- 667 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kadın Özgürlüğü ve Tarihçesi
Günümüzde her ne kadar kadın özgürlüğü için mücadele edilse de toplumda kadını özgür olarak görmüyoruz. Erkek kadından üstündür diye saçma sapan bir zihniyetle kadını erkeğin kölesi olarak görmekteyiz, az da olsa tersini düşünenler de var. Kadının erkeğin kölesi olduğu düşüncesinin bu zihniyetlere anlatmak gerçekten de oldukça zordur
Bu zihniyeti ortadan kaldırmak için (tabi bunda kadının da büyük bir rolü var) incelikle kadın kendisini bir obje olarak değil de bir kişilik olarak ortaya koyması gerekir. Kadın devletin, erkeğin, tanrının, ailesinin bir kölesi olarak görülmesine karşı çıkmalıdır.
Mesela ilk çağa baktığımızda kadınlar özgürdü. Evet ilk çağda, şimdi diyeceksiniz ki ilk çağda kadın nasıl tam anlamıyla özgürdü? Şöyle anlatayım; toplayıcılıkla geçinen toplumlarda kadınlar, erkeklerle birlikte meyve toplar ava çıkardı, kadınlar çocuk yapacağı erkeği kendisi seçerdi ve tam anlamıyla özgürdü. Kısacası kendi geçimini kendisi karşılardı, bir erkeğe ya da herhangi birine bağlı değildi. Bu böyle devam ederken erkekler beğendiği bir kadını mağaraya kapatıp beslenmesini üstlendi ve böylece başka bir erkekle temasını önlediler. Birnevi kadına elkoydular ve böylece kadını mülkiyetlerine geçirdiler. Erkek, mülkiyetine aldığı kadının beslenmesini üstlendiler, tabi doğan çocuğu da ona aitti, daha çok meyve ağacına ve avlanma alanlarının sayısını çoğaltmaları gerekiyordu. Böylece mülkiyet edinme fikri de ortaya çıktı. Daha çok mülkiyet daha çok kadın demekti ve ne kadar mülk o kadar güc demek günümüzde de böyle değil mi zaten?
Kadına el koyma zihniyeti giderek yaygınlaştı, tek bir kadın özgür kalmayıncaya kadar böyle devam etti. Bu durumdan rahatsız olan özgürlüğünü kazanmak isteyen kadınlar erkeklere karşı savaş açtı. Amazon kadınlarını hepimiz biliriz fakat sonucunda erkeklere karşı olan özgürlük savaşını kaybetmiş kadınlara el koyma zihniyeti erkeklerin de kendi özgürlüklerini kaybetmesine neden oldu. Şöyleki bir kadına birden fazla erkek ”ele geçirmeye” çalışınca bu durum erkeklerin kendi aralarında savaşmalarını, dövüşmelerini gerektirdi. Tabi güçlü olan galip geldi, diğer erkekler de ya öldürüldü ya da mahkum edildi. İşte böylece erkeklerde kadına el koyarak kendi özgürlüğünü de kaybetmiş oldu.
Güçlü erkek istediği kadına el koyarak ve böylece mülkiyet edinme fikri de hızla yayıldı. Mülkiyet edinme savaşlara yol açtı, daha çok mülkiyet daha çok savaş demekti, bu anlayış günümüze kadar bir takım değişiklerle ulaştı. Sonuç olarak kadınlar özgürlüğünü kaybetti, ne zaman kadınlar özgür olur insanlık da o zaman özgürleşir ..
KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ EŞİTTİR İNSANLIĞIN ÖZGÜRLÜĞÜ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.