* Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.
Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
o pub'ın taburesinde oturup Aslı ablaya da inandım, söylediğiyle ben de bir şok geçirdim, ardından Talat abinin sesiyle rahatladım. bazı öykülerin gerçek olup olmadığı mühim değildir. hissettirdiği gerçeklik, yaşanmışlık daha mühimdir. ben o gerçekliği hissettim. tefo'ya ciddi anlamda üzüldüm. sadece tek bir yerde oyalandım hocam, "çoğunlukla" yerine "çoğunluk" kelimesinde. elinize sağlık, saygılar, selamlar.
estağfirullah hocam hata sayılmaz bence, sadece okurken duraksamama neden oldu. hoşgörünüzü bildiğimden bahsettim. bahsettiğiniz mahalleleri birebir yürüyerek gezmek istiyorum sayenizde.
Ayak izlerimi takıp et... @ karlı günlerde ise beni kaybet !..
Zaman oturdumu insanın gövdesine, gücün yeterse kov hadi. Kovamazsın ,kovduramazsın. Artık Aslı'nın kiloları gibi ağırlığını gövdene oturtmuş , seni tüketene kadar seninledir artık.
Çevrene düşen sonbahar mevsimijin renkleri, eskiyen her şeye rengini çaktırnadan sürüyor. Aldanış iste. Guneş aynı yerden doğuyor, aynı yerden batıyor. Gün geceyle hergün dans ediyor. Aldanış iste , bizde onlar gibi kendimizi sanıp aldanıyoruz iste.
Bir Kasabanın, ilçenin, beldenin , sokağin , köyün ve bir evin... Bir insanın, mutkaka bir hikayesi vardır. Ya da haklarında uydurulan , yarısı gerçek, yarısı yalan hikayeler. Ben en çok hikayeyi anlatan ama kendi yalanlarını hikayeye ekleyenlerin yalanlarını severim. Orada kisi kendi hayat izlerini bırakmıştır az-çok.
Hayatın içinden baska hayatlara bir kaçış mutlaka vardır . İster bu kaçış gercek olsun, isterse hayal olsun, mutlaka bir kaçış vardır.
İlla ki, Güneşin doğudan doğup batıdan battığına her şeyini sürüp iddiaya girenler olmuştur zamanında. Kaybettiklerini biz anladık ama onlar doğru olduğundan emin göçtüler bu dünyadan. Enteresan değil mi?
Öykülerdeki yalanları ben de çok severim. Galiba öyküyü öykü yapan biraz da o yalanlar.
düşkünlük ve tinercilik kavramı arasında çok fark var aslında tinerciler daha yeni sayılır yada o bonzaiciler. neyse eski düşkünler genelde alkol yada kumar nedeniyle bu yola iner ama hep bir itki olur bunun için kimse bir anda birden bire delirmez. geçmişi vardır herşeyin. öyküde toplumumuzun o entrikacı ruhuda var kardeşiymiş kavramı misal. ama Talatın söylediği mantıklı şu ilk baştaki kızın sesinin erkeksi olması mevzusu yüzünden.
öykü içesimi ve dinleme isteğimi arttırdı. eline sağlık hocam
Çoktandır yoktunuz. Önce o kendinize has üslubunuzla yazınızı okuduk. Sonra da yeni resminizi gördük (Gözlüksüz) dalgın, düşünceli... Hoş geldiniz. Bırakıp gitmeyin olur mu?
Tefo diye biri kesin vardır.Ama Talat abinin çok yaratıcı bir zekaya sahip olduğunu düşündüm başta. Sonra düşününce, zaman ve toplumdaki değişmeler o kadar hızlandı ki belki de böyle bir olay yaşanmıştır, dedim. Tebrikler
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.