geçmiş ve tank paletlerini işitmiştik.
Daha sonraki dönemde ülke koalisyon hükümetine mahkum edilmiş (Bkz. 23-04-2008 sorular/2 de kısaca değinmiştik) ve tarihinin en karanlık günlerine bürünmüştük.Yazar kasa fırlatanlarımı ararsınız yoksa Clinton un önünde esas duruşta duran yitik hafızalı başbakanımı.
Anlaşıldı ki bu iktidar ülkeye ve müttefiklerine faydalı olamayacaktı ve indirilmesi gerekiyordu.O süreci şöyle bir düşünün bakalım.O günlerde daha siyasi yasağı kalkmadan Tayip bey e yoğun bir ilgi vardı.Hatta sam amca daha milletvekili bile değilken görüştü kendisiyle birkaç kez.Kendisine ne denildi ? Ne istendi? Ne vaad edildi? Bunları geçiştirdik ve geçiştirildi.
Biz o günlerde Tayip bey e fısıldanan meseleleri biraz açalım dedik.Ama fazla açacak durumda da değiliz.
Tayip bey e Büyük orta doğu projesinde ABD ve saz arkadaşlarının yanında olmak kaydıyla iktidar için destek sözü verildi o günlerde.Hatırlarsanız medyada bir rüzgar estirildi ve Ülkenin kurtarıcısı ve Kasımpaşalı gibi bir sürü söylemlerle iktidar oldu Tayip bey.Muktedir olamadı lakin bir daha.
Şimdi bu kısa notlardan sonra Ecevit iktidarının başına gelen süreç işlemeye başladı iktidar için.
Sebebine gelince..Tayyip bey oyunu kuralına göre oynayamayan Erbakan gibi davranmadı ve ABD li görünüp bize göre taviz sayılan ama daha sonra algıladığımız bir sürü olgu adına çalıştı gece gündüz.
Kuzey Irak ta söz sahibi olmak adına 1 mart tezkeresini mecliste onaylatmaya çalıştı ama meclis izin vermedi ve ABD nin Irak ta o gün kaybettiği gibi Tayip bey de o gün sindirilmeye başladı.
Tezkerenin reddi ipini çekti.Hatırlarsanız pkk tezkere reddinden sonra kudurdu.Kaç kere ABD malı silahlarla yakalandı örgüt üyeleri.
Zaten 10 iktidar yıkmaya yetecek eylemler geldi peş peşe.Hrant DİNK ten tutun da Danıştay a gelinceye kadar neleri yaşadık.Kitapçı misyonerler kıtır kıtır kesildi.(Misyonerleri sevmiyoruz ama cinayeti tasvit edemeyiz ki.) Şemdinli ye savcı verdik (Ferhat SARIKAYA) ama o bize sır vermedi.
Tüm bu meseleler açıkça yıpratma harekatıydı.Amacına da epey ulaştı maalesef.Son olarak da tüm çabaların yetersiz kalmasından sonra bir mektuptan bahsettik ( 01-06-2008 Siz istediniz isimli makalede değindik kısaca) Bir ülkede yazarlık yapan bir kaos tellalının akp ye dava açılacağını aylar önce bilmesi ne kadar normaldi değimli?
Ama başörtüsü kararından da anlaşıldığı gibi mahkeme kapatacak akp yi.Mahkemenin tarafsızlığı tartışılabilirdi ama yargı bağımsız değilmiydi? Öyleyse aylar önceden ABD li bir yazar bunu nasıl yazabiliyordu ?
O kadar çok soru var ama akp li olmakla itham edilmekten sıkıldığım için girmeyeceğim ve kısa keseceğim.
Benim istediğim şu ki bizim değerlerimize dil uzatan medya organlarının şarjörlerine mermi sürmekten vazgeçelim artık.
Anlayalım lütfen dostu düşmanı.Milliyetçi olmak adına ve muhalefet yaptığımızı düşünerek desteklemeyelim şu ergenekon yada atabey türü yapılanmaları.
Sorsak kimse desteklemiyor ama görünen köy kılavuz istemez arkadaşlar.
Ve görünen köy çok yaklaştı ve eğer akp kapanırsa ki kapanacak emin olun bu günleri arayacağız.Bu ülkenin ekonomisi bir anda bozulmadı bu yüzden bir anda düzelmez.
İstikrar en güzel olgudur şu günlerde.Bu davayı bir siyasi partinin kapanma davası olarak görmek gerçeğe göz yummak olur zira bu geleceğimize açılan bir davadır ve bir yargı darbesidir.
Eğer dava açılmasaydı ekonomi daha iyi olacaktı.En azından istikrar olacaktı.Arkadaşlar Erbakan hoca ya, Özal a ve Menderes e yapılan akp ye yapılıyor ve kişileri bırakalım olanlar ülkeye olacak.
Hiçbir darbenin yada parti kapatmanın hayırlı neticesi olmamıştır ve olmayacaktır.Bu dava zihinlere vurulan bir zincir ve gönüllere vurulan bir darbedir.Adını koymasak ta bu bir darbedir.
Sözümüzü Emniyet İstihbarat eski başkanlarından Bülent ORAKOĞLU nun bir iki tespitiyle bitireceğiz.;;;;;
EĞER AKP AMERİKAN CI OLSAYDI ONLARIN İRAN A SALDIRMASINA GÖZ YUMARDI.EĞER AMERİKANCI OLSAYDI UCU AMERİKAN CI DERİN YAPILANMALARA VE DEVLET İÇİNE SIZMIŞ ÇETELERE EL ATMAZDI.EĞER AMERİKANCI OLSAYDI SURİYE YE SALDIRILMASINA GÖZ YUMARDI……
Devamını isteyenler bekleyecekler kusura bakmasınlar sonraki yazımız Hacıbektaş ilçemizle ilgili olacak inşallah selamlar saygılar….
[email protected]
tunar2019 tarafından 8/1/2008 6:51:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yazının bütününe ilşkin tartışılabilecek yaklaşımlar bulunabilir.Ancak AKP için belirtilen ve eleştirilen hangi tespit yanlıştır,yalandır.Yeraltı yerüstü kaynaklarımızı,75 yılda kurulan,oturmuş KİT'leri "Babalar gibi satan" ve satacak olan AKP değil midir?Gerçekten RTE ne adına,kimin çıkarlarına "eşbaşkanlık" yürütüyor.Kıbrıs gitti,sessiz sedasız nehirler satılıyor,nehirler!
Kemalizm'i savunmak,Atatürkün arkasına saklanıp ideoloji yapmak...mış.Ayetler,hadisler vb. ile acaba neyin arkasına saklanıp ideoloji yapılıyor?
Bence de AKP kapatılmalıydı...
Yazınızı dikkatle ve sonuna kadar okudum..
Yazdıklarınızı bireysel düşünceleriniz ve düşünce-düşüncelerinizi ifade etme özgürlüğünüz olarak algılıyorum. Herkesin aynı düşünmesi mümkün değildir ve olmamalıdır da. Her düşünce tarzını bir zenginlik olarak görüyorum.
Ne yazık ki, dün alkışladıklarınız bugün sizin gibi düşünmedikleri için ya satılmış ya da işbirlikçi olarak adlandırılmış. Buna çok üzüldüğümü söylemeliyim.
CHP dışındakiler nerede ise hâin, gerici, işbirlikçi olarak adlandırdınız. Oysa onların oy oranı %80. Eğer halkın temsili esassa, demokrasi varsa sizin gibi düşünmeyenler bu ülkede çoğunluk..Yani sizin gibi düşünenler %20.. Evet bu sizin adınıza gerçekten çok üzücü.
Şahsen; sol bir partiye oy vermeyen, kesinlikle de vermeyecek, sol bir partinin bu ülkede iktidara geleceğini düşünmeyen, temenni etmeyen ve gelmemesi için de dua eden biri olarak bu duruma kendi adıma üzüldüğümü söyleyemem..
Nasıl ki bu ülkede bir kesim Ecevit'e, Baykal'a hatta Sezer'e tahammül etti ise sizler de tahammül etmeyi öğreneceksiniz.
Bu demokrasinin gereğidir.
Ama, demokrasiden vaz geçersek sanıyorum hepimiz zararlı çıkarız...
Muhabbetle
YusufZiyaKarahasanoğlu tarafından 7/31/2008 10:59:16 PM zamanında düzenlenmiştir.