- 1556 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Sevginin Gücü
Parlak bir yağmur çiseliyordu.
Kadın arka sokaklardan birine gömmüştü adımlarını ...kümülüs bulutlar bir yorgan gibi dizilmişlerdi.
hafif bir pazartesi rüzğarıydı saçlarından geçen.
Doğa tek dostum dedi içinden...Kimsesi kalmamışlığın verdiği ıssız bir düşünceydi beyin damarlarını zorlayan. Sevdiği herkesi ve tek aşkını kara toprağa vereli sanki henüz dakikalar olmuş gibiydi.
Oysa geçen bir kaç aydı ardı ardına hepsini kaybedeli.
hep bu sahnelerinin tekrarı vardı düşüncesinde.İnanamıyordu hayat böyle bir şey diye düşündü asla adil değil .
Tren garına doğru bir yürüyüşe çıkmıştı
Adımları onu sürükleyen bir ölü bakışı gibiydiler...Tren yoluna vardığında hep hayatın bir sahne,insanların ise oyuncular olduğuna dair düşüncelerle doluydu...
Tıpkı resimlerde gördüğü bir sahneyi kendi yaşıyordu oturdu demir yoluna istemsizce yapıyordu adeta trenleri bekleyen yolcular gibi başladı ölümünü beklemeye...
Çok mu sevdim, çok mu mutlu oldum ,mutlu yaşadım da ondan kaybettim tüm sevdiklerimi dedi...Çünkü hayatın inişli çıkışlı olduğunu büyük mutlulukların ardından üzüntülerin büyük üzüntüleri ardından da mutlulukların yaşandığına inanıyordu.
Gayri ihtiyari bulutlara bakıyordu, gökyüzüne belkide belki de Allah’ın hep orada olduğuna dair bir ön yargı vardı insanoğlunda dua ederken Allah’ım derken hep gökyüzüne bakmaz mıyız...onun gibi
uzun dakikalar geçti gitti yanından ışık hızıyla. dakikalar çığlık çığlığa kırlangıç sürüleri gibi geçmekteydiler, derken sırtında bir dokunmayla açtı gözlerini...
İlk anda yok olamaz biri gördü beni filmlerdeki gibi kurtarmaya koştu dedi fakat bu insan dokunmasına benzemiyordu robot gibiydi ardına dönüp bakmak yerine kafasından o mu...bu mu...şu mu ...acaba geçiyordu yok insan olamazdı yoksa dilsiz biri miydi bu cankurtaran ?
Evet dönüp bakmadı fakat o kurtarıcı kendisi geldi onun kucağına oturdu
bu bir kedicikti bembeyaz belli ki ya kaybolmuş ya da terk edilmişti yalnızdı .
Gülmekle ağlamak arasında aman Allah’ım dedi.
Filmlerde bile olanaksızdı böyle bir şey
intihar edene hep cankurtaran olarak insanlar müdahele ederdi kucağındaki şefkat küpü bakışlarıyla ona gitme ben varım beni sev kimsem yok bu acımasız dünyada birbirimize sımıkı bağlanalım der gibi maviş maviş derin bakışlar atıyordu mırıltısı da cabası...
bu düşüncelere ve kediye dalmıştı ki uzaktan gelen trenin son bir korna sesini duyduğu an kendini kucağındaki kurtarıcı ile kenara attı...evet ağlıyordu hemde hıçkıra hıçkıra.
Meleklerin Allah’ın gücüne bir kez daha inanarak sımsıkı sardı bu afacanı
minik bir kedicik yalnız değilsin der gibiydi daha sıkı kucakladı ıslak tüylerini okşadı güven verdi ona ve güven hissetti yürümeye başladı
evlerine doğru ki artık evi değil evleriydi yalnızlığı kimsesizliği bitmişti üstelik ona ihtiyacı olan
Bir sevgi arsızı dostu vardı yanında gülümsedi Melegim dedi kurtarıcısına adını Melek koydu
Kadim bir dost vardı ömrü boyu onu terk etmeyecek...
Ayşegül Aşkım Karagöz
YORUMLAR
Kediler hissiyatiyla yuksek olan canlılar, avlunuzdan köpekleri, bacanizdan kuşları ve evinizden kedileri eksik etmeyin.Sevgiyle ve mutlulukla kalın...
Yaşamın her hangi bir yerinde ve her hangi bir zamanda yaşanmış ya da yaşanabilecek olan bir hüzünlü insan hikayesi idi değerli arkadaşım. Ne yazık ki bu tür acı hikayelerin sonları , hep bu hikayedeki gibi gülümseterek de bitmemekte. Bir kent kasaba gazetesinin bir kenar köşesinde küçücük bir haber ki ; çoğu zaman gözlerden bile kaçan, bir an için iç burksa da, çabucak unutulan yaşanmışlıklar . Kısacası acı hayat ...
Yüreğin ve kalemin var olsun. Çok güzel ve etkileyiciydi...