- 272 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DEHLİZ
İnsanların sert ve acımasız bakışları üzerinde ürkek adımlarla sahneye doğru adım attım. Sessizliğim bir kılıç gibi boynumu kestiği anlardan birindeydim. Bileğimi saran bu topuklu ayakkabılar beni daha da kuvvetlendirip özgüvenli yapması gerekirken sanki adeta daha da dibe batıyordum. Birden fazla maskelere bürünmüş olan bedenlerdeki insanlar şuan karşımdaydı. Tek bir kelimemle bu işi batırabilir, tek bir notada geri kazanabilirdim. Selamlamak için hafifçe kafamı eğdim. Bütün gözler üzerimdeydi. Biraz merdümgiriz bir insandım. Yaşadıklarım beni adeta bıçak gibi kesmiş, ruhum karanlığın tesiri atında kalmıştı. Bu öyle bir karanlıktı ki mikrobun vücuda yayılması gibi bir şeydi. Hatta karanlık öyle bir sarmalamıştı ki beni ağaçları bile canavar olarak görmeye başlamıştım. Kendimi daha da çıkmaza sürükleyen ben ve acımdı. Acı beni sonu görünmeyen dipsiz bir kuyuya çağırıyordu ve ben buna engel olamıyordum. Bu mikrop acıydı. Acı sanki karanlıkla bütünleşmiş ve beni de parçası olarak kullanıyordu. Yaralarım sanki ruhumla bütünleşmişti. Maskemi çıkardığım an tüm çıplaklığıyla sergilenecekti ve ben olduğum yere mıhlanmıştım. Ne kaçabiliyor ne de durdurabiliyordum. Acı her yerdeydi ve ben artık bunula yaşamaya mecbur olduğunu yeni anlamış bir çıkmazdım. Çıkmaz bendim ve bir yerden sonra kendi sonumu hazırlamış zamanın bana bu sonu getirmesini bekliyordum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.